Bozulmanın her yeri sardığı, zenginlerin yarı dolandırıcılık düzenlerinin becerikli taktikleri ile kazanç sağladıkları. Nemelazımcılığın hüküm sürdüğü ahlakın gönüllü olarak kabul edilen prensiplerle değil, cezai tedbirler ve sert kanunlarla korunduğu, iman ve memlekete dair duyguların kozmopolit inançlarla silindiği toplumlarda ne şekilde bir idare tarzı verilebilir? Kimliği hafızası özel yöntemlerle silinip beyni milletine devletine yabancılaşacak şekilde yeniden programlanmış kişiler vahşi kapitalizmin mankurt ajanları olarak milletimizi yönetmeye hakları yoktur.
Türkiye kendisine biçilen rolü üstlenen bir ülke değil kendisi rolünü üstlenen bir ülke olmalıdır. Başkasının gücüne dayanarak ne vatan ne de din kurtarılabilir. Egemen güçlere yaslanarak vatan ve din mücadelesi yapmak aslında vatanı ve dini daha işin başında tehlikeye atmaktır.