Bu dünyada her gün her saat on binlerce insan doğup ölüyor. Bu güneşin doğup batması kadar tabii bir şey.
Bu ölüm olayını reklama dönüştürmek ise çok çirkin bir şey…
Dikkat ettiniz mi bilemem, gazetelerimizdeki vefat ilanları bazen tam sayfa, bazen de yarım sayfa yer işgal ediyor.
Falanın bacanağı, falanın eniştesi, falanın yeğeni, filanın kardeşi, falanın kardeşinin damadı, damadının torunu, falanın kızı, falan falan falanın ablası, falan falan falanın kayınvalideleri, falan falan falanın kıymetli anneleri, falan falanın ananeleri, falan falanın babaanneleri, falanın kıymetli eşi gibi devam ediyor.
Acaba ölen kim? Bu enişteler mi dayılar mı bacanaklar mı damatlar mı, yeğenler mi, yemeyenler mi hangisidir? Bir türlü bilemezsiniz bulamazsınız.
Bir ölünün arkasından bu kadar gösteriş yapmak doğru mudur? Kim olursa olsun ölmüş işte.
Ölüleri üzerinden gazete ilanları ile reklam yapanlar ne kazanıyor acaba?
Büyük Türk düşünürü Yunus Emre diyor ki;
“Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Şöyle garip bencileyin.”