Gazi’den, Şehit’ine

79

“Yaşamaz ölümü göze almaya,

Zafer, göz yummadan koşana gider.

Bayrağa kanın alı çalmayan

Gözyaşı boşana, boşana gider.”

Önce Kürt açılımı dediler, tutmadı!

Türlü açılımlar ile süslediler uymadı!

Şimdi de bu açılıma ‘Milli Birlik Projesi’ diyorlar,

Misak-ı Milli Ruhunu yok etmek istiyorlar!

 

En sonunda muhatabımız, İmralı canisi ile Kandil’deki yılanın başıymış!

Meğerse tüm keramet, bebek katilinin ‘o söylemlerinde’ saklıymış!

Bilirim ‘şehidim’, senin de yüreğin yanık bu ‘gazi’ komutanın gibi.

Bilirim, kanınla renklenen Ay Yıldızlı Al Bayrağımızı pençe, pençe kavrar ellerin.

Vatanımıza kasteden hainlerden korumak için.

 

Bilirim, için titrer ölümsüz bedeninle kol kanat gerdiğin vatan topraklarımız için.

Bilirim, yer küreyi sarsar ‘vatanım’ derken, hançerenden çıkan sesin.

Söz vermiştim sana son nefesinde, Al Sancağımızın gölgesinde.

Söz vermiştim yiğidim sana, uğruna can verdiğin vatan bölünmez diye!

 

Ettiğimiz yemin değişmedi sözümüz söz, feda olsun canımız yurdumun her karışına.

Sesler duyulur Habur’dan, Hakurk’tan,

Yılanın başından Kandil’den, Mahmur’dan,  İmralı’dan!

Sesler duyulur sanki ayrımız, gayrımız varmış gibi tüm kandırılmışlardan!

Sesler duyulur, ‘dönüş yok’ denerek bu karanlık yoldan!

 

Sen ses ver Şehit’im, sen ses ver.

Ses ver ki, duyulsun o güçlü sesin.

Yer küre bu defa bir kez değil, bin kez titresin.

 

Ankara’dan,

İmralı’dan

Kandil’den

Bağdat’tan

Telaviv’den,

Brüksel’den,

Washington’dan,

Yükselen o malum seslere sen cevap ver yiğidim,

Sen cevap ver.

Çünkü duymazlar artık bizimkisini…

 

Ses verin, yemini yeminime karışanlar,

Ses verin, Ay Yıldız’lı Bayrağımızı zafere taşıyanlar.

Ses verin;

Ey Mohaç’lar, Çaldıran’lar.

Tarihe yön verip, tarih yazanlar.

Ses verin;

Nal sesleriyle, kılıç şakırtılarıyla düşmana korku salıp,

Dünyaya nam salanlar.

Ses verin;

Ey Çanakkale’ler, Samsun’lar, Erzurumlar, Sivaslar,

Halide Edip’ler, Seyyid Onbaşılar, Ayşe Çavuşlar.

 

Ses verin,

Be hey Dadaşlar, Zeybekler, Horonları ile yeri göğü inleten arkadaşlar.

 

Ses verin,

Ey Toros’lar, Beşparmak’lar,

Adını Yavru Vatan bellediğimiz Kıbrıs’ım,

Kahramanlık destanları ile yaşayan, ‘ O Gazi Topraklar.’

 

Ses verin;

Cudi’ler, Çukurca’lar, Aktütün’ler, Derecik’ler!

Ses ver, yiğidim ses ver.

Ses ver, Anadolu’m ses ver.

Ses ver tarihim, ses ver. Namusum, şerefim hakkı için ses ver!

 

Biline ki;

Tarihin derinliklerinden geliyor o çığlıklar!

Toprak ana dile gelmiş yüreciği sızılar.

Yer küre sarsılır o feryatlardan,

Şühedanın sesi duyulur, binlerce yıl uzaklardan.

 

Oy Anadolu’m oy!

Oy Mehmet’im, kınalı kuzum oy!

Aslanım, yiğidim;

Şimdi ben sana nasıl cevap vereyim?

 

Yeminin, yeminimdir değişmez.

Kanın kanıma değdi, silinmez.

Şunu bilesin ki;

Vatan bellenen bu kutsal topraklar için

Verilecek son nefesler tükenmez.

 

Ses ver Gök Gözlüm, Altın Saçlım, Boz Yelelim,

Ses ver Atatürk’üm,

Önderim, ses ver.

Ses ver ki, kurduğun bu devlet uğruna her gün bin kez öleceğimize,

Son bir kez daha ölelim.

 

Ey şimdi süzgün, rüzgârda dalgalı

Barışın güvercini, savaşın kartalı

Yüksek yerlerde açan çiçeğim

Senin altında doğdum, senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim,

Yeryüzünde yer beğen!

Nereye dikilmek istersen

Söyle, seni oraya dikeyim.”

Ey Bayrak!

Uğrunda veremediğimiz canı,

Gölgende yaşatmaya hakkımız yok…

“Ne Mutlu Türküm Diyene”

 

 

Önceki İçerikKalemden Kurşun
Sonraki İçerikArtık yeter !
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.