Federasyon İstekleri ve Tarım Kentleri Projesi

134

 

Hükümetin Büyükşehir Kanun Tasarısı’yla her yetkiye haiz olacak olan Belediyeler sayesinde, pkk’nın da istediği federasyon sisteminin önü açılmış olacak. Bu düzenlemeyle büyükşehir sınırları, il sınırı sayılacak. İl idare sistemi ise bu durumda zamanla kaldırılma durumu ortaya çıkacaktır. 16 bin küsür köy mahalleye çevrilme durumu gerçekleştiğinde, acaba bu köyler Büyük Şehirlerden gerekli hizmetleri alabilecek mi? Bu köyler yine birilerinin kölesi mi olacak? İnsanımız illa birilerine yağ çekmek zorunda mı bırakılacak?
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini bir düşünün, bu tasarıyla başlı başına bir Eyalet devleti olmaz mı? PKK’nın istediği de bu değil mi? Demokratik özerkliğe giden bu yolda dış güçlerin isteği hükümet eliyle yapılmış olmuyor mu?

İkinci planda okullarında Belediyelere bağlanması isteği geliyor. Arkadan emniyet teşkilatlarına da tabii ki el atılacak. Sırayla istekler sıralanacak. Türkiye, federasyon sistemi ile bölünmeye doğru yola devam edecek öyle mi?

Zaten bu şartlarda devleti takmayan, sık sık Devlete küfreden Diyarbakır Belediye Başkanını ve büyük şehir olacak diğer belediyeleri Kral gibi davranmaktan kim alıkoyacak? Devletimiz Diyarbakır’dan, bu istekler gerçekleştiğinde el çektirilmeyecek mi? Zaten çoğu yerlere giremeyen devlet iyice bu bölgenin kaderini bölücü örgüte bırakmış olmayacak mı?

Bu durum AKP içindeki Federasyon isteyenlere normal gelebilir, ancak diğer milletvekilleri acaba bu kötü gidişatı anlamıyorlar mı? Beyin tutukluğu mu var? Muhalefet bu konuda ne yapıyor?
Büyükşehir tasarısına örnek olarak verilen illerden biri Kocaeli’dir. Acaba Kocaeli’nde durumlar nasıldır? Yıllardır Hereke’de yaşadım. Belediyesi kaldırılan Hereke kaderi ile başbaşa bırakılmış vaziyettedir. Hereke’yi Körfezin mahallesi yapmakla, Hereke bitirilmiştir. Bu tasarı ile diğer beldelerde aynısı olmayacak mı? Fabrikaları ile, sahili ile, dünyaca ünlü Hereke Halısı ile, tarihi Wilhelm Köşkü ile tanınan Hereke, bugün gerçektende gerilemiş, bakımsız bir köye dönüşmüş durumdadır.

Çin ise Hereke şehri kurarak Hereke halısının ismini kullanmakta, buradaki Hereke İpek Halı pazarına darbe vurmaktadır. Yetkililer ise henüz bu hususta herhangi bir etkili önlem almamış durumundadırlar. Büyükşehir Kanun tasarısının bir örneği uygulanan Kocaeli gibi illere bakmak, oraların halkına durumu sormak lazımdır.

Bu tasarı ile federasyonlaşacak olan ülkemiz, bölünmeye adım adım gidecektir. Bu kanun tasarısından hükümet vazgeçmelidir. Muhalefet ise gerekli çalışmaları yaparak bu tasarıya engel olmalıdır.

MHP bu arada Tarım Kentleri Projesini gündeme getirerek, dağınık köylerin müsait yerlerde bir araya getirilerek bu projenin nasıl uygulanması gerektiğini özellikle hükümet çevrelerine anlatmalıdır. Zaten yıllardır Milli Doktrin sanki rafa kaldırılmış gibi, anlatılmaya anlatılmaya unutulmuş duruma geldi. Geçtiğimiz aylarda başkanlık sistemi ortaya atılınca, başbakanın elinde (9 Işık Doktrini Kitabı) görüldü. Başbakan, bakın bu kitapta bile başkanlık sistemini istiyor Başbuğ diyerek, kendi uygulamalarına dayanak gösterdi o kadar.

Ne MHP, nede Ülkü Ocakları yabancı ideolojilere karşı, Türkiye’de uygulanması gerekli olacak, Milliyetçi Toplumcu sistemi bilimsel olarak seminerler, konferanslarla doğru dürüst anlatmamaktadırlar. Zaten bu yüzdendir ki arkadan gelecek adamlar yetişmemektedir. Bireysel kendini yetiştirenler var o kadar. Eğitimlere ara verilmiş gibi, bu yüzdendir ki birbiri ile uğraşan bir topluluk durumunda camia.

Bu durumdan da çok memnun olanlar elbette ki var. Çünkü Milliyetçi Hareket yerinde sayıyor. Bir çok il ve ilçe genel merkeze gittiklerinde, merkezi yanlış bilgilendirmektedirler. Seçimler olunca tabii herşey ortaya çıkmış oluyor. Yine böyle aldatmacalar devam ediyordur. Şu kadar belediye alacağız cinsinden, laflar ediliyordur muhakkak!

Bende diyorum ki şu toz duman ortamında, herkesin birbirini yediği, sevmediği ortada iken, acaba bu şartlarda camia kendisine çeki düzen vermezse ‘muhtarlık ‘ bile alınamaz diyorum. Gerçek dost kötüyü söyler derler ya, biz söyleyelim de, tedbiri inşallah alınır…
Tarım Kentlerini kısaca basit olarak ifade etmekte fayda mülahaza ediyorum. Yurdumuzda irili ufaklı binlerce köy var. Kısaca ifade edersek bu köylerin hepsine ayrı ayrı bütün hizmetlerin gitmesi lazım. Ancak bu çok zor bir meseledir. Türkiye’nin bütçesi bu hizmetlerin ayrı ayrı yapılmasına elvermemektedir. Her köye okul, yol, sağlık ocağı, su, kanalizasyon, elektrik, telefon, tv velhasılı kelam alt yapısından tutun bütün her ihtiyacın yapılması Türkiye bütçesini çok zorlar.

Onun içindir ki Milliyetçi Türkiye Sisteminde bu dağınıklığı, fuzuli masrafları, göçü önlemek için Cazibe Merkezleri denilen, her imkanı düşünülmüş küçük kentler oluşturulacak, insanların daha müreffeh yaşaması sağlanacaktır.

Yurdumuzun her yerinde birbirine yakın, arazi şartları müsait çok yer var. Bu müsait yerlerdeki köylerin orta yeri seçilerek küçük bir kent kurulabilir.

Bu cazibe merkezi dediğimiz merkezlere okullar (O bölgenin durumuna uygun), cami, küçük bir çarşı,(esnaflar ona göre çeşitlilik arzetmiş) bakkalı, mağzası, kuyumcusu, marketi, vb. banka, hastahane, yol, postahane velhasıl bir ilçede olan herşey devlet tarafından bu merkezlere getirilse, yapılsa; insanımız da buralara yerleşse göç etmeye gerek olur mu? İnsanlar her ihtiyacını karşılayacak, tarlası, bağı, bahçesi de yakın olduğundan, toprağından kopmadığından çalışacak, toprağını işleyecek, üretime katkı sağlayacak, hem kendi kazanacak, hem devlet kazanacaktır. Bu merkezlerde kurulacak küçük organize sanayi merkezleri, el sanatları merkezleri, devletin teşvik fonları ile esnaf zanaatkarlar, çiftçiler, üreticiler desteklendiğinde, tarla bağ, bahçeler ekilip işlendiğinde insanlar daha iyi bir gelire, iyi bir yaşantıya kavuşacaklardır.

Kısaca ifade ettiğim bu sistem uygulandığında Federasyonu da kimse diretemez pkk ve diğer şer güçlerin federasyon sistemi ile bölünmeyi isteyen arzuları da gerçekleşmemiş olacaktır.