Gençlik ve spor bayramını kutladık. Her nedense bayramlarımızı bir türlü bayram gibi kutlayamıyoruz. Dini bayramlarımızda yollar trafik kazasından kan gölüne dönüyor. Milli bayramlarımız ise yasak savma kabilinden göstermelik törenler halkın katılmadığı adet yerini bulsun kabilinden anmalar şeklinde geçiyor. Bu sene ise milli bayramlar üzerinden siyasi tartışmalar da yapıldı. Bayramları bir türlü ağız tadıyla kutlayamaz olduk.
Gençlik bayramını kutladık. Acaba kaç gencimiz Milli tarih bilincine sahip? 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın ne ifade ettiğini Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının İstanbul’dan Samsun’a getiren Bandırma vapurunun nerede nasıl yapıldığını Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinden hangi hizmetleri gördüğünü ve bugün Samsun’daki Bandırma vapurunun maket olduğunu gerçek Bandırma vapurunun ise jilet olup satıldığından kaç gencin haberi var?
Bir başka tarihi gerçek daha var ki, eski başbakan Ecevit, açıklayana kadar bunu dillendirenleri vatan haini ilan ediyorlardı. Artık tarihi belgeler üzerindeki tozlar kalkmaya başladı bunu bugün herkes dillendiriyor. Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun’a götüren Bandırma Vapuru’nun bizzat Sultan Vahdettin Han tarafından görevlendirildiğini üstelik yüklü miktarda da Osmanlı hazinesinden Atatürk ve silah arkadaşlarına para verildiğini acaba kaç gencimiz öğrenip araştırmak istiyor?
Yıllarca ‘Satar mıydı Vahdettin keyfi için vatanı’ şeklindeki yalan yanlış şiirlerle zihinler bulandırıldı. Ancak tarihi gerçekler ortaya çıkınca bugün bu şiiri söyleyenler kaçacak delik arıyorlar ama ne acıdır Sultan Vahdettin Han’ın kabri bugün Suriye’de vefalı ziyaretçiler bekliyor. Gençlerimize Sultan Vahdettin Han’ı Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadronun başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere tüm paşaların Abdülhamit Han’ın açtığı askeri okullarda okuyup yetiştiğini tek tek öğretmeliyiz ve gençlerimize tarih bilinci aşılamalıyız.
19 Mayıs Gençlik bayramı siyasi tartışmaların gölgesinde geçti, çok yazık. Gençlerimiz için bu bayramı tarih bilinci kampanyasına dönüştürebilirdik. Atatürk ve silah arkadaşlarını 19 Mayıs’ta Amasya Tamimi’ni yayınladıktan sonra Erzurum ve Sivas kongrelerini düzenleyip 23 Nisan 1920’de Ankara’da T.B.M.M’yi açtığını meclis çalışırken askeri, sivili, genci ve yaşlı Anadolu insanını Anadolu’nun dört bir tarafından düşmana karşı kurtuluş mücadelesi başlattığını öğreterek gençleri tarih bilinci verebilirdik. Bunları yapacağımıza siyasi tartışma ve gerginlik havasında bir bayram daha gelip geçti.
Biz Devri Alem programı ve belgesel yayıncılık olarak yıllar önce Samsun’dan Kurtuluş savaşına giden milli mücadele destanını belgeselleştirerek tarihe karşı vefa borcumuzu ödedik. Bu konuda hazırladığımız belgesel bir çok televizyon kanalında yayınlanmaya devam ediyor. Gelin bu belgeseli birlikte gazetemizin www.gebzegazetesi.com sitesi ve www.belgeselyayincilik.com sitesinden izleyelim. Anadolu’da kurtuluş savaşının nasıl kazanıldığını Anadolu insanının nasıl hep birlikte düşmana karşı mücadele ettiğini bir kez daha öğrenelim ve gençlerimize öğretelim.
Bugün, gençlik bayramını kutladığımız bu günlerde gençlerimiz yabancı kültürlerin büyük baskısı altında. Kurtuluş savaşı destanı Anadolu’da kurtuluş savaşını gerçekleştiren komutanları Sütçü İmamları, Şerife Bacıları, Kara Fatmaları, özetle Anadolu’nun yiğit ve isimsiz kahramanlarını acaba kaç gencimiz biliyor. Yabancı sporcular, sözde bilmem hangi sinema sanatçısını tanıdıkları kadar gençlerimiz milli ve manevi kahramanlarımızı tanıyorlar?
Bugünkü gençlik büyük bir kültürel yozlaşma ve yabancı kültürün işgali altında. Bırakalım tarihi geçmişi kurtuluş savaşını milli ve manevi kahramanları bugün ülkenin yönetimiyle ilgili bile fikir sahibi değiller. Ülkenin nasıl yönetildiğini ülke yönetimi ile ilgili eleştiri ve görüş beyan etmek bir yana büyük bir vurdumduymazlık içerisinde. Bu gençliğe bakınca aklıma 68 kuşağı ve 70’li yıllarda ülkenin geleceği için canlarını veren yiğit ve mert gençliği düşünüyorum. 80’li yıllardaki gençlik ister sağcı ister solcu olsun ülkenin geleceğinde söz sahibi olabilmek ve ülkenin kendi düşüncelerine göre kurtuluşu adına gözünü kırpmadan can verebiliyorlardı.
Ne oldu gençliğimize? Ne olacak? 60 ihtilali, 12 Eylül muhtırası, 80 darbesi, 28 Şubat süreci, gençliğimizi mahvetti. Üstüne üstlük son 30 senedir köşe dönme, rantçılık, üretmeden tüketmek, çalışmadan yaşamak yabancı hayranlığı ve daha birçok şey gençliğimizi bizden koparıp elimizden aldı. Gençlik bayramında siyasi tartışmalar yerine gençlerimizi nasıl milli ve manevi tarih bilinciyle yetiştirerek ülkemizin hizmetine sunabilirizi konuşmalıydık. Gençlerimize nasıl ulusal değerlerimizi ve tarihi geçmişimizi ve en önemlisi şu an huzur ve mutluluk içerisinde yaşadığımız bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletinin nasıl kurulduğunu yerinde anlatıp öğretebilirdik. Bu bayramı da siyasi tartışmalarla geçirdik, yazık hem de çok yazık.