İşgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırıları dayanılmaz bir hal aldı. Özellikle kadın ve çocuklara saldıran soykırımcılar, son 24 saatte 26 kişiyi daha katlederek 50 bin 695 insanı şehit etti.
Gazze’deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’de devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı. Son 24 saatte hastanelere 1’i enkaz altından çıkarılmak üzere 46 ölü ve 183 yaralı getirildiği kaydedildi.
İsrail ordusunun 19 Ocak’ta varılan ateşkesi bozarak, 18 Mart’tan bu yana düzenlediği saldırılarda 1042 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 2 bin 542 Filistinlinin de yaralandığı belirtildi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının, 50 bin 399’a, yaralıların sayısının da 114 bin 583’e yükseldiği kaydedildi. Gazze Şeridi’nde enkaz altında hala binlerce ölü olduğu belirtiliyor.
Filistin resmi ajansı WAFA’ da yer alan habere göre İsrail ordusu, bazı evleri tahrip ederek ateşe verdi. Bazılarını da askeri karargâha dönüştürdü. İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentine yönelik saldırısında Filistinli gazeteci Muhammed Salih el-Berdevil eşi ve 3 çocuğu hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, zorbalığını ve barbarlığını sürdürerek, baskınlarını ve sivilleri evlerinden zorla çıkarmayı sürdürüyor. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te, Filistin topraklarını gasp eden İsraillilerin saldırılarında; 168’i çocuk 930 Filistinli yaşamını yitirdi, 7 bine yakın kişi yaralandı.
İsrailli avukat ve politikacı Ben-Gvir yaptığı paylaşımda, cezaevinde tutulan Filistinlilerin durumlarının, kendi döneminde kötüye giden koşullarından övgüyle bahsederek, şu ifadeleri kullandı: “Eşya bulundurmak yasak, kantin yasak, 15 dakika duş imkânı, bir saat açık hava, büyük buzdolabı yasak, düşük porsiyonlu öğünler, temsil hakkı yok, eğitim yok, diş tedavisi yasak, estetik tedavi yasak.”
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Esirler Heyeti ile Filistin Esirler Cemiyeti tarafından yapılan açıklamaya göre, İsrail hapishanelerinde çocuk ve kadınların da olduğu yaklaşık 9 bin 500 Filistinli tutuklu bulunuyor.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada, “İsrail işgal güçleri, Gazze’deki 2,4 milyon Filistinliye yönelik yeni bir suç işledi. 1 ay boyunca un, insani yardımlar ve yakıtın girişini engelleyerek, tüm fırınların tamamen kapanmasına ve açlık krizinin derinleşmesine yol açtı. Bu durum, sivil halkın hayatını ciddi tehdit ediyor.” ifadesi kullanıldı.
“Gazze’yi unutmamak, destek çağrısında bulunmak, bu zulmü nefretle kınamaya devam etmemiz gerekmektedir. Soykırım sürerken, Gazze halkının kendilerini unutulmuş hissetmelerinden daha kötü ve vahim bir şey yoktur. Bu soykırımı hatırlatmak, sahiplenmek, kınamak ve davayı canlı tutmak insani ve kardeşlik borcumuzdur.
Bir futbol takımının zaferini kutlayan, sofralarımızdaki türlü türlü yemeklerin fotoğraflarını medyada paylaşanlar bizler, Gazze’yi hatırlamazsak, Gazze halkını üzmüş, küstürmüş ve şu mesajları göndermiş oluruz:
– Gazze halkına: “Sizi unuttuk. Sizden ve derdinizden bıktık.”
– Katillere: “Suçlarınıza devam edin, sonuçlarından korkmayın.”
– Gazze için gösteri yapan Batılılara: “Kendinizi yormayın, hükümetlerinize baskı yapmayın. Biz Müslümanlar bile din kardeşlerimizi artık umursamıyoruz.”
-Müslüman ülkelerdeki yöneticilere: “Halkınızı daha da duyarsızlaştırabilirsiniz. Biz Gazze’de yapılan zulüm için artık üzülmüyor, öfkelenmiyoruz, siz de dert etmeyin, keyfinize eğlenmenize devam edin.”
-Kendimize: Peygamberimizin; “Müminler birbirlerini sevmede, merhamette ve şefkatte bir beden gibidirler; onlardan bir organ rahatsız olursa, bedenin tamamı ateş ve uykusuzlukla ona karşılık verir…” Uyarısı beni ilgilendirmiyor.
