Hz. Ali Divanı’nda Akıl ve İlim

121

     – Allah’ın insana verdiğinin en iyisi aklıdır.

       İnsana verilebilecek başka hiçbir şeyle mukayese edilemez.

     – Rahman-Allah kişinin aklını kemale erdirirse, ahlâkı ve değerleri de yükselerek artar.

     – Kişi insanlar arasında aklıyla yaşar.

       Bilim ve tecrübelerini aklıyla edindiği gibi.

     – Kişi akıl noksanlığıyla insanlardan ayırt edildiğinde,

       Ne mevkii, ne asaleti bu eksikliğin yerini doldurabilir.

     – Kim ki akıl ve cesaretiyle başarılı olur.

       O kişi, geçimini elde etmede de başarılı olur.

     – Güzellik giyilenlerin süslülüğüyle oluşmaz.

       Bilgi ve terbiyeyle güzel olunur.

     – Yetim; annesi ve babası ölmüş kişi değildir.

       Gerçekte yetim; akıl..güzelliğinden yoksun olandır.

     – Övünmeye değer bulunacak şeyler güçlü akıl,

       Utanma, nefsinden sakınma ve eğitimdir.

     – Dünyanın zenginlik ve yoksulluk (iki) hâlini bilen, onu denerken;

       Bu iki hâlin getirdiklerinden korkmayan akıllı insan değildir.

     – Kolaylaştırıcı çâreler akıldadır.

       Onunla çözüme giden yolun perdesini aralarım.

     – Bilgi ile yaşamayan insan ölüdür.

       Kıyametle dirilişe kadar, onu hayatta saymaya imkân yoktur.

     – İlim insanın güzelliğidir, onu kazanmayı iste.

       Onu edin ki, kahrıyla yaşayan bir insan olma.

     – Davranışlarına ilim yön versin, Allah’a sığın ve O’nu sözünden eksik etme.

       Halim selim ol ve hareketli akıllılığınla kendini koru.

     – Güvenme kimseye ve tedbirli ol. Her ânında bilimle meşgulken ya da bir başka şeye dalmışken.

     – İbadet eden, Allah’ı en güçlü bilen, dinine riayet eden,

       İlmi bir ganîmet gibi vahşetle kapan yiğit ol.

     – Kim ki eğitimle ahlâkını oluşturursa, onunla bulunduğu kavmin ileri gelenine yükselir

       Ve onun gereklerinden ayrılmadıkça da orada kalır.

     – Bil ki, ilmin güzelliğiyle donanmış kişi, en iyi derecelere yükselir ki,

       Bilim isteyenine yüceliğinden akarak gelir.

     – İlim bayrağımdır, nereye gitsem benimledir. Kalbim onun ilmiyle doludur,

       Sanma ki boş bir sandıktır.

     – Evde olduğumda ilmim benimledir. Çarşıda isem ilmim de çarşıdadır benimle.

     – Akıllı ve bilge insan öngörülüdür.

       Başına geleceği düşünüp hisseder ve ona göre de hazırlıklı olur.

    – Bu nedenle, âni bir şeyle karşılaştığında telâşa kapılmaz.

       Âni geleni daha önceden kestirdiğinden.

     – Bilgiyi toplamış ama akıllı biri değilsen, bir nal olursun takılacak ayağı olmayan.

     – Akıl sahibi olup bilgi toplamamışsan, nal takılmamış bir ayak gibi olursun.

     – İnsan aklı için, bir kın ödevi görür. Kın toplayıcı (bilgiyi) değilse, onda hayır yoktur.

     – Bilgi çaba harcamadan dilekle elde edilseydi, çölde cahil bir tek insan bile kalmazdı.

     – Yakındır mal biter, ilimse bizimle sürer.

     – Bilgin ve yorumcu; kendi durumunu açıklayabilen kişidir…

     – Zamanı değilse çok konuşmayın, söze başvurma. Suskunlukla süsle aklını.

     – Cehlin insanıysa; günlerin güvenliğiyle, iniş ve çıkışlarını düşünmez yaşamın.

       (HAZRETİ  ALİ  DİVANI, Arapça Çeviri: Vedat Atila)

Önceki İçerik03 Mayıs Türkçülük Günü
Sonraki İçerikDünden Bugüne Türk Yargısı
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.