Göç Sorunu

100

Geçmişe baktığımızda göçe maruz kalan milletlerin başında Türklerin geldiği görülür. Özellikle 19.yy dan itibaren başlayan toprak kaybına bağlı zorunlu göçler milli tarihimiz içerisinde önemli yer tutmaktadır.

Bu göçler sırasında yaşanan sıkıntılar yaşanılan ölümler ve göç esnasında yapılan baskınlarla halkın uğradığı zulüm Türk tarihinin önemli bir bölümünü inşa etmektedir.

Bu nedenledir ki Türk milleti göç edene karşı sabırlıdır ve ekmeğini paylaşır. Nitekim Lozan anlaşması ile Rumeli’den göçen Türkler Anadolu’ya geldiklerinde yerli halk tarafından herhangi bir sıkıntı yaşamazken aynı şekilde Yunanistan’a giden Ortodoks ahali orada ki yerli halk tarafından benimsenmeyerek çeşitli tacizlere maruz kalmıştır.

Bugün Yunanistan’a gittiğiniz de Türkçe konuşan Rumların çoğu buradan göçen Rumlardan olup uğradıkları tacize tepki olarak çocuklarına Türkçe öğretmişlerdir.

Türkiye uzun zamandır aralıklarla göç kabul etmektedir. 1950 yıllarında Bulgaristan ve Yugoslavya’dan toplam 330 bin kişi göç etmiştir. Bu zorunlu göçlerin sebebi genellikle siyasi nedenle ülkeler arasındaki politikalardan kaynaklanmaktadır.

1989 yılında en son Bulgaristan’dan gelen 500 bini aşkın soydaşlarımız ile Türkiye’ye göç son bulmuştur.

Göç edenlerin tamamının Müslüman ve Türk olması daha sonradan yerleştirilmelerinde ve topluma adaptasyaonunda önemli rol oynamaktadır.

Nitekim ilk gelen göçmenlerin ülke ekonomisi o günlerde tarıma dayalı olduğu için köy ve ilçelere yerleştirilerek tarım ekonomisine katkı sağladıkları bir gerçektir. Daha sonra gelenler ise kentleşmenin artmasıyla birlikte şehirler de belirlenen yerlerde yapılan konutlara yerleştirildiği görülmektedir.

Göçmenlerin yarısının ise daha önceden gelen eş dost ve akrabalarının yanlarına yerleştiği önemli bir ayrıntıdır.

Bugün Türkiye Suriye İç savaşı nedeniyle Türkiye’ye göç eden 1.5 milyon Suriyeli göçmen nüfusu ile karşı karşıyadır.

Geçmişte yapılan göçler de ülkenin demografik ve ekonomik yapısı göçleri absörbe edebilirken bugün içerisinde bulunduğumuz nüfus yoğunluğu ve ekonomik şartların güçlüğü sebebiyle bu göç sıkıntı yaratmaktadır.

Ülkemizin içerisinde bulunduğu durum 1,5 milyonu aşkın yeni bir nüfusu kaldırabilecek durumda değildir. Özellikle bu yoğunluktaki bir göçün hazırlık yapılmadan meydana gelmesi daha da sıkıntı yaşatmaktadır.

İleride Suriye’de savaş bittiği zaman bu insanların bir çoğunun geri dönmemesi durumunda ülkemizi gelecekte güvenlik açısından da ciddi sıkıntılar beklemektedir.

Nitekim geçtiğimiz günler de İstanbul da çeteleşen Suriyeli gençlerin yaşadıkları yerdeki birkaç genci dövmesi ileri de yaşanabilecek sıkıntılara karşı bir örnek teşkil etmektedir.

Geçmişte yaşanan göçler de dil, örf adet noktasında herhangi bir sıkıntı yaşanmadığından göçmenlerin adaptasyon sorunu kısa süreli olmakta idi.

Bugün gelen Suriyeli göçmenlerin başta dil sorunu olmakla birlikte ülkemize adapte olmasında da güçlükler yaşanmaktadır.

Daha önce yapılan göçlerden farklı olarak eş dost ve akrabalarının da ülkede yaşamaması toplum içerisinde kabulü daha da zorlaştırmaktadır.

Suriyeli göçmenlere serbest dolaşım hakkı, oy kullanma hakkı verilirken eğitimlerinin nasıl olacağına dair herhangi bir bilgi verilmemektedir.

İleride büyük sorunlar yaşamamak adına Suriyeli göçmenlerin yerleştirilecekleri lokasyonlar iyi seçilmeli hem kendilerinin hem de vatandaşlarımız açısından uygun yerler yönetimce belirlenmelidir.

Kısa vadeli menfaat uğruna uzun vadeli sorunlar yaratmak bir ülkeyi dar boğaza sokacak yegane hamledir. Saygılarımla…