Bundan da ötesi; Gazze halkına tam 50 yıldır hacca ve umreye gitme izini verilmiyor. 65 kilometre uzaklıktaki Kudüs’ü görmeleri yasak. Şu an 50 yaşındaki biri az ilerisindeki Kudüs’ü hiç görmedi.
Gazze’de her sokakta en az 20 kamera var. Bir evde kaç kişi yaşıyor, o eve giren çıkan kimlerdir, pazardan ne alıyorlar, ne okuyorlar, ne zaman düğün yapıyorlar, hangi gün bebekleri doğdu, hangi gün kaç kişi öldü vb. Hepsini kayıt altında tutuyor İsrail.
45 kilometre karelik bir alanın içinde iki buçuk milyon insan tam 50 yıldır bu şekilde yaşıyor. Yaşamak için çırpınıyor. Başka ülkeleri hiç bilmiyorlar. İsrail’in izin verdiği kadar portakal, muz giriyordu Gazze’nin içine. Yani başka meyveleri ve sebzeleri hiç bilmiyorlar.
Gazze’nin çocukları büyüyor, yaşlanıyor ama hiçbir zaman ceviz veya fındık nedir, nasıldır bilmiyor. Dünyayı kitaplarda okudukları kadar biliyorlar. 50 yıldır İsrail haftada üç gün elektrik ve su veriyordu. Kuyular olmasaydı insanlar yıllar öncesinde susuzluktan ölecekti. Son bir aydır hiç elektrik ve internet yok Gazze’de.
Savaştan önce Gazze’den çıkmanın belli şartları vardı. Başka bir ülkenin üniversitesinde tıp, mühendislik gibi bölümleri kazandıysan ve o ülke seni kabul ettiyse ancak eğitim amaçlı çıkabiliyordun. Lakin hukuk okumak isteyenler çıkamıyordu.
Gazze’de 17 tane üniversite vardı savaştan önce. 790 orta ve lise eğitimi veren okul ve 800 Bin öğrenci vardı. Çok katlı ve lüks binalar vardı. Bir tarafı deniz diğer tarafı zeytin, hurma bahçeleri olan yeşillik bir yerdi. Şimdi hiçbiri yok. Gazze çöl, Gazze harabe, Gazze batmaya yüz tutan bir güneş artık… Karanlığa gömülen, açlığa mahkûm edilen, ağlamaya, üzülmeye bile takatleri kalmayan öksüzler, yetimler, biçareler yurdu artık…
Biz özgürüz, onlar ise 3 bin yıldır yaşadıkları topraklarda şimdi esir hayatı yaşıyor. 18 aydır Gazze’nin çocukları açlık ve susuzlukla mücadele ediyor. Ebegümeci yiyerek hayatta kalmaya çalışıyorlar. 26 Bin çocuk hem yetim hem de öksüz kaldı. Çoğunun kolu bacağı yok. Anestezi olmadığı için uyutulmadan kesiliyor o kollar bacaklar.
Katil Netanyahu; “Bizim savaşımız bitmedi. Sadece Gazze şeridi değil, Ortadoğu haritasını değiştireceğiz” diye dünyaya meydan okuyor. Suriye’nin topraklarını işgal ediyor. Sonra da alelacele ABD’ye koşuyor. Arsızlığıyla, kocaman yalanlar söyleyerek Tramp’ a yalvarıyor: “Türkiye Suriye’yi kontrolüne aldı ve gelip kuzeyden sınırımıza dayandı: Eyy Amerika bizi Türkiye’den koru ve aramızı bul” diyor.
Katil İsrail, Gazzeyi yutma, Lübnan’ı karıştırma ve Suriye’yi parçalama peşindedir. Bu yüzden bizi uzak tutmak için, Türkiye’yi hedef alan porovokatif açıklamalarda bulunmaktadır.
Dünyanın bütün iyi insanları birleşip İsrail katiline, “dur artık” diyemedik. İyiliğimizi kalbimize gömdük. Gayretimizi içimize yutkunduk. Gözyaşlarımızı kendi acılarımıza sakladık… Bir avuç azgın soykırımcıyı durduramadık. Bu utancın ağırlığını daha ne kadar taşıyacağız?
Ey!.. duyarlı, kalbi yaralı vicdan sahibi insanlar!.. Gazze’de korkunç bir soykırım var. Zulüm var, işkence var, açlık var… Çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve insanlık ölüyor. Suçsuz, masum bir millet acımasızca yok ediliyor… Kulaklarını bu çığlığa kapama ne olursun. Acını paylaş, duygularını dile getir, zulmü kına, yaşanan vahşeti dünyaya duyur. Kalbinle bu masum insanların yanında ol… Gazze’ye bir soluk nefes ol…
Sevgiyle kalın…