Siyaset; farklı çıkar grupları arasındaki çıkar ve iktidar mücadelesi olarak tanımlanır.
Oysa; kimileri çıkarının farkındadır, kimileri değildir!
Örneğin TÜSİAD; “Hangi siyasi parti bize ne vaat ediyor?” diye araştırır, raporlar düzenler, üyelerini bilgilendirir.
Peki ya işçiler, köylüler, memurlar, emekliler, esnaf ve sanatkarlar, küçük ve orta boy işletmeler?
Hangi sendika, hangi esnaf odası, hangi memur derneği böylesi bir araştırma ve bilgilendirme yapar?
Bu yüzden, var olan düzenden en çok zarar gören kesimler, “celladına aşık kurban” misali, büyük ölçüde kendi çıkarlarına ters olan siyasi partilere oy verirler!
Çünkü gözleri, kimi perdelerle örtülmüştür!
Bu örtülerin en önemlisi “dini inanç” dır.
İnançlar üzerinden siyaset yapanlar, bireyin ekonomik güçsüzlüğünü birkaç torba erzak ve kömürle sömürenler, “sınıfsal bilinci” yok ederler!
Bunun adı “efendi-köle ilişkisi” dir. Oysa bizim gibi ülkelerde buna “demokrasi” diyorlar!
Neler oluyor ülkemizde?
Kaç kişi olup bitenin farkında?
· Bir lüks otelde domuz eti yedirdikleri için dava açmış vatandaş. Peki, o vatandaş, bugünkü siyasal iktidarın, Avrupa Birliği’ne Uyum Yasaları içinde “Domuz kasaplık hayvandır” diye yasa çıkardığını biliyor mu?
· Gazetelerde her gün karşımıza çıkan cinsel saldırılar ve zina örnekleri karşısında “normal vatandaş” tepkili. Peki; Yine bugünkü siyasal iktidarın, AB’ye uyum çerçevesinde zinayı suç olmaktan çıkaran yasa yaptığını kaç kişi biliyor?
· İzmit Belediyesi simit arabalarını yüksek fiyatlarla kiraladı! Garibanlar saf dışı kaldı, simit fırınları adeta tekel kurdu! Şimdi, 120 gram simit 1 TL oldu! Vatandaşa, ekmekten daha pahalıya simit yediren kim?
· “Kent Konseyi seçimlerinde saf dışı bırakıldıkları” gerekçesiyle Kandıralı muhtarlar derneklerinden istifa etmişler. Kent Konseyleri, belediyelerin kontrolünde ve asli görevlerini yapamaz haldeler. Yasaya aykırı olan bu durumun kaç kişi farkında? Kim tepki gösterebiliyor?
· Bu ülkede “servetinin yüzde 1’i kadar vergi ödeyen zengin yok!” Dolaylı vergilerle devletin kasasını dolduran işçiler, memurlar, emekliler, esnaf ve sanatkarlar bunun farkında mı?
· Küçük esnafı büyük alışveriş merkezlerine karşı koruyacak “Perakende Yasası” neden uzun yıllardır çıkmıyor? Bunu soran sorgulayan esnaf ve derneği var mı?
· Mustafa Kemal Atatürk’ün “Artık bu ülkenin insanları bir tek soya kulluk edemez. Cumhuriyet ve demokrasi yakışır” diye kurduğu TBMM’nde, Atatürk’e “KEMALİST DİKTATÖRLÜK” suçlaması yapılıyor, kaç kişi tepki veriyor?
· “Anayasal düzeni bozmak ve iktidarı darbe yoluyla devirmek” iddiası ile, henüz suçları yargı tarafından karara bağlanmamış olduğu halde, kimi 2-3 yıldır “tutuklu” olan binlerce insan Silivri Cezaevi’nde yatıyor. Peki; İzmit meydanlarında “Hilafet İsteriz” diyenler Anayasal suç işlemiyorlar mı?
· Sivas Katliamı’nın eli kanlı katilleri, “zaman aşımı” ile paçayı kurtarmak üzere! Vicdanınız rahat mı?
· ABD’li askere çuval geçiren gençler için 16 yıl hapis isteniyor! Adalet inancınız sarsılmıyor mu?
· “Türkiye’de ruhsatsız silah sayısı 7 milyonu geçti” Ülkenin geleceğinden kaygınız yok mu?
Daha pek çok “yaşamsal sorun” içindeyiz.
Ama; kimi gözler kör, kimi kulaklar sağır, kimi diller tutulmuş!
Vicdanlar kir pas içinde!
“İnsanım” diyene yakışıyor mu?