Farkında mısınız?

91

Taksim Gezisi olaylarında ‘destan yazdığı‘ açıklanan polis teşkilatı, asıl destanı 17 Aralık 2013 Salı günü yazdı.

Farkında mısınız?

Cezalandırılacağından, sürüleceğinden, süründürüleceğinden zerrece korkmaksızın, üst seviyedeki siyasîlerin ve en üst seviyedeki âmirinin çocuklarını göz altına aldı.

Bu büyük olayın öneminin farkında mısınız?

‘Bağımsız’ olduğu belirtilen yargı da bağımsız olduğunu aynı gün ispat etti.

Evvelki açıklamalar/belirlemeler iptal olmuştur.

Farkında mısınız?

Türkiye, bu tip temizlenme-arınma operasyonlarını; cemaat-iktidar çekişmesi-çatışması olmaksızın yapabildiği zaman normalleşecek/güzelleşecektir.

Farkında mısınız?

Madalyonun bir de diğer tarafına bakılmalıdır:

Mağdur‘ olduklarını iddia edenlere, mağduriyetten geçinenlere-ilerleyenlere yeni bir kapı açıldı.

Bizler bu oyunu daha önce de seyretmiştik.

Tekrar oynanmasına göz yummaya, tekrar seyretmeye mecbur muyuz?

Mecbur olmadığımızın farkında mısınız?

Tahkikatın selameti için bir müezzinin bile görev yeri değiştirilirken, Türkiye’yi derinden sarsan bir olayın tahkikatı sırasında, olaya taraf olan tepe yöneticileri koltuklarında oturuyorlar.

Ne yapılmak istendiğinin farkında mısınız?

*

Bütün bu olup bitenler üzerine ahlak kavramının tanımının yeniden yapılması gerektiğinin farkında mısınız?

Ahlak nedir?

Ahlak insanın kendi kendini, her türlü kötü hareketleri yapmaktan alıkoyması, iyiliklere, yardımlaşmaya, muhataplarına sevgi-saygıyla yaklaşmaya yönlendirmesidir. Ahlakın kök dinamiği, taşıyıcı kolonu dindir.

Bir başka ifâde ile ahlak, insanın kendi kendisini disiplin altına almak için bir huyu ilke-kural-prensip edinmesi veya aynı maksatla bir ilkeye-kurala-prensibe uymayı huy edinmesidir.

Ahlak, hukuk gibi dışarıdan uygulanan bir yasaklama olmaksızın kendi kendini frenlemesi, tutması ve durdurmasıdır. İnsanın kendi kendine sorumluluk yüklemesidir.

Ahlak, kendisine yapılmasını istemediği hiçbir hareketi; başkasına; insanlara, bütün canlılara ve tabiata karşı yapmamasıdır.

Ahlak, insanın kendisine yapılmasından hoşlandığı her hareketi, hiçbir karşılık beklemeksizin herkese; severek, içinden gelerek yapması, yaptıkça mutluluk duyarak daha çok yapmasıdır.

Ahlak, insanın kendi kendine oluşturduğu; öğretmeni de öğrencisi de kendisi olan, kapısı penceresi ve duvarları ile çatısı bulunmayan, yılın 365 gününde, günün 24 saatinde ders yapılan bir okuldur.

Ne mutlu böyle bir okulun öğretmeni-öğrencisi olanlara…

Neye ihtiyacımız olduğunun farkında mısınız?   

Önceki İçerikKocaeli’ye Ne Zaman ve Nasıl Geldik
Sonraki İçerikNursi “cemaat”ten neyi anlıyordu?
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.