CHP üzerine yazınca bazı sosyal demokrat ve sol görüşlü dostlar alınıyor. Ancak onlar alınacak diye Türk milletinden gizlenen bazı gerçeklerin üzerindeki tozları temizlemeyecek değiliz.
Kendini ulusalcı olarak tarif eden sosyal demokrat ve sol görüşlü insanlarımız ile devlet, ulus – millet, üniter yapı, demokrasi, cumhuriyetin temel ilkeleri gibi hususlarda ufak tefek farklılıklar dışında aynı şeyleri düşünüyoruz.
Onlar kendilerini şu an için siyasal yapı olarak CHP’ye yakın görüyor ve ülkenin içinde bulunduğu sorunlardan bir CHP iktidarı ile kurtulacağını söylüyorlar. Benim onlardan ayrıldığım en önemli nokta bu.
CHP’nin içinde ulusalcı çizgiye mensup olanlara nihai bir operasyon yapılıp yapılmayacağını Haziran 2011 seçimleri için milletvekili listeleri açıklandığında hep birlikte göreceğiz.
Benim fikrime göre, CHP’ye Deniz Baykal’ın gönderilmesi ile bir operasyon yapılmış olup bu operasyonun son halkası da milletvekili seçimleri ile tamamlanacaktır.
Yakın bir süre zarfında ismi bende mahfuz bir CHP milletvekili ile beş altı kişi birlikte yaptığımız çay sohbetinde o da bu gerçekleri kabul ettiğini belirtmiş fakat bunları halka anlatamayacağını bizlere söylemiştir. Olayın şahitlerinin hepsi hayattadır. Hatta CHP örgütü ve seçmeni içinde böyle düşünen bir çok insanımız vardır ve bunlar endişelerini dışa vurmaktadır.
Uzun zamandır 2011 seçimlerinden sonra bir AKP – CHP koalisyonunun olacağını, iç ve dış güçlerin böyle bir koalisyonu tanzim etme çabasında olduğunu yazıyor ve anlatıyorum.
Bunun sebebi çok basittir. AKP yeni anayasayı yapacağını ve bu anayasada Türklük kavramını çıkartıp atacağını ve de bunun için mevcut anayasanın değişmez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddelerini değiştireceğini bas bas bağırarak anlatıyor.
AKP bu anayasal değişiklikleri CHP olmadan yapamaz. CHP rıza göstermezse bu değişiklikler olmaz. Eğer halka sorarsanız, halk bunları kafanıza fırlatıp atar.
O zaman ne yapacaksınız? Halkı, medyayı kullanarak, kara propaganda yöntemleriyle ikna edip ve bu değişiklikleri halkın önüne getirmeden yapmak zorunda kalacaksınız demektir. Bunu MHP ile asla yapamazsınız. Öyleyse elinizde Yeni CHP haline getirilmiş bir CHP’den başka bir şans yoktur. Bu hesabı yapanlar için AKP-CHP koalisyonu kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Türkiye’yi dönüştürme çabası ve Türk milletini yok etme sevdasında olanlar, bu amaçlarını gerçekleştirmek için halkımızın bir kısmının gözünde halen Atatürk’ün, İnönü’nün CHP’si olan siyasi partiyi kullanmak arzusundadır.
Bahsettiğim konuyu içeren bakla yani gizli niyet nihayet CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in ağzından çıkmıştır. Tekin “Mecbur kalırsak AKP ile koalisyon yaparız” demiş ve bunu da ülkeyi sahipsiz bırakmamak gibi bir ulvi duygu ve düşünceye bağlamıştır.
Görüyorsunuz değil mi? Benim garip, mazlum ve mağdur halkım; ülkeyi sahipsiz bırakmamak adına nasıl bir iknaya hazırlanılıyor.
Ancak yaptığı hatayı anlayan Gürsel Tekin ertesi gün “Parti tarif etmedim” diyerek tam tornistan yaptı.
Mutlaka Türk milleti ve Türkiye üzerine hesapları olanlar var. Ancak yeryüzünün ve bütün alemlerin yaratıcısı olan Yüce Allah’ında bir hesabı var. İşte bu ilahi hesap, siyasi dillere öyle şeyler konuşturur ve maskeler bir anda düşer ki; gerçekler bir anda hepimize görünüverir. Bu olayda da böyle olmuştur.
AKP ve CHP, MHP’nin 2011 seçimlerinden bir zaferle çıkmasından korkmaktadır. Çünkü her vatansever, milliyetsever AKP’li ve CHP’li seçmenin gidebileceği tek yer MHP’dir.
Bu nedenle hem AKP hem de CHP, bazı nedenlerle MHP’ye karşı şartlanmış seçmenlerini korkutarak oyların MHP’ye gidişini etkilemeye çalışmaktadır.
AKP; kendine oy vermiş muhafazakar ve milliyetçi seçmenine MHP’ye verilecek her türlü desteğin CHP’yi başa getireceği ve CHP-MHP koalisyonu olacağı propagandasını yapmaktadır. Çünkü muhafazakar-milliyetçi seçmenin üzerinde bir CHP korkusu vardır ve CHP bu korku yüzünden onlarca yıldır tek başına iktidar olamamaktadır. Gürsel Tekin’in yaptığı açıklamayla bu propagandanın doğru olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Yeni CHP’de, MHP’nin milli sorunlarda tutarlı, dik ve tavizsiz duruşundan rahatsızdır. CHP tabanında uyanık ve geleceği öngörebilen birçok insan vardır. Bu CHP’den, MHP’ye bir taban kayması yaratacaktır. Böyle bir endişe içinde olan CHP;MHP’ye içten içe saldırmakta, MHP’yi her zaman olduğu ırkçılıkla, faşistlikle suçlamakta ve özellikle alevi kardeşlerimize Çorum, Tokat, Kahramanmaraş olaylarını hatırlatan vurgular yapmaktadır.
Hal böyle olup; AKP ve CHP’nin koalisyon yapabileceklerini de yetkili bir ağız açıklayınca, her iki partinin de MHP üzerine oynamalarının nedeni ortaya çıkmış oluyor.
Aslında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, AKP ve CHP’nin 2002’den bu yana izlediği politikaları “tahterevalli siyaseti”ne benzetmesinin ne kadar doğru olduğu, Gürsel Tekin’in açıklamaları ile birlikte daha iyi anlaşılıyor.
CHP’nin önemli ismi Gürsel Tekin’in bu açıklamalarına Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil güzel bir yazı ile cevap vermiş ve AKP-CHP koalisyonuna “Kovalisyon” adını koymuş ve “iyi olur Ak CHP hükümeti” demiş ve yazısını da “Hatta birleşinler… Cumhuriyet AK Partisi olsun” diye de bitirmiş. Doğru söze ne denir. Anlatabildimse ne mutlu bana…