Hz. Peygamber (S.A.S.)’in Anne Sevgisi

83

 

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in babası Abdullah, ticaret için gittiği Şam’dan dönerken hastalanarak Medine’de vefat etmişti. Peygamberimiz (s.a.s.) babası öldüğünde henüz dünyaya gelmemişti. Altı yaşındayken annesi Âmine Hatun, O’nu yanına alarak, babasının kabrini ziyaret etmek üzere o zamanlar ismi Yesrib olan Medine’ye gitmişti. Ziyaretten dönerken Âmine Hatun, Ebvâ denen yerde vefat etti ve oraya defnedildi. Böylece Sevgili Peygamberimiz, henüz altı yaşında iken yetim ve öksüz kalmış oldu.

Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.s) dünyada anne-babasına hizmet edememiş,  ama hayatı boyunca onların sevgisini kalbinde taşımıştır. Anne-babasına olan sevgi ve saygısını her fırsatta dile getirmiş, çevresindeki insanlara da anne ve babalarına iyi davranmalarını tavsiye etmiştir. 

Allah Resûlü (s.a.s.) anne hakkına çok büyük önem vermiştir. Nitekim,“İnsanlardan en çok ilgilenmem gereken kimdir diye soran kimseye, “Annendir” diye cevap vermiş ve bunu üç kere tekrarlamıştır. Dördüncüde ise “Babandır” demiştir.(Buharî, Edeb, 2; Müslim, Birr ve Sıla, 1-4)Peygamber Efendimiz (s.a.s.), ayrıca cihada çıkmak için izin istemeye gelen sahabeye “Annenin yanından ayrılma, çünkü Cennet onun ayakları altındadır”(Suyûtî, Câmi’ü’s-Sağîr, 3642) buyurarak anneleri taltif etmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.s.), çok küçük yaşta kaybettiği annesini hiç unutmamış, onun yokluğunu her zaman yüreğinde hissetmişti. Medine’ye hicret ettikten sonra, Medine’de Adiyy b. Neccâr oğullarının evlerini görünce annesinin hatıraları gözünde canlanmış ve “İşte annemle beraber burada konakladık, babam Abdullah’ın kabri de şu evdedir” diyerek hüzünlenmişti. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) annesi Âmine Hatun’a duyduğu sevgi ve özlemden dolayı zaman zaman gözlerinden yaşlar akıtmıştır. Ne başından geçen onca önemli olaylar, ne yaşadığı sıkıntılar annesine duyduğu sevgisini azaltmamıştır.

Hz. Peygamber (s.a.s.), Hudeybiye Umresi’nde Mekke’ye giderken Ebvâ’ya uğrayıp annesinin kabrini ziyaret etti. Ziyaret esnasında kabri eliyle düzeltti; annesinin üzerine olan ilgi ve şefkatini hatırlayarak kabrin yanında ağladı. Allah Resûlünün ağladığını gören Müslümanlar da ağladılar. Bu sırada, niçin ağladığını soranlara, Hz. Peygamber (s.a.s.), “Annemin bana olan şefkat ve merhametini hatırladım da ağladım” cevabını verdi. (Topaloğlu, Bekir, DİA, “Âmine”, III, 64)

Öksüz büyüdüğü için annesine hizmet etme imkanı bulamayan sevgili Peygamberimiz, kendisine süt emziren, yetişip büyümesinde emeği geçen kadınlara bir anneye gösterilebilecek en güzel saygı ve hürmeti göstermiş, iyilik ve ikramda bulunmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) doğduğunda amcası Ebû Leheb’in cariyesi Süveybe Hz. Peygamber (s.a.s.)’i bir hafta kadar emzirmişti. Hz. Peygamber (s.a.s.), bu hanıma hayatı boyunca çok iyi davranmış ve iyilikte bulunmuştur. (İbnSa’d, Tabakat, I, 109)

Allah Resûlü (s.a.s.), sütannesi Halime Hatun’a karşı da çok saygı ve hürmet göstermiş, her fırsatta iyilik ve ikramda bulunmuştur. Halime Hatun bir gün, Peygamber Efendimizin huzuruna gelmişti. Hz. Peygamber (s.a.s.) hemen ayağa kalktı: “Anneciğim! Anneciğim!” diye hürmet gösterdi, hırkasını sererek oturttu. Halime Hatun, yine bir gün Mekke’ye geldiğinde Hz. Peygamber (s.a.s.)’e, büyük bir kıtlık geçirmekte olduklarını söylemişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.), Halime Hatun’a kırk koyun ile binip gitmek ve yüklerini taşımak için bir deve vermişti. (İbnSa’d, Tabakat, I, 113)

Hz. Peygamber (s.a.s.),  annesiyle birlikte Medine’ye gidişlerinde kendilerine yol arkadaşlığı yapan ve annesi vefat edince kendisini Mekke’ye getiren, uzun süre kendisine hizmet eden dadısı Ümmü Eymen Bereke’yi de çok sever sayar, onun hakkında; “O, annemden sonra benim annemdir” derdi.Onu her gördüğünde annesini hatırlar ve duygulanırdı.(Mevlânâ Abdulbâkî,Meâlimü’l-Yakın, İst. H. 1261, 25)

Peygamber Efendimizin, Ebû Talib’in hanımı Fatma bint Esed’e karşı son derece sevgi ve saygısı vardı. Bu hanım, sekiz yaşında bir çocuk iken evine gelen Hz. Peygamber (s.a.s.)’e öz oğulları gibi davranmış ve onu bağrına basmıştı. (Aykaç, Mehmet, DİA, “Fâtıma bint Esed”, XII, 225) Hz. Peygamber (s.a.s.) bir öz anne gibi kendisine şefkat gösteren ve hakkında “annemden sonra, annemdi” dediği Fatma Hatun’a ömrü boyunca iyi davranmış, hürmette kusur etmemiştir. Fatma Hatun öldüğünde Hz. Peygamber (s.a.s.) “Annem öldü” ifadesini kullanmış, gözlerinden yaşlar akıtmıştı.

Kalbi anne sevgisi ile dopdolu olan Hz. Peygamber (s.a.s.), böylece annesinin şahsında bu muhterem hanımlara karşı sergilediği güzel davranışlarla anneye sevgi, saygı gösterme ve iyilik etme konusunda da bizlere örnek olmuştur. Bizler de annelerimize layık oldukları hürmeti gösterelim. Onlara en güzel şekilde hizmet ederek Yüce Allah’ın rızasını, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in de şefaatini kazanalım.