Harez, Amuderya (Ceyhun) ırmağının Aral gölüne döküldüğü bölgenin adıdır. Buraya, Selçuklu sultanı Sencer tarafından Harezmşah unvanı ile Kutbeddin Muhammed’i 1098 yılında Harezmşah genel valisi olarak atadı. İyi bir yönetici ve siyaset adamı olarak 30 yıl Harezm’i yönetti Kutbeddin’in ölümünden sonra oğlu Kızılarslan Atsız, Harezmşah olarak Sultan tarafından görevlendirdi(1128 ). Sultan Sencer, genel vali Atsız’ı çok seviyordu. Atsız da ilk zamanlarda Sultan’a bağlı kaldı. Sonra kendi gücünü arttırmak için çevre bölgelere fetihlere başladı. Bir müddet sonra Harezm de görevli Selçuklu memurlarını hapsetti. Sultan Sencer’le arası açıldı. Selçuklu Sultanı büyük bir orduyla Harezm üzerine yürüdü. Savaş da Atsız yenildi ve oğlu öldürüldü. (1139 ) Harezm den ayrılan Atsız 1 yıl sonra Harezm’in hakimiyetini tekrar ele aldı. 1141 yılında Sevgendname ( yemin mektubu) ile Sultan Sencer ‘e bağlılığını bildirdi ve affedildi.
Bu yemin mektubunda Atsız;
” Ben ki Atsız bin Muhammedim, aziz ve celil olan Tanrıdan tevfik istiyor ve onun rahmetine sığınıyorum. İşte tanrıya karşı bağlandığım bu ahde nasıl vefa ediyorsam, din ve dünyanın salahını, kendisinden bildiğim Alemin efendisi İslam Sultanına itaat etmeyi de bu cümleden addediyorum.
Tanrı herkesi doğruluğa muvafakat ettirici ve olgunluğa götürücüdür. Ben ki Atsız bin Muhammed Harezmşah’ım aziz ve celil tanrıya ve Resulü Muhammed ‘e ahdettim ki ben, ben oldukça alemin efendisi Sancar bin Melikşah bin Mehmed’e muti olayın ve emirlerini itaat edeyim. Hiç bir zaman ona itaatsizlik göstermeyeyim. Türk’ten ve Tacik’ten , dost veya düşmandan, kadından, erkekten, kafir ve Müslümandan devletinin fenalığını isteyen ona muhalif olanlardan hiçbirisiyle dost olmayayım. Onları himaye de etmeyeyim. Velhasıl hiç bir suretden onun devletinin muhalifi olmayayım. Ona dost olanlara dost, düşman olanlara düşman olayım.
Eğer onun muhaliflerinden bir kimse, devletinin aleyhinde bir sey yazarsa ve bir haber verirse veyahut da tedbiri hazırlarsa Zatıalilerini haberdar edeyim. Bu hususta imkan dahilin de gücümün yettiği kadar can ve gönülden çalışayım. Bu suretle devletin kasıtlı muhalifleri sinsin ve ben de dolayısıyla ona kulluğumu göstermiş olayım. Hiç bir özür ve bahaneye tutunmayayım. Şüphe de göstermeyeyim. Alemi ve insanları yaratan Ulu Tanrıya niyaz ve itaatten sonra o mutlu padişahın emirlerini yerine getirmeyi kendime farz-ı ayn sayayım. Aynı zamanda bu ahitnamede zikredilen şeylere sadakat göstermek için yemin ettim. Vallahi, Billahi, Tallahi.
Yedi kat göğün ve yerin tanrısı olan ve kendinden başka tanrı olmayan o tanrıya yemin ettim ki, ona asla muhalif olmayayım. Eğer ahitnamede söylediğim gibi hareket etmezsem Ulu Tanrı benden bizar olur ben de kendimden bizar olurum. Sultan Sancar’a herhangi bir şekilde muhalefet edecek olursam yaya gitmek şartıyla on defa hac etmek, 10 sene daimi oruç tutmak borcum olsun. Bütün malımı, mülkümü Mekke ve Medine fakirlerine sadaka edeyim. Aldığını ve alacağım her nikahlı kadın benden boş düşmüş olsun. Yaptığım bu ahit, tuttuğum bu niyet ve ettiğim bu yeminlerin hiçbirisine istisna tevil ve hile karıştırmadım.
Alemin efendisi Sultan Sancar’a kölelik ve itaatten başka hiçbir şekilde diğer bir ahitte bulundumsa aziz ve celil olan Tanrının resulü Muhammed’in söylediklerimi ve bütün peygamberlerin insanların getirmiş oldukları şeylerin hepsini inkar ederek Tanrının Kur’an da bahsettiği ” Onlar üzerinde Tanrı laneti olan kimselerdir, Onlar için fena akıbet ve cehennem vardır. ” kimselerden olayım. Aziz ve celil olan Tanrıyı, resulü Muhammed’i bütün peygamber ve melekleri hazır olan maruf, emin ve muteber kimseleri bu ahit ve yeminler üzerine isteyerek dileyerek şahit göstereyim. “dedi.(1)
1-Türk İmparatorlukları Tarihi-M. Orhan Bayrak-Bilge Karınca Yay.2006-S.233-234
Hayat Yayınları.