Gençliğin Yetişmesinde Etkili Olan Kurumlar

73

Gençliğin yetişmesinde ailenin çok büyük rolü vardır. Aslında aile gencin yetişmesinde ilk sosyal çevre olduğundan çocuğun şekillenmesine yardımcı olabilir. Anne ve babanın mesleği ve eğitim seviyesi, yaş durumu gencin sosyal hareketliliği üzerinde bazı etkiler oluşturur. Yapılan eğitim durumuna göre toplumda sosyal bir statüye kavuşmak yaygın ise de; çocuk anne ve babasından öğreneceği müspet bilgileri başarı yolunda kullanabilir. Hızlı sosyal değişme süreci içinde bulunan ülkemizde, çekirdekleşen aile tipi çoğunluktadır. Yani, anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan aile tipi. Nüfusun özellikle şehirlere kayması, aile yapılarındaki değişme ve dolayısı ile aile içi ilişkiler yeni şekiller almakta, otorite ve itibar farklılaşması doğmaktadır. Çocuk baba ve annesinden daha fazla para kazanmaya başladığı andan itibaren aile içi rollerin ve statülerin değişmesi kaçınılmaz olmaktadır. 
Bir başka husus; gencin akranları veya yaşıtları arasındaki beşeri ilişkiler zaman zaman aile içine de yansıyabilmekte. Genç, ebeveynlerinden daha çok sevgi, hoşgörü, ilgi, şefkat bekler. Sorumluluk duygusu taşıma ve bağımsız hareket etme arzusu ön plana çıkar. Bu durum bazı hallerde aile içi çatışmalara sebep olabilmektedir. Ancak, Türk ailesinde mesela, farklı müzik anlayışı ve buna benzer konularda ihtilaflar görülüyor diye gençliği mutlaka aile ve toplumla çatışan veya çatışması gereken bir grup olarak değerlendiremeyiz.
Gencin yetişmesinde aile kadar okulunda büyük bir önemi vardır. Burada da bir takım yeni bilgiler öğrenerek daha da sosyalleşir. Daha sonra iş hayatı başlar ve burada da iyice tecrübe kazanır ve yaşadığı sosyal çevre içinde sosyal statü sahibi olur ve böylece dünyaya bakış açısı değişir. Gencin yetişmesi bir bakıma kitle haberleşme araçları ile ailenin eğitiminden de geçmektedir. Zira kitle iletişiminin tesirliliği ve yönlendireceği ortadadır. Kitle iletişimi iyiye organize edilir ise müspet neticeler alınabilir.
Gençlik oldukça canlı, dinamik ve enerjik bir topluluktur ve milletlerin geleceğinin teminatıdır. Gençlikteki çağdaş düşünme ve davranış şekli milli ve manevi değerlerle ters düşmediği sürece yararlı olabilir. Medeniyet ve kültür tarihini bilmeyen genç insanın başarılı olması mümkün olmadığı gibi kimlik krizini de aşamaz.
Gençliğin ilme yönlendirilmesi, Avrupa Topluluğuna girecek olan Türkiye için şarttır. Bunun için teknolojinin bilimle desteklenmesi gerekir. İlim ve teknoloji politikasının en önemli bir unsuru olan bilgi bankalarının mutlaka kurulması gerekir. İlmi zihniyetin oluşması ve gelişmesinde en büyük destek ise milli şuur ve idealler olmalıdır. Gençleri ezberden ve sloganlarla düşünmekten kurtararak, onlara doğru yazma ve doğru düşünme alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Sağlam kafa sağlam vücutta olur sloganından hareketle; gençleri zararlı ve bağımlılık yapan her türlü madde ve unsurdan mutlak surette korumak gerekiyor.