06 Şubat depremlerinden sonra iki türlü iç
göç yaşanmakta. İlki depremin etkilediği illerde evini, işyerini ve
yakınlarını kaybeden depremzedelerin başka illere göçüdür.
Depremzedelerin bir kısmı geçici olarak yakınlarının
yanında barınmak için göçtü. Bir kısmı ise devletin, STK’ların ve vatandaşların
yine geçici olarak kendilerine tahsis ettiği yurt, otel ve evlerde kalmak için
il değiştirdiler. Bir kısmı da başka illerde maddi imkanları elverdiği ölçüde
kiralık evlerde kalıyorlar.
Deprem bölgesinden başka illere göçenlerin
miktarının 1 milyon hane halkı olduğu tahmin ediliyor. Muhtemelen deprem
bölgesine yeni yapılacak evlerden sonra bunlardan bir kısmı memleketlerine
dönecek ama önemli bir kısmı dönmeyecek.
****
Son açıklamalara göre yıkılan veya acil
yıkılması gereken, ağır hasarlı bağımsız birim sayısı 520 bin.
Yıkılması gereken birim sayısının en az 700 bin olması bekleniyor.
TOKİ Başkanı Ömer Bulut, “TOKİ aracılığıyla 30 bin
konutun bir yıl içinde yapılıp teslim edileceğini” açıklamıştı. Bu defa “ilk
etapta 30 binin hazırlığını yaptık. İnşallah Haziran’a kadar 100 bine
tamamlayacağız rakamı…” dedi.
Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan “inşaatların
yapımına da Mart ayının ortasında başlanacağı ve en geç bir yıl içinde
tamamlanacağına” dair söz verdi.
Muharrem Sarıkaya Habertürk Gazetesindeki köşe yazısında 30
bin konut yapımı için gereken işçi sayısının 75 bin kişi olacağını; 1,8
Milyon m3 beton ve 432 Milyon kg demir gerektiği hesabıyla bu vaadin
gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu rakamlarla açıkladı.
Zaten hükümet İzmir’de 5 bin konut
vaadini de yerine getirememiş, iki yılın sonunda ancak 2 bin 245 konut
teslim edebilmiş. Van depremzedeleri için 99’ar m2’lik 15 bin konutun
yapımı 9 sene sürmüş.
Türkiye’nin 700 bin konutu kısa sürede
yapacak altyapısı ve insan gücü yok.
Zaten deprem öncesinde inşaatlarda işini bilerek yapacak eğitimli usta
bulunamıyordu. Yıkımların önemli bir kısmının ehil olmayan ustaların uygulama
hatalarından kaynaklı olduğu görüldü. Şimdi bu insan gücünü yetiştirmek temel
bir sorun olarak karşımızda.
Yani yeni yapılması gereken konutların
tamamlanması yıllar sürecek.
Deprem öncesi Türkiye’de 7 milyon hane kiracı idi şimdi yeni
yapım ve güçlendirme aşamasında buna 1 milyon hane daha eklenmiş
olacak.
***************************
Konut Fiyatları ve Kiralar Çok Artacak
Başka illere göçen ve geçici olarak
barınma imkânı bulan depremzedelerin bir süre sonra geldikleri yerde konut
alımı veya kiralama talepleri ortaya çıkacak.
Zaten Türkiye’de son yıllarda konut
fiyatları ve kira artışları fahiş oranlarda idi. Sadece son bir yılda
Türkiye ortalaması konut fiyatları artışı %168 , kira artışları %173 olarak
gerçekleşti.
Şimdi buna hem konut arzında düşüş ve hem
de kiralık talebindeki artıştan kaynaklanan fiyatlarda yeni bir
patlama daha eklenebilir.
Devlet halen %25 artış sınırlamasıyla
mevcut kiracıları korumaya çalışıyor. Mevcut kiracılar için %25
sınırlaması da kiracı ile mülk sahiplerinin arasında milyonlarca dava
açılmasına sebep oldu. Fakat yeni kiracıları koruyan bir sistem yok. Bu
arz talep dengesiyle, kiralar çok artacak.
****
Deprem korkusuyla, özellikle İstanbul
ve çevresindeki illerde, daha güvenilir semtlere ve daha sağlam olduğu
düşünülen konutlara doğru da bir iç göç olmakta. Tabii konut arzı
yetersiz olduğu için bu sebeple boşalan konutlar da yeni kiracılarla doluyor. Bu
hareketlilik de kira ve konut fiyatlarını artırıcı etki yapıyor.
Maddi durumu elverişli olanların çoğunun
zaten depreme dirençli konut ve işyerleri var. Tam güvenli olmayanlar da şimdi
çaresine bakacaklar.
Fakat toplumumuzda orta sınıf erimiş
durumda. Nüfusun %70’lik bir kesimi hiçbir şey yapamadığı için, ilk
depremde enkaz altında kalma korkusu içinde çaresiz, korkmuş bir halde
bekleyiş içinde.
Oturduğu evini güvenli bulmayan fakat deprem
dirençli bir eve kiraya çıkamayan, böyle bir ev alamayan veya kentsel dönüşüm
için gerekli parası olmayan bu kesimin ruh hali perişan.
Bu ruh hali depremin kendisi kadar
yıpratıcı olabilir. İşte bu sebeple devletin acilen
alması gereken tedbirler var.
***************************
Çözüm Teklifleri
Vatandaşlarımızın, makul ve erişilebilir
fiyatlarla, güvenli konut ve işyerleri alabilmesi veya kiralayabilmesi lazım. Bunun
için faydalı olabileceğini düşündüğüm tekliflerim şunlar:
1-
Yabancılara konut satışı
tüm ülkede derhal durdurulmalı ve
en hızlı bir şekilde sığınmacılar ülkelerine gönderilmeli.
2-
Mevcut yapıların
ücretsiz olarak devlet kurumları veya belediyeler
tarafından deprem güvenliği açısından tespiti ve sınıflandırılması
yapılmalıdır. Acil yıkılması gerekenlerin yenilenmesi ve
gerekenlerin güçlendirilmesi işi, devlet kontrolünde ve müteahhitlerin
insafına bırakılmadan, özel finans modelleri ile de desteklenerek süratle
bitirilmeli.
3-
Deprem güvenlik
sertifikası alamayan konutların kiralanması ve satışı
yasaklanmalı. Bu sertifikalar 5 yılda bir yapılacak kontrollere göre yenilenmeli.
4-
Sadece İstanbul’da 700 bin kiraya
verilmeyen boş daire var. Boş olarak tutulan yüzbinlerce daire ile
yazlıkların mutlaka kullanılır halde tutulmasını sağlayıcı tedbirler alınmalı.
5-
Deprem bölgesinde yapılması planlanan 200
bin konut sayısı artırılmalı ve mümkün olan en hızlı bir şekilde (gerekli
önlemleri de alarak) yapılmalı.
6-
Büyükşehirlerden Anadolu’ya ve köylere geri
göçün sağlanması için bütüncül bir planlama yapılmalı. İstanbul ve
çevresindeki sanayi kuruluşlarının Anadolu’ya taşınmasını teşvik eden ve
hatta zorlayan kurallar getirilmelidir. Kanal İstanbul, İstanbul Finans
Merkezi gibi İstanbul’daki nüfus yoğunluğunu artırıcı her türlü projeye son
verilmesi gerekir.
7-
Hiçbir hal ve şartta İmar Affı (İmar
Barışı) düzenlemesi yapılamayacağı Anayasa hükmü haline getirilmelidir.