Yıldız ışığını hilalinden alır sevdiğim
Uysal bir kasırga, ılık bir ayaz
Sadakta bir ok, aklı başında bir mecnun
Varlığının gölgesinde her şey olabilirim
Sen bana yalnızca bir damla ver
Ben kuru çölleri okyanuslara çevireyim
Sana doğan güneş gönlümü aydınlatır
İçtiğin kahve dudaklarımda tatlanır
Ses sen, gece sen, damlalar sen
Son nefesime kadar bana gülüm desen
Toprağında hayat bulur yeşerir yapraklarım
Ela gözlerinde gonca olur çiçek açarım
Bak seni bana üfledin yok oldu varlığım
Geriye yalnızca iki beden bir can kaldı
Artık sözcükler çok ağır, çok kalabalık
Zaten gerek yok ki tüm o harflere, hecelere
Hal dili, can dili lazım bize
Bilirsin sevdiğim
Samimisi olmadığını söylemez dilim
Hissetmediğini yazmaz kalemim
Yirmi iki yıla yirmi iki bin kez söylüyorum
Bir tarafta sen bir tarafta dünya kurulur