Fikir yönünden hangi parti daha zayıf diye birisi çıkıp ta soracak olsa hiç tereddütsüz AKP yi işaret ederim. Siz bakmayın onların ayakkabı kutularında ki milyon dolarlarına, bakan çocuklarının odalarındaki kasalar dolusu paralarına. Allah kimseye hele ki bir topluluğa fikir fukaralığı vermesin. Maddi yönden kazanırsınız veya kaybedersiniz bu tamamen sizin şahsi başarılarınızla alâkalıdır.
Ama fikir öylemi ya;
Menderes olmasaydı:
12 yıldır siyaset arenasına çıktıkları günden bu yana “Milli görüş” geleneğinden gelmelerine rağmen, Rahmetli Menderes‘in sermayesinden yiyip içiyorlar. Hâlbuki Menderes’in Demokrat Partisinin devamı, Adalet Partisidir ama onun lideri Süleyman Demirel‘i hiç sevmezler.
Çünkü Demirel henüz sağ, yaşıyor. (Allah uzun ömürler versin) Ondan metelik koparamazlar, ama Menderes asılarak idam edilmiştir. Bunun rantını yemek caizdir(!!!) Hem de kefeniyle birlikte.
Türkiye de Yoksullar Olmasaydı:
Eski Türkiye diye diye cumhuriyet hükümetlerinin milletin dişinden tırnağından artırarak kurduğu bütün işletmelerini miras yedi hayırsız evlat gibi har vurup harman savurarak yandaşlara peşkeş çekip özelleştirme adı altında bitirdiler. Halkı yoksulluktan kurtarmak yerine, onları kendilerine muhtaç duruma getirdiler ki; sürekli kendilerine verecekleri oy karşılığında sadaka mahiyetinde yardım etsinler. Türkiye de adeta yoksulluk ve sadaka kültürü oluşturdular.
Tatillerini zenginlerin yatlarında, otellerinde geçirirlerde iş gösterişe gelince, yoksulların gözünü boyamak için her TÜSİAT toplantısında iş adamlarına veryansın ederler.
Mısır da Mursi Olmasaydı:
Hem Cumhur Başbakan(!!!) hem Başbakan meydan meydan dolaşarak mağduriyetin son halkasına sarıldılar. “Vay efendim Mursi’ye hâkimler nasıl idam kararı verirlermiş“.
İyi de sormazlar mı adama:
Mısır nire, Türkiye Nire!
Ne alakası var Mısırda ki Mursi ile Türkiye deki seçimlerin. İlla da ondan gene bir mağduriyet edebiyatı çıkaracak ya. Hâlbuki az buçuk düşünen kişi bilir ki, bu iş meydan meydan seçim kürsülerinde bağırmakla olmuyor. İnce diplomasi isteyen hassas bir konu. Onu da başarabilirseniz tabii. Karşına muhatap alacağın bir tane dost ülke bırakmadın. Oysaki bir zamanlar meydan meydan “Biz Ortadoğu’nun eş Başkanıyız” diyerek böbürlene böbürlene geziyordunuz. Ortadoğu’nun eş başkanlığının tam sırası buyurunuz görev başına!
Yok, gene mağduriyet edebiyatı, Mısırdaki %52 yi Türkiyede ki %52 ye tekabül ettirip emsal göstereceğiz ve Jöleli mantığıyla gene kefen edebiyatına sarılacağız.
Sen de çok iyi biliyorsun ki; Türkiye 1960 lar Türkiye si değil, istesen dahi kendini idam ettiremezsin. Hallaç pamuğuna çevirdiğiniz bu günkü hukuk zemininde bu söylediklerinizin olmayacağını en iyi sizler biliyorsunuz. Lâkin eğer hükümet değişir de hukuk gerçek anlamda tecelli edecek olursa yaptıklarınızın hesabını işte orada verirsiniz ama bu iş idamla, kefenle olmaz.
İşte bütün sermayeniz bu yoksul ve mağduriyet edebiyatı olmasa ne kalır elinizde?
Vah zavallı gariplerim vah!