Son zamanlarda gelişen olaylar karşısında insanların tavır ve davranışları bu yazıyı yazmama sebep olmuştur.
Müslüman görüntüsünde dinci geçinen insanlar var içi kapkara dışı sapsarı bu insanlardan korkmak ve uzak durmak gerekiyor.
Kutsal dinimizi istismar ederek saf temiz insanlarımızı din adına sömüren onları ezen dünyevi menfaatleri için bu insanların inançlarını sömürenlere lanet olsun.
Birde milliyetçi geçinen fakat milli şuurdan yoksun, gençlerimizi ve milli düşünceye sahip olduğu için milliyetçiliği şiar edinmiş vatan sever insanlarımızı palavra sözlerle kandırarak onların üzerinden rant elde etmeye çalışan içi kara dışı kızıl insanlara da yazıklar olsun.
Şimdi her iki guruptaki bu kapkara insanları büyük insanların tarihe ışık tutan sözleriyle değerlendirilelim.
-” Nice insanlar gördük üzerinde elbise yok. Nice elbiseler gördük içlerinde insan yok”
-İdarecilik silgi kullanmadan, resim çizebilme sanatıdır. Hataya gelir tarafı yoktur. Ama asıl problem dikkatsizlik değil, kendi kişisel çıkarlarını devlet ve millet çıkarlarının önüne geçirme vicdansızlığıdır.
-Kendi fikriniz kadar başkalarının da fikirlerine değer vermek, hayatı önem taşıyan konuları da “danışma” kurumunu işler hale getirerek anlamlı kararlar alabilmek gerekir. Vatan topraklarının pazarlığı olmaz. Düşman gelip kapına dayanmışken kişisel menfaatleri düşünmek kalbi karartır, yönünüzü şaşırırsınız. Değil isabetli karar verebilmek, eğer niyeti bozmuşsanız zaten sizin ülke menfaatleri diye bir kaygınız kalmayacaktır. O takdirde adınızı bile unutursunuz.
-Herkes sahtekârlığın, yalancılığın, vicdansızlığın, bencilliğin, merhametsizliğinin, geçimsizliğin arttığından şikâyet eder. Ama bu özelliklere ait huylarını hiç kimse değiştirmemektedir.
-Hayatta kaybedebilirsin, kaybetmeyi ahlaksızca bir kazanca tercih et.
-Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
Kalem eğri dilli, mürekkep siyah yüzlü, kâğıt ikiyüzlü şimdi kalkıp arzuhalimi kime mahrem kılayım?
-Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyor diye onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır.
-İnsanların ruhlarından söküp atacakları yalnız iki şey vardır. Bencillik ve imansızlık.
-Aklı başında bir insan isen bir lokma ekmek için şu dönek tabiatlı adi dünya ehline baş eğip muhtaç olma git değirmen gibi sende ekmeğini taştan çıkar. Alnının teri ile kazan ve kimseye minnet etme.
-Bir sürü adi alçak insanın yüksek mevkilere çıkmak suretiyle başları göğe erişti. Doğrusu şu dünyada hayli alçakmış.
-Açık olan şudur ki ister bir kuruşa muhtaç bir fakir olsun ister servet sahibi zengin olsun en sonunda hepsinin yeri şu kara toprağın altı olacaktır. Öyleyse bir gün tükenivermesi mukadder olan bu fani ömrümüzde maddeye bu kadar bağlılığın ne faydası var?
-Zamane insanlarının hepsinin emeli nam kazanmak meşhur olmaktan ibarettir. Onlara sorarsanız her biri falan büyük adamın oğlu veya filan paşanın torunudur.
-Bütün sermayeleri bir mezar taşından ibaret olduğu halde şu mevki sahibi olan bazı insanların bu derece alçaklık etmelerine sebep nedir acaba?
-Zamane zenginlerinden lütuf ve yardım bekleyenlere yazıklar olsun ki gül resminden gülsuyu umanlara benzerler.
-Ne zaman olursa olsun, rüzgârın mutlaka mumu söndürüvermesi gibi mevki ve ikbal sahibiyim diye böbürlenenleri de zulme uğrayanların ahı bir gün silip süpürür.
-Zülüm ve haksızlıktan elde edilen ve gece gündüz bütün gıdası fakirlerin gözyaşından ibaret olan saadete lanet olsun.
-İnsan rüyasında bir define görse zengin olur mu? Dünya malı da bu defineye benzer. Bu gün varsa yarın yoktur. Hayat boyunca elde ettiğimiz bütün bu servetler son nefesimizi verir vermez bizi terk eder. Manevi âleme yine yapayalnız ve çırılçıplak gideriz. Öyleyse akıllı insan böyle bir eğreti refaha fani saadete nasıl kıymet verir?
-Cahil neşeli ve güler yüzlü bir insan bile olsa ona gönlünü asla açma şubat güneşine aldanıp da açılıp saçılmak tehlikelidir.
-Para veya malın çok olması insanın şerefini artırmaz eğer hakikaten şeref sahibi bir insan olmayı istiyorsan ilim ve irfanını, faziletini ve ahlakını çoğaltıp geliştirmeğe çalış.
-Mayası, soyu bozuk bir adama süslü ve kıymetli elbise giydirsen, o adam soylu soplu bir insan olur mu? Eşeğin sırtına altınla dikilmiş palanda vursan yine eşektir.
Bütün bu hikmetli ve güzel sözler içi kara, dışı sapsarı insanlara hiç teysir etmez. Ancak benim yazımı okuyan değerli okuyucularım bundan ibret alırlar ve içi kara dışı sapsarı insanları daha iyi tanırlar ve ona göre bu insanlarla davranışlarını dikkatli yaparlar.