İdealist Bilge: Prof. Dr. Turan Yazgan

92

Hayatta iken ve 22 Kasım 2012 tarihinde ebedî âleme doğduktan sonra kendisine uygun görülen sıfatların birkaçı şöylece belirtilebilir:

Türk Dünyasının Dede Korkutu’‘, ‘Türk Birliği Mefkûresinin Mücâhidi‘, ‘Nehirleri Türk Birliğine Akıtan Bilge‘, ‘Türk Dünyasının Çağdaş Korkut Atası‘, ‘Ulu Bilge’, ‘Bir Türkmen Kocası‘…

Prof. Dr. Turan Yazgan, bu sıfatların hepsini ve daha fazlasını hak etmişti.

O’nun üstün vasıfları ve adı ile özdeşleşmiş fikirleri başlıklara da makalelere de sığmaz. Gücü bedenine, düşünceleri ve zekâsı beynine sığmadığı gibi…

Turan Yazgan Hocamızın vasıflarının birkaçına sahip olabilenler bile; günümüz toplumunda çok saygın insan olarak kabul görürler.

O, mayası bizden olmakla birlikte, sanki başka türlü yoğrulmuş, ‘nimet‘ olarak kabul edilecek bir fikrî gıda,  ipliği-boyası bu toprağın ürünü olmakla birlikte farklı dokunmuş çok değerli bir kumaş gibiydi. Kendini gerçekleştirmiş farklı ve üstün bir şahsiyet abidesi idi.

Dünyanın neresinde olursa olsun, Türk milletine mensup her insanın; başı dik, karnı tok olarak kendi millî bayrağının altında bağımsız bir ülkede yaşaması idealine gönül vermişti. Babası, onda bu idealin oluşmasını istediğinden mi oğluna ‘Turan‘ adını koymuştu, yoksa o mu adını, ruhuna fikrine yansıtıp bu ideali benimsemişti? Bilinmez. Fakat bir insanın fikrî yapısının ismi ile özdeşleşmesinin mûcize kabilinden ender görülen örneğidir.

Türk ırkının bütün özelliklerini şahsiyetinde toplamıştı. Fakat asla ırkçı değildi. Irkçılığa dayalı milliyetçiliği reddettiği gibi, Türkçenin doğru ve güzel konuşulması için çalışırken, her dilin, diğer milletlerin dilinden kelimeler alabileceğini belirtiyor, kelime ırkçılığı da yapmıyordu. O, gerçek anlamda ‘Kültür milliyetçisi‘ idi.

Çok kişi Turan Yazgan’ı, yalnızca millî değerlerimizle ilgilenen ‘Türkçü-milliyetçi fikir adamı‘ olarak bilir. Biraz daha yakından tanıyanlar, O’nun mânevî değerlerimize de gönülden bağlı olduğunun şahididirler. Şöyle diyordu:

Türk üreticisi, sanatkârı ahlak sahibidir. Ahlakın kaynağı dindir. Sanatkâr-esnaf olarak yetişecek Türk genci, çıraklığa kabul edildiği gün, ezan okumasını öğrenir. Kalfalık imtihanını başardığı gün Kur’an-ı Kerim’i hıfzetmiş olur. Usta olduğu zaman da cemaatin önüne geçer, namaz kıldırır. Bunları gönüllü olarak yapar. Para-pul beklemez. Hangi ustanın çırakları, hangi caminin, hangi minarenin, hangi şerefesine daha önce tırmanmışsa, ezan okuma hakkı onundur. İçten okur. En güzel şekliyle okur. Hangi usta mihraba yakın oturmuşsa, tesadüfen veya bilerek; o, namaz kıldırır. Çırağı, kalfası ve ustası böyle bir ahlakla donanmışsa, onlar hileli mal yapmazlar. Kaliteli üretim yaparlar. Ürettikleri mallar her yerde aranır. Toplum, refaha erişir. Ahlak sayesinde, din sayesinde…’

‘Türk Birliği’ni görüyor ve ona candan-yürekten inanıyordu. İnancını şu sözlerle ifade ediyordu:  Nehirlerin akışı Türk birliği yönündedir: Dil birliği, fikir birliği, işbirliği!‘ İş birliğini de şöyle yorumluyordu:

İşbirliği, karşılıklı ticaret değildir. Onu, İsrail ile İran da yapıyor. Türk dünyasında işbirliği; Herhangi bir Türk Devleti’nin tesis yetersizliği sebebiyle işleyemediği hammaddesini, bir başka Türk Devleti’nde nihai mamul hâline getirip, gerek hammaddeyi üreten ve gerekse, işleyen ülkenin ihtiyacı karşılandıktan sonra dünyaya, piyasa değeri üzerinden satmak ve elde edilen dövizin bir kısmını cari harcamalar için kullanıp, geri kalan kısmını yeni yatırımlarda değerlendirmektir.’

* * *

İnsanlar, mezara konulduklarında değil, fikirleri unutulduğu, isimleri anılmaz olduğu zaman vefat etmiş olurlar.

Turan Yazgan, eserleriyle anılacak, fikirleriyle yaşayacaktır.

 

Önceki İçerik40. Şura ve Fazlalıkları Atarak Anlatmak
Sonraki İçerik10 Kasım’ın Düşündürdükleri
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.