Günü Kurtaran İşler Yapmak

105

AKP
iktidarı olayların akışına kapılmış gidiyor. Olaylar olduktan sonra günü
kurtaran işler yaparak, devletin işlerini yönetiyormuş gibi yapıyor.

Son
örnek Giresun‘da 22 Ağustos 2020 tarihinde yaşanan selden en çok
etkilenen Dereli ilçesinden geldi. Selden sonra devlet yaraları sarmak
için afetzedelere ev ve iş yerleri yaptı. İlçe merkezi de yeniden düzenlendi.
Ancak karların erimesi ve yağmurların başlamasıyla birlikte yapılan işin foyası
ortaya çıktı. Debisi yükselen derenin yanından geçen yeni yapılan yolun ve
istinat duvarının bir kısmı çöktü.

Yapılan
işler Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından büyük bir övünçle 29 Ocak 2022
günü açılmıştı.

Yıkılan
yolun hemen bitişiğinde ilçe merkezinde yüz yıllardır ayakta duran bir
tarihi köprü var.
Bu köprüye bir şey olmazken, 21. Yüzyıl teknolojisi ile
yapılan yeni yol ve yapıların 3 ay bile geçmeden yıkılması tesadüf
değildi.

Felaketlerden bile rant devşirmek isteyen bir zihniyetin eseri bu. Devleti yöneten ehil olmayan insanların, işi
doğru yapan değil, iş kapmayı bilen, “iş bilir” yandaşlara
vermesi… Yandaş müteahhidi
işi veren devletin kontrol etmemesi, hırsızlıklara göz yumması… Bunların el ele
milleti soyma düzeninin sonucu bu.

Bir
tane örnek olsa “istisnai bir durum” der geçeriz. Ama o kadar çok benzer örnek
var ki.

20 gün
önce Bolu Dağı tünelinin Düzce girişi tarafında, heyelan sonrası tünel
girişi toprak yığınlarıyla doldu. Yol çift yönlü olarak kapandı.

Ocak
ayında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışı yapması planlanan Zonguldak
Kilimli Sahil Yolu, dalgalar tarafından dördüncü defa yutuldu.

Yine
Ocak ayında, “son teknoloji ile yapılan” İstanbul Havalimanındaki kargo
terminali binası
kar ve fırtınaya dayanamayıp çöktü. Kar yağdığında
Ankara’dan İstanbul’a uçakla gelmeye çalışan 2 bakan İstanbul Havalimanına
inemedi; Bakanlar, bir pistine hastane yapılan, Yeşilköy Atatürk Havalimanına
inebildi.

Bunun
gibi yüzlerce örnek sayabiliriz. AKP iktidarının bilime, uzmanlığa,
liyakate, akla aykırı yaptığı işlerin
somut olarak görünebilen bu gibi
örnekleri kadar sadece uzmanların görebildiği işleri de var. Bunların ülkemize
verdiği zararın maddi boyutunu ne kadar milyar dolar olduğunu hesaplamak bile
mümkün değil.

Bu anormal
yüksek enflasyona rağmen, emeklilere verilen 1.100 TL’lik bayram
ikramiyelerine zam yapılamamasında,
bu tür verimsiz ve kalitesiz
yatırımlara yapılan harcamaların payı büyük.

*****************************

Derin Yoksullaşmanın Sebebi

Ülkemizde
asgari ücret 4 kişilik ailenin açlık sınırının altında.

Türkiye’de
10 milyon işçi asgari ücret civarında ücretlerle çalışıyor! 3,4 milyon
işçi (bütün ücretli çalışanların yüzde 18’i) asgari ücretin altında bir ücretle
çalışıyor.

Asgari ücret seviyesinde ve daha düşük ücret alanların oranı genelde yüzde 34 iken, kadınlarda yüzde 43.

Giderek
artan bir biçimde daha çok çalışan asgari ücrete yakın ücretlerle çalışır hale
geliyor. Türkiye hızla bir asgari ücretliler ülkesine dönüşüyor. Orta
kesimin ücretleri enflasyon oranında artmadığı için asgari ücreti ortalama
ücret haline geliyor. 

Özel
sektör işçilerinin yüzde 70’i asgari ücretli.

Vatandaşlarımızın
büyük çoğunluğu en temel ihtiyaç maddelerine erişmede sıkıntı yaşıyor.
Süt, simit, domates, salatalık, marul, patates gibi gıdalar bile büyükçe bir
kesim için lüks haline geldi. Taneyle ve dilimle satılan sebze ve meyve
dönemine girdik. Artık dar ve orta gelirli kesimin ev ve araba alması
hayal. Hatta kiralar ödenemez boyuta geldi.

Bütün bunların sebebi kötü yönetim.

Bu derin yoksullaşmanın temel sebebi milli servetin yandaş bir kesime aktarılmasından dolayı geniş halk
kesimlerinin payının küçülmesi…

Yatırımlarda akıl ve bilimin rehberliği yerine, sırf yandaşa rant aktarmak ve
iktidarlarının devamını sağlayacak kaynak yaratmak için verimsiz ve
gösteriş yatırımlara
öncelik verilmesinden ibaret.

İdeolojik saplantılarla Türkiye’yi düzensiz göçmen ülkesi haline
getirilmesi
de bu yoksullaşmanın
sebeplerinden biri. Sadece ülkemizdeki Suriyelilere harcanan 80 Milyar dolar
harcanmamış olsa ekonominin dengeleri bu kadar bozulmayacaktı. Kurları tutmak
için Kur Korumalı Mevduat tedbirine ihtiyaç olmayacaktı. KKM sahiplerine bu
yıl 25 Milyar TL ödenmeyecek, bu para Hazinede kalacaktı. Bu para ile
çiftçilere yapılan devlet desteğini yüzde 150 artırmak mümkün olacaktı.
Çalışanların
ve emeklilerin maaşları iyileştirilebilecekti.

Temel gıda malzemeleri bu kadar pahalılaşmayacak ve taneyle, dilimle sebze ve meyve almak
zorunda kalmayacaktık.

Yine ideolojik saplantılarla Eylül ayından bu yana, Cumhurbaşkanının talimatıyla, Merkez
Bankası politika faizlerini düşürmemiş olsaydı
kurlar 8 ay öncesine göre
yüzde 100 artmayacak,
enflasyon patlamayacaktı. Elektrik, doğalgaz
ve akaryakıt fiyatları AB ülkelerinde olduğu gibi sadece yüzde 25 civarında
artacaktı.

Devleti yönetenlerin israfı, Yap- İşlet- Devret projelerinin külfeti de yoksullaşmamızın diğer sebeplerindendir.

Herkesçe
kabul edilen, aklın ve bilimin doğruladığı çözümler yerine AKP iktidarının “günü
kurtaran işler”
yapma zihniyetinin maliyeti çok ağır oldu.

Bu zihniyetin verdiği hasarın farkında olmak ve bu sorunlu zihniyetin sahibi AKP’yi
seçimlerde iktidardan uzaklaştırmak tek çözüm yolu.

Derin yoksullaşmadan
şikayetçi olan bütün vatandaşlarımızın bilmesi gereken şey şudur: Yaşadıklarımız
seçimlerde yaptığınız tercihlerin sonucudur.

Önceki İçerikTürkçülük Davası Bitti mi?
Sonraki İçerikEy İman Edenler İman Ediniz! (22)
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.