Peygamber Efendimiz (s.a.s.) gençliğe ve gençlerin yetiştirilmesine çok büyük önem vermiştir. Çünkü Peygamberliğinin ilk yıllarından itibaren yanında hep gençleri bulmuş; Ebu Leheb, Ebu Cehil, Hakem b. Ebi’l-As. Gibi yaşlılar, İslam’a şiddetle karşı çıkarlarken gençler Müslüman olmuş ve İslam’a destek vermişlerdi. Bu gençlerin çoğu zengin ve itibarlı ailelerini terk ederek büyük çileler pahasına Peygamberimizin yanında yer almışlardı. (Bkz. Karagöz İsmail, Cami ve Genç, Sh. 46-47, Ankara-2014)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), gençlere son derece duyarlı davranmış, onların en iyi şekilde yetiştirilip topluma kazandırmasına büyük önem vermiştir. Gençlerin eğitim ve öğretim gördükleri, meslek ve sanat sahibi oldukları, iyi veya kötü alışkanlıklar kazandıkları, kişiliklerinin şekillendiği, evlenip bir yuva kurdukları bu çok önemli çağlarını en verimli bir şekilde değerlendirebilmeleri için bir takım uyarı ve tavsiyelerde bulunmuş, onlara yol göstermiştir. Allah Resûlü’nün bu tavsiyelerinden kısaca bahsedelim.
1. Hz. Peygamber (s.a.s.) gençlerin, Allah’a ibadetle yetişmelerini özellikle istemiştir. Bir hadis-i şerifinde, kıyamet günü Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenecekler arasında “Allah’a ibadetle yetişen gençleri” de zikrederek (Buharî, Ezan, 36), genç yaşta Allah’a kulluk etmenin önemini vurgulamıştır.
2. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) gençleri iffetlerini korumaları ve evlilik dışı ilişkilerden uzak durmaları konusunda uyarmıştır. Zira iffetin korunması Yüce Allah’ın kesin emridir. (Nûr, 24/33) Hz. Peygamber (s.a.s.), “Allah, gayri meşru şehvete düşkün olmayan genci beğenir” (Ahmed, IV, 151) buyurarak, gençleri haya sahibi ve iffetli olmaya özendirmiş, iffetli yaşamanın en etkili yolu olarak da evlenmeyi tavsiye etmiştir. Nitekim bir hadiste, “Ey gençler! Sizden evliliğe gücü yetenler evlensin. Çünkü evlilik gözü harama bakmaktan korur” buyrulmuştur. Hadisin devamında ise evliliğe gücü yetmeyen kimselere oruç tutarak şehvetlerini teskin etmeleri önerilmiştir. (Buharî, Nikâh, 2-3; Ebu Dâvûd, Nikâh, 1)
3. Hz. Peygamber (s.a.s.) gençlere iyi arkadaş seçmelerini ve iyi insanlarla dostluk kurmalarını tavsiye etmiştir. İnsanın Allah’a iyi bir kul, topluma faydalı bir fert olabilmesi, zararlı şeylerden sakınıp iyiye, güzele yönelebilmesi için en yakın arkadaşlarının iyi insanlar olması gerekir. Kötü insanlarla oturup kalkan kimse onların etkisinde kalır ve er geç onların kötü alışkanlıklarını kazanır. Bunun içindir ki, Hz. Peygamber (s.a.s.), “Kişi, dostunun dini üzeredir. Öyleyse sizden biriniz kiminle dostluk kurduğuna iyi baksın” (Tirmizî, Zühd, 45) “Ancak mü’min ile arkadaş ol” (Tirmizî, Zühd, 45) hadisleriyle gençleri uyarmıştır.
4. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bütün mü’minleri özellikle de gençleri ilim öğrenmeye teşvik etmiş, onların genç yaşta bilgi sahibi olmaları konusunda tavsiyelerde bulunmuştur. Zira gençlikte öğrenilen bilgiler daha kalıcı ve sağlam olmaktadır. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Küçük yaşta ilim öğrenmek, taşa yazı yazmak gibidir. Yaşlılıkta ilim tahsil etmek ise suya yazı yazmak gibidir.” (Aclûnî, II, 85)
6. Gençler en başta anne-babaları olmak üzere büyüklerine karşı saygılı, küçüklerine de şefkatli olmalıdırlar. Yüce Allah’ın emirleri ve Hz. Peygamber’in tavsiyeleri bunu gerektirmektedir. Kur’an’da, insanın anne-babasına hürmet göstermesi, onlara “öf” bile dememesi, onlara güzel söz söylemesi emredilmiştir. (İsrâ, 17/23-24) Hz. Peygamber (s.a.s.) de mü’min gençlere şu tavsiyelerde bulunmuştur: “Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygılı davranmayan kimse bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15) “Bir genç yaşlılığı sebebiyle bir kimseye saygı gösterirse, Allah da ona yaşlılığında kendisine saygı gösterecek insanlar var eder.” (Tirmizî, Birr, 75)
Gençlerin yetişmesinde bilgi kadar iyi örneklere de ihtiyacı vardır. Gençlere Yüce Allah’ın bütün insanlığa en güzel örnek olarak takdim ettiği (Ahzâb, 33/21) Hz. Peygamber (s.a.s.) gereği gibi tanıtılmalıdır. Gençler O’nu örnek alarak; O’nun gibi güvenilir, şefkatli ve merhametli, iffetli, edepli ve haya sahibi, nazik, alçak gönüllü, affedici, cömert, yardım sever ve ailesine bağlı bir Müslüman olmaya çalışmalıdırlar. Yine Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in; öğrenmeye ve öğretmeye verdiği önemi, danışarak iş yapmasını ve başkalarının fikirlerine saygılı olmasını, zulüm ve haksızlıklara karşı duruşunu, İslam kardeşliğine, birlik ve beraberliğe önem vermesini, tefrika ve fitneyi önleme gayretini kendilerine rehber edinmelidirler.
Gençler, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, ihtiyarlıktan önce gençliğin kıymetinin bilinmesi konusundaki uyarısını (Müslim, İmare, 46) dikkate alarak ellerinde fırsat varken iyi bir insan, iyi bir Müslüman olmanın yollarını aramalı, dinin en iyi gençlikte yaşanacağının şuurunda olmalıdırlar. Millet olarak başta anne-babalar olmak üzere; gençlerimizin gerek iyi bir eğitim ve öğretimle geleceğe hazırlanmaları; gerekse güzel ahlak sahibi olmaları, ibadetlere alışmaları, kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalmaları konusunda azami gayreti göstermeli ve bunun için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıyız. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.)’in örnekliğinden istifade etmeli, O’nun uygulamaları ve tavsiyelerine titizlikle uymalıyız.