29 Ocak 2015 Tarihinde Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın davetlisi olarak gelip kalabalık bir dinleyici topluluğuna hitap eden Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Ege Denizindeki adalar konusunda çok çarpıcı iddialarda bulundu.
Türk milleti otuz küsur yıldır Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki PKK sorunuyla meşgul edilirken, Ege Denizindeki on altı ada ve bir kayalığın fiili olarak Yunanistan tarafından işgal edildiğini anlattı.
Ümit Yalım’ın anlattıklarından Üç vilayetimizin birisi Türk, diğeri Yunan olmak üzere(Aydın, Muğla, İzmir) iki Belediye Başkanı, iki Vali ile yönetildiğini öğrendik. Bu olayın ne manaya geldiğini hafızalarınızda canlandırırsanız konunun Vahameti’nin ne kadar çarpıcı ve büyük olduğunu görürsünüz.
Yunanistan, eskiden beri boş bulunan bu adalara sistemli olarak vatandaşlarını yerleştiriyor ve askeri üsler kuruyor. Lozan antlaşmasıyla elde edemediği Ege adalarını, AKP hükümetlerinin kasıtlı olarak görmezden gelmeleri neticesinde tek kurşun dahi atmadan kara sularının içine alıp, Yunanistan sınırlarına dâhil ediyor.
Hükümet, olayın basın ve medya da tartışılmasını önleyip, basın mensuplarına bu konu hakkında soru sorulmasına yasak getiriyor.
Muhalefet tarafından verilen soru önergeleri yok öyle bir şey denilerek tartışılmadan reddediliyor.
Peki, Ama Niçin?
Diyeceksiniz ki durup dururken hükümet bu adaları niçin versin, bu olay bile bile vatana ihanet değil’mi? Gayet basit, Avrupa Birliğine girmek için göz yumulması. Yunanistan’ı ve Avrupa birliğini karşılarına almamak, AKP iktidarının ömrünü biraz daha uzatmak için.
Kısa bir Anekdot:
“1996 yılının Ocak ayında Kardak kayalıklarına Yunan askeri çıkıp, Yunan bayrağı astığında Tansu Çiller: “O bayrak inecek, O asker gidecek” diyerek, kayalıklara Sat Komandolarının çıkmasına emir verir, Yunan bayrağı indirilip Türk bayrağı çekilir.
O kriz esnasında Türkiye’ye gelip Tansu Çiller ile görüşen ABD delegesi Richard Holbrooke: “Yunanistan la dalaşmayın, kayalıkları ve adaları verin gitsin, hatta Kıbrıs’ı da verin” diye Çillere tavsiyelerde bulunmak ister”. Bu söz üzerine Çiller, ABD delegesine kapıyı göstermiş ve odasından kovmuştur.
Netice mi? Kısa bir müddet sonra Çiller hükümeti, dağılır ve düşer”.
İşte AKP yöneticilerinin korktuğu tek şey, böyle bir konuda direnir, Yunanistan’a karşı koyarlarsa partilerinin dağılacağı paniği.
Hükümet’in işi gayet zor, bunun hesabı faillerinden mutlaka sorulacaktır. Yalnız esas olan, Türkiye’nin işinin çok zor olması.
Güneydoğu olayını ne yapıp edip ordunuzu gönderirsiniz bir şekilde terör olayını, 2002 öncesine döndürürsünüz. Türk ordusu çok şükür bunu başarabilecek kuvvette.
Ama iş Ege adaların gelince karşınıza hükümran bir devleti alacaksınız, o da yetmezmiş gibi her ne kadar aralarındaki bağ ekonomikte olsa koskoca AB”yi alacaksınız, ister istemez Nato girecek devreye.
Yukarıdan beri kapkaranlık bir tablo çizildi ama Türk Milleti her sıkıntıya düştüğünde olduğu gibi, küllerinden yeniden dirilip, tarihte ki şanlı sayfasında yerini alıp, yoluna devam edecektir.