Fil Avcıları

310

Bilmem hiç fillerin nasıl avlandığını duydunuz mu? Fil avcılarının filleri avlama ve ehlileştirme hikâyesi şöyleymiş:

Filler çok geniş vadilerde yaşasalar bile her gün kullandıkları yoldan gidip gelirlermiş.

Fil avcıları da fillerin geçeceği yolu derince kazarlar üzerini ince bir tabakayla örterler ve en önde yürüyen filin o kazılan çukura düşmesini sağlarlarmış.

Fil avcıları siyah elbiseler içerisinde, yüzleri kapalı olarak gelir, çukurda çırpınan fili kırbaçla dövmeye başlarlarmış Birkaç gün hiç yiyecek vermezlermiş.

Birkaç gün sonra aynı avcılar, beyaz elbiseler içinde filin sevdiği yiyeceklerle gelirler ve filin karnını doyururlar ve hortumunu, yüzünü gözünü okşarlarmış.

Avcılar, fili kendilerine alıştırdıktan sonra çukurun önünü kazarak fili oradan çıkarırlar ve filin hortumundan tutarak kendi fil damlarına götürürler ve ölünceye kadar fili işlerinde kullanırlarmış.

Meşhur reklâm filminde olduğu gibi “hiç aklımızdan çıkmıyor ki” dediğimiz Türkiye için bu hikâyeden çıkarılabilecek benzerlikler var mı?

Türkiye’nin ekonomik krizlere sürüklenmesindeki en önemli dış aktörler ile bizi krizden kurtarmak için borç ve akıl verenler aynı…

Terör örgütüne her türlü desteği vererek palazlanmasına yardımcı olanlar ile terörle mücadelede işbirliği teklif edenler aynı…

Türk milletinin sadece dişinden tırnağından değil, etinden kemiğinden kopartılan tasarruflarını çok ustaca kurgulanmış bir oyun düzeni içinde kendi ülkelerine aktaranlar ile AB fonları, BM, Unesco vb projeleri ile yoksul kesimlere gıda ve sağlık hizmeti sunduklarını söyleyenler aynı…

Bizim atalarımızda fil avcısı olan yok. Birileri ise atalarından tevarüs ettiği fil avcılığını bizim üzerimizde daha modern bir formatta uygulamaya devam ediyor. Fakat oyunun esasında bir değişiklik görülmüyor.

Önce bazı kötü adamlar kullanılarak sizi çukura düşürür, sonra iyi adamlarını gönderirler ve sizi kurtarırlar. Böylece siz o kurtarıcılara karşı derin bir minnet ve vefa borcu içine düşersiniz. Zaman zaman hırpalansanız da, aşağılansanız da sizden beklenen tek bir şey var: Kurtarıcınıza kayıtsız şartsız sadakat ve canla başla çalışarak hizmet etmek.

Bu oyunun Törkiş versiyonlarını sahneye koyan cingözleri de unutmamak gerekir. Sizin varlıklarınızı -devlet gücünü, mafya gücünü, zenginlik gücünü kullanmak suretiyle- zimmetine geçirenlerin sizi himaye eder, size hizmet eder görüntüsü de bu oyuna benzemiyor mu? En temel varlıklarınızı, kendi kişisel menfaatleri uğruna satabilenler sizleri krizlerden kurtardıklarını söylemiyor mu?

Bu oyunun sizi götürdüğü yolun iki kapısı gösteriliyor. Bu kapının birincisi krize rıza kapısı, ikincisi ise keriz olmayı kabul kapısı olarak tanımlanabilir.

Üçüncü bir çıkış kapısı daha var gözlerden saklanan. Bu kapının ne olduğunu anlamak için, bu kapıyı kullanabilmek için lütfen milli mücadele tarihine yeniden göz atın. “Şu Çılgın Türkler”i veya en azından “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini” okuyun.

Önceki İçerikSeçmen Vekillerinden Ne Bekler?
Sonraki İçerikÇevre Yönetim Sistemleri
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.