Akıl ilahi bir vasıftır. İnsanları diğer canlılardan ayıran en temel
özelliktir. Akıl olmadan Allah (C.C.) ’ın varlığını, birliğini, İslam
dininin mahiyetini anlamamız kavramamız ve yerine getirmemiz mümkün
olmaz.
Bunun içindir ki, aklı olmayan insanlar dinin emirlerinden sorumlu değildirler.
Akıl da doğru kullanıldığı zaman bir anlam ifade eder. Yoksa, insanın cehenneme gitmesinin sebebidir.
Aklı doğru kullananların başında Hz. İbrahim gelir. Kavmi ağaçtan,
taştan putlar yapıp onlara taparken, O bunların anlamsız olduğunu
anlıyor ve onlardan uzak duruyordu.
Aklı sayesinden bu dünyanın insanların ve diğer canlıların kendi
kendine olmayacağını anlıyor mutlaka bir yaratıcının olması gerektiğini
idrak ediyordu.
Kavminin baskılarına boğun eğmiyor, putların önünde eğilmiyor ve bu
yolda ateşe atılmayı bile göze alıyor, fakat Nemrut’un ateşi Onu
yakmıyordu. Şu anda peygamberler şehri Şanlıurfa’daki Balıklı Göl onun
ateşe atıldığı yerdir.
Dinimizde kurban ibadetinin tarihçesi Hz. İbrahim’e kadar uzanır.
Rivayete göre Hz. İbrahim oğlu İsmail’i rüyasında kurban ettiğini
görür ve bu durumu oğluna anlatır .Hz. İsmail’de, O’na “ … Babacığım!
Emrolduğun şeyi yap inşallah beni sabredenlerden bulursun. ” ( Saffat
Suresi:102 ) şeklinde cevap verir.
Hz. İbrahim oğlunu kurban etmek üzereyken Cebrail (as) O’na
kurbanlık bir koç getirir. Gelirken “Ellahu ekber Ellahuekber “ der.
Hz. İbrahim de O’nu “Lailahe illallahu vallahu ekber ellahuekber ve
lillahilhamd” diye karşılar. Böylece Teşrik tekbirleri meydana gelmiş
olur.
Cebrail O’na koçu kurban etmesini söyler. Koç’u kurban ederek Allah’a olan teslimiyetini bir kez daha göstermiş olur.
Hz. İbrahim (as)’ın Allah (cc)’a olan teslimiyeti sayesinde ateş onu
yakmaz, oğluda kurban olmaktan kurtulur. Bu sebepledir ki,
peygamberimiz (sav ) “Kurban atanız İbrahim’in sünnetidir.”
buyurmuştur.
Kurban Allah ( cc )’a teslimiyetin ifadesidir. Bunun bizler bu
teslimiyetin neresindeyiz? Kurban’ı bu düşünce ile mi alıyoruz,
kesiyoruz? Yoksa, çok eti az fiyata almanın hesabını mı yapıyoruz?
Kurban günümüzde ibadetten ziyade ticari bir sektör haline
getirilmiştir. Hayvanları hormon iğnesi ile şişirten, diş çıkarmamış
hayvanları satan, fırsatını bulunca da hayvanı yarı fiyatına almak
isteyen, fırsat düşkünü alıcı ve satıcılarda ibadet şuur’u ne kadar
olur ki?
Bu konu ile ilgili bir ayette “ Onların ne etleri, ne de kanları
Allaha ulaşır. Fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır ( Hac Suresi
37.Ayet ) “
Bu zihniyet ile takvanın bir arasında bulunması nasıl mümkün olur bilemem.
Kurban bayramı dolayısıyla unuttuğumuz güzel hasretlerimizi
hatırlayıp kötü huylarımızı terk edelim. Öncelikle, nefsimizi kurban
edelim. Kırgınlıklara, dargınlıklara, küskünlüklere son verelim.
Yaşlıları, hastaları, büyüklerimizi ve de huzur evindeki evlad ve torun
hasreti çeken dede ve nineleri ziyaret etmeli. Onların hayır ve
dualarını almalıyız.
Uzaklarda olan akrabalarımızı da en azından telefon ile arayıp hal
hatır etmeliyiz.
Müslümanların için kurbanın tarihçesi Hz. İbrahim’e dayandığı gibi
Batılılar için Müslümanları ateşe atmanın temeli de, nemrut’a dayanır.
Bugün başka Irak, Afganistan, Filistin, Çeçenistan vb ülkeler başta
olmak üzere senenin 365 günü Müslümanların onlarcası yüzlercesi hatta
binlercesi kurban edilmekte nemrudun ateşi bütün İslam dünyasını
kavurmaktadır.
Kan, zulüm, gözyaşı, işkence, yağma ve yakıp yıkma batının bilinç
altına yerleşmiş en belirgin özelliklerdir. Tarihte Haçlı Seferleri ile
yapamadıklarını bugün demokrasi adına yapıyor, yapmaya da devam
edeceklerdir.
Bu durum bir kader değildir. Eğer bizler bütün Müslümanlar Hz.
İbrahim ve Hz. İsmail’in kurban konusunda ki kulluk bilincini
hatırlayıp ona göre hareket edersek bu zulüm ve gözyaşı da biter.
Tarihteki şanlı yerimizi alıp sadece Müslümanlara değil bütün insanlığa huzur, mutluluk ve barış götürürüz.
Gerçek bayramlarda buluşmak dileğiyle Hepinizin bayramı mübarek olsun