“Hazır Ol Vaktine Suriye Kralı”

76

Nasrettin Hoca‘nın eşeği kaybolunca küplere binmiş. “Çabuk eşeğimi bulun yoksa ben yapacağımı bilirim” demiş. “Bulamadık, ne yapacaksın?” diye sormuşlar: “Yeni eşek alacağım” demiş.

Necmettin Hoca‘dan çok Hilmi Özkök Hoca‘dan etkilenen siyasal iktidarımız da ikidir Suriye‘ye gider yapıyor; “Şöyle yap, yoksa karışmam / Şunu yapma, yoksa gereğini yaparım.

Neymiş o gerek: BM ya da NATO müdahalesiyle Suriye’yi ikinci bir eşek pardon Irak yapmak. Bu mu Stratejik Derinlik? 28 Şubat filminin gişe rekorları kırdığı 1998-2002 arasında Polis ve Harp Akademilerinde elin şeyiyle gerdeğe girmenin derslerini mi anlatıyordu acep Davutoğlu?

Başbakanımız Suriye‘ye, Cumhurbaşkanımız da İran‘a racon kesiyor. Hani “dost ve kardeş ülke” tabirlerimiz ne oldu; su mu aldı? Hani komşularla “sıfır sorun” politikamız; patladı mı?

Saddam‘ı günahım kadar sevmem ama Türkiye‘nin çıkarı Irak’ın toprak bütünlüğünü korumaktan geçiyorsa onu bile Emperyalizmin Şer Üçgeni‘ ne (ABD, İngiltere, İsrail) teslim etmem. Kaddafî kaçıktı – maçıktı da linç edilince Libya‘da sular duruldu mu yoksa pimaşlardan kan mı akıyor?

Esad kendi halkını vuruyormuşmuş; kim söylüyor?  Reuters, BBC, CNN, El-Cezire ve TRT. 2 sene sonra bu yalanlar ortaya çıktığında kim bu kurumların güvenilirliğini ve her akşam ülkemin bütün kanalizasyonlarını dolaşan laf ola – beri gelecilerin demokratlığını, İslâmcılığını sorgulayacak ki..

İngilizler Basra‘da, Amerikalılar Bağdat‘ta öldürmedik adam bırakmadı. Talabanî ve Barzani kuzeyde toplu kelle uçuruyor. İsrail bir Filistinlileri, bir Lübnanlıları dövüyor. ABD insanlı uçaklarla Afganistan‘ı, insansız uçaklarla Kuzey Pakistan‘ı bombalıyor. Hani Kasımpaşa diyalektiği? Hani pastırma baharı?

Ermenistan Karabağ‘ı boşaltmıyor 1 milyon Azerî Türkü sürgünde sürünmeye devam ediyor. Yunanistan Batı Trakya‘yı ablukaya almış, Ege Adalarında Müslüman bırakmamış; zaten Türk demek de yasak. Eskiden savaş sebebi idi; 6 mili 12 mile çıkardılar, müzik notası bile verilmedi. Kilise açıp Rum vakıf mallarını iade edeceğinize bi el atın da Atina’da bir cami açsınlar, forsunuzu görelim.

Çeçenistan sorunu çözüldü mü; işler Rusya‘ya teslim. Doğu Türkistan‘da dert – sıkıntı bitti mi; herşey Çin için, Çin‘e göre. Bosna‘da kaç hükümet var iç içe ve ne zaman patlar acaba saatli bomba? Gürcistan Kilisesi Türkiye’de fink atıyor, Şaakaşkili Acaristan‘ın Özerk yapısını bozuyor; alo Türkiye, duyuyor musun?

Emperyalizim kahve dövüyor, biz “hınk” diyoruz. Utanmıyor yelliyor, yelpazelendiriyoruz. Haniyse kale kapısını kırılırken koçbaşçılığını yapacağız. Millî (!) Eğitimden sonra bir de Millî (!) Dış Politika.. Hani Atatürk‘tü Batıcı olan, sizi gidi taklitçiler sizi!

Şair ne demiş: Anneme Hilary ille ‘çak’ yaptığımı, Barack’ın işaret parmağıyla beni çağırdığını söylemeyin; o beni hâlâ Dışişleri bakanı zannediyor.

“Meğerse tüm keramet / Ceketteymiş be Ahmet”