İki Dillilik!

94

Neşe Düzel’inTürkiye’nin en yetkin siyaset bilimcilerinden ve anayasa hukukçularından olan, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Özbudun’la yaptığı konuşmadan bazı alıntılar:

– Resmi dairelerde iki dillilik bu anayasada  yer alabilir mi peki?

– Yer alabilmesi için Kürtçenin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi lazım. Çünkü resmi dil nedir? Kamu dairelerinde ve devlet işlemlerinde kullanılan dildir. Her kamu dairesinde ve kamu işleminde Türkçenin yanında Kürtçenin de kullanılması, pratikte Kürtçenin ikinci resmi dil olması demektir. Türk toplumunun çoğunluğunu ikna ederlerse bu olabilir ama çoğunluğun böyle bir talebi kabul edeceğini sanmıyorum. Şahsen ben de buna taraftar değilim.

– Niye?

– İki resmi dili kabul eden ülkeler var. Mesela İsrail. Arapça ikinci resmi dil. İsrail parlamentosunda Arap milletvekilleri var ve Arapça konuşabilirler. Ama Amerika’da on milyonlarca HİSPANİK var ve İspanyolca ikinci resmi dil değil. Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu bölgelerin yerel yönetimlerde, belediyelerin ve il idarelerinin işlemlerinde iki dillilik kabul edilebilir. Bu, üniter devlete  mani değildir. Mesela İtalya’da bir resmi dil var ama Avusturya sınırındaki Alto Adige bölgesinde çoğunluk Almanca konuşuyor ve orada yerel yönetimlerde İtalyanca’nın yanında Almanca da kullanılıyor. Ama İtalyan parlamentosunda Almanca konuşma yapamazsınız, mahkemelerde Almanca kullanamazsınız.

– Türkçe bilmeyen Kürt vatandaş kendisini nasıl savunacak? Vatandaşın kendisini anadilinde savunabilmesi temel bir hak değil midir?

– Orada mesele çarpıtılıyor. Bizim Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, eskisinde de yenisinde de, taraflardan birinin Türkçe bilmemesi halinde ona tercüman sağlanması gerekliliği var. Ama sizin benim kadar iyi Türkçe bilen birinin, ben Kürtçe savunma yapacağım diye ısrar etmesi, bir nevi Kürtçenin resmii dil olması anlamına gelir ki, o zaman Meclis’te de Kürtçe konuşma hakkı olsun. Sadece Kürtler değil, Arap kökenli vatandaşlar da Meclis’te ve mahkemelerde Arapça konuşsun. Türkiye’deki tek dil azınlığı da Kürtler değil! Çerkesler, Boşnaklar da kendi dillerini konuşsunlar. İşte bu, fiilen iki resmi dil anlamına gelir.

– İki resmi dile sahip Avrupa ülkeleri hangileri?

– Belçika. Ama Belçika yapay bir devlettir. 1815’te Almanya ile Fransa arasında tampon bir devlet oluşturmak için kuruldu. Belçika’da Fransızca konuşan Valonlar ve Hollandaca konuşan Flamanlar var. Belçika’nın dışında Avrupa’nın hemen hiçbir devletinde iki resmi dil yok. Sadece bazı devletlerin bölgelerinde iki dillilik var. Ama Türk toplumunun çoğunluğunu ikna edici bir argüman ileri sürebilirlerse iki dillilik düşünülebilir. Dayatmalarla gerçekleşmez bu.

(Neşe Düzel, Taraf, 21 Kasım 2011)

 

Önceki İçerikDünyada Genel Manzara
Sonraki İçerikİstanbul’un İşgali ve Siyah Bayraklar…
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.