İki Hikaye İle Türkiye ve Ortadoğu Meselesini Anlamak

110

Şu anda Türkiye’de olan siyasi gelişmeleri karmaşık bulabilirsiniz. İktidar partisine alternatif olabileceği düşünülen ve AKP’ye en sert sözlerle eleştirilerde bulunan Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu’nun daha sonra da Tuğrul Türkeş’in AKP’lileşmesinin sebebini keşfedememiş olabilirsiniz.

En temel meselelerde “AKP’nin gafletten öte ihanet içinde olduğuna” dair söylemlerine alıştığımız Devlet Bahçeli ve Mustafa Destici’nin de artık iktidara muhalefeti bırakıp, muhalefete muhalif olmasını anlamakta zorlanabilirsiniz.

AKP ile ittifakı sayesinde zaten devleti ele geçirme işleminin son aşamasına gelmişken FETÖ’nün neden darbe teşebbüsü yaptığını anlaşılmaz bulabilirsiniz.

Irak ve Suriye’de ABD ve Rusya’nın kimlerle müttefik, kimlerle düşman olduğunu; bunlarla diğer aktörler Türkiye, İran, Esad, IŞİD, PYD, YPG, ÖSO vd.nin hangi cephede kimin kimle ittifak, kime karşı, kimin yanında olduğunu anlamak zaten son derece güç.

Hele ikisi de zaten ABD kontrolünde olan iki İslam ülkesi Suudi Arabistan ile Katar’ın düşmanlığı sadece bir mezhep çatışması gibi görülebilir. ABD’nin her ikisine yüklü miktarda silah satması bir pazarlama başarısı zannedilebilir. Suudi Arabistan öncülüğündeki Katar karşıtı devletlerin ABD üslerine ses çıkarmazken, Katar’a “Türkiye’ye üs verme” diye çağrı yapmasını açıklamak konunun uzmanı olmanızı gerektirebilir.

Bu kadar parametreyi çözümlemek kolay değil. Sistematik bir inceleme ve analitik bir yorum beceriniz yoksa kafanız daha da karışabilir.

Kafayı yemektense, bir kolay yol ile zihnimizi berraklaştırmaya çalışmak belki de daha uygun olacak.

Bütün bu karmaşık durumları anlamaya yardımcı olabileceğini düşündüğüm iki hikayeyi sizinle paylaşmak geldi içimden. Eğer bu meseleleri anlamamıza yardımcı olursa maksat hasıl olmuş olur. Yok “ben bundan bir şey çıkaramadım” derseniz, bu bayram gününde sizi sıkmayan bir yazı, gülümseten iki hikaye okumuş olursunuz.

**********************************

Horoz ve Tilki Hikayesi

Bu hikaye ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılmış. Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.

Filmin adı “Küçük Tavuk.” Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.

Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.

Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor.

Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor.

Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor.Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. 

Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.”

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış.

Ve dersin hocası kürsüye çıkarak, “İşte Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir” diyerek dersi özetlemiş.

**********************************

Fil Avcıları

Fil avcılarının filleri avlama ve ehlileştirme hikâyesi şöyleymiş:

Filler çok geniş vadilerde yaşasalar bile her gün kullandıkları yoldan gidip gelirlermiş.

Fil avcıları da fillerin geçeceği yolu derince kazarlar, üzerini ince bir tabakayla örterler ve en önde yürüyen filin o kazılan çukura düşmesini sağlarlarmış.

Fil avcıları siyah elbiseler içerisinde, yüzleri kapalı olarak gelir, çukurda çırpınan fili kırbaçla dövmeye başlarlarmış. Birkaç gün hiç yiyecek vermezlermiş.

Birkaç gün sonra aynı avcılar, beyaz elbiseler içinde filin sevdiği yiyeceklerle gelirler ve filin karnını doyururlar ve hortumunu, yüzünü gözünü okşarlarmış.

Avcılar, fili kendilerine alıştırdıktan sonra çukurun önünü kazarak fili oradan çıkarırlar ve filin hortumundan tutarak kendi fil damlarına götürürler ve ölünceye kadar fili işlerinde kullanırlarmış.

Filler kendilerini avlayan fil avcılarını kurtarıcıları sanarak, onlara ömür boyu sadakatle hizmet ederlermiş.

 

 

 

 

Önceki İçerikİyi Bayramlar!
Sonraki İçerikİslâm Medeniyetinde Bilgi ve Bilim
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.