Rabbim, ben kulum, Sen Rabb’sın; dua etmek görevim, kabul etmek şanındandır. “Yok mu isteyen vereyim diyorsun.” Sen’in cesaretlendirmen ile yalnız San’a dua ediyor, yalnız Sen’den yardım diliyoruz; dualarımızı kabul eyle ya Rabb’im.
Mahlûkatın yaratanı, yöneteni, yaşatanı, yok edeni Sen’sin; hamd San’a.
Evrendeki her yasayı koyan, sürdüren, dilediğinde kaldıran Sen’sin; hamd San’a.
Alarak, vererek, ağlatarak, güldürerek sınav eden sensin; hamd San’a.
Yaratmanda, yaşatmanda, öldürmende hikmet bulunduran Sen’sin; hamd San’a.
Sen nursun, biz seni neye benzettiysek Sen o değilsin; ancak birlerin Birisin, has isminle Allah’sın.
Allah’ım, senin bir ismin de Hak’tır. Dünya haktır, imtihan haktır, Cennet – Cehennem haktır, bütün peygamberler, özellikle Peygamberimiz Muhammet Mustafa (SA) haktır.
Allah’ım dünyaya bizi temiz getirdin, burada kendimizi kirlettik; haktan saptık, batıla döndük; “Adil olun.” dedin, zalim olduk; cömertliği övdün, cimri olduk; Sen’in “gerçek dünya”na inandık, ama bu dünyayı pek önemsedik, Rezzak olduğuna inandık, ama hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için çalıştık; yetime, düşküne dost olmamız gerekirken zalime ve cimri zengine yandaş olduk; Allah’ım bizi affeyle, Allah’ım bize şefaat eyle, Allah’ım azıp sapmışlardan olduk, kurtulanlardan eyle, Allah’ım bizi bize bırakma,
Allah’ım bize dua etmeyi öğreten de Sen’sin. “Duanız olmasa, Rabb’im sizi ne yapsın?” dedirten Sen’sin. “Vadinden caymayan” Sen’sin. Kalplerimize Rahman ve Rahim sıfatlarını Sen işledin, umudu Sen emrettin, yeiste olmayı Sen yasakladın. Bu cesaretle ve cüretle San’a ellerimizi açıyor, dua ediyoruz; dualarımızı kabul eyle ya Rabb’im.
Biliyoruz ki, duamıza icabet etmeyecek olsan San’a dua etme imkânı vermezdin. Bize bu imanı, bilinci, lütfettiğin için San’a sonsuz şükürler ediyoruz, şükrümüzü kabul eyle, bizi şükretmekten hiçbir zaman mahrum eyleme Allah’ım.
Allah’ım, bize indirdiğin Kitap’ta emrettiğin ve yarattığın âlemde hikmetine kodladığın ayetler doğrultusunda bir hayat yaşamayı, tercihlerimizde bu yasalardan kopmamayı nasip eyle. Hesap Günü’nde hesabını veremeyeceğimiz bir tercihte bulunma hatasından muhafaza eyle. Aklımızı selim, bedenimizi sıhhatli, amellerimizi salih eyle.
Gerçek Yaratan Sen’sin. İyiyi, kötüyü; güzeli, çirkini yaratan da Sen’sin. Olduğuna kesin inandığımız ahiret sınavı için dünyadaki tercihimizi bize bıraktın. “Rabb’im güzeldir, güzeli sever, güzel yapar.” dedik. Biz de Sen’den, bir ayet olarak verdiğin akıl doğrultusunda bizi aşımızda, işimizde, ilişkilerimizde iyiye, güzele yönlendirmeni, iyilerle birlikte bulundurmanı diliyoruz. Dileğimizi kabul eyle Allah’ım.
Şüphesiz, bizi iki dünyada da vezir veya rezil yapacak olan, tercihlerimizdir. Doğru tercih için göz verdin, kulak verdin, akıl verdin, idrak verdin, tarih ve coğrafya bilgisi, okuma ve yazma yeteneği verdin; bütün bilgileri, yetenekleri Sen’in rızan doğrultusunda kullanmayı Sen’den diliyoruz; dualarımızı kabul eyle Allah’ım.
Allah’ım dualarımızda ikiyüzlülüğe düşmekten, samimi olamamaktan, hesap verememekten korkuyoruz; bizi bu rezil durumlara düşmekten Sen koru ya Rabb’im.
Allah’ım Sana özel dua etmekten utanıyoruz; ancak Sen’den aldığımız cesaretle diyoruz ki, kendimizi, çocuklarımızı, eşimizi, dostlarımızı, büyüklerimizi, akrabalarımızı yaşarken aziz, öldüklerinde affedilmişlerden eyle. Her birinin makamını Cennet, onları Cehennem’den muhafaza eyle. Beldemiz, ülkemiz insanlarının, senin rızana uygun bir yaşantı içinde olmalarını kendilerine lütfeyle, ayağımızın gittiği, gözümüzün gördüğü, sesimizin ulaştığı, aklımızın yettiği bütün mekânları İslam’ın anlam ve yasalarıyla donamayı kendilerine nasip, bizleri bu işe aracı eyle. Biliyoruz ki “attıran” da sensin, “vurduran” da sensin, biz istersek sen bize atma ve vurma imkânı verirsin, bizi insanlığın huzuruna, mutluluğuna, kurtuluşuna, hidayetine vesile eyle.
Kitap’ında “Ademi öldüren, alemi öldürmüş; ademi yaşatan, alemi yaşatmış olur.” diyorsun; beni, çocuklarımı, vesayetimdeki bütün inanları, “yaşatan”lardan eyle ya Rabbi!
Görünen ve görünmeyen bütün kötülerden ve kötülüklerden, onların vesveselerinden, gurur ve kibir hastalığına yakalanmaktan San’a sığınıyoruz Allah’ım. Sen’den, bize, bunlara karşı feraset, basiret, dayanma ve mücadele gücü ve cesareti vermeni talep ediyoruz, talebimizi kabul et Allah’ım.
Allah’ım, San’a Sen’in istediğin bir kul olabilmek için, yarattığın her şeyin; fiziğin, kimyanın, sosyolojinin, psikolojinin; yasalarını kavramayı, idrak etmeyi, bu ayetler doğrultusunda bir yaşantı kurmayı bize nasip eyle; bizleri yönetmek iddiasıyla başımızda bulunan ülkemizdeki ve dünyadaki iktidar sahiplerine hükmeyle, hatalarında ısrar edenleri muktedir olmaktan mahrum eyle.
Allah’ım bize rahmetini yağdır, sevdiklerini sevdir, samimiyet ve dürüstlük ver, iyi ve kötüyü birbirinden ayırabilmeyi, adil olmayı öğret, bizi Peygamber’imize komşu eyle.
Diliyoruz ki, ülkemiz mamur, insanlar huzurlu, toprağımız bereketli, ilişkilerimiz güvenilir, neslimiz değerbilir, ölmüşlerimiz cennetlik, geleceğimiz aydınlık olsun.
Allah’ım hislerimiz derin, arzularımız yüksek; hakkımız olmayan çok şeyi Sen’den diliyoruz, cüretkârlığımızdan dolayı bizi affeyle. Dileklerimizde sözler kifayetsiz, kelimeler aciz. Dualarımızı, habibin Muhammet Mustafa’nın yaptığı dualardan eyle. Onun istediklerini senden istiyoruz, bizi kapından boş çevirme Allah’ım.
İnanıyoruz ki; kabul olan ve olunmayan her duada hayır vardır. Allah’ım senin hayrına inandık, hayır için dua ettik.
Bize, seninle birlikte olmayı, yaşamayı öğret; bu bilinç üzerinde ölmeyi, ruhlar âleminde sana kavuşmayı nasip et.” Amin, amin, amin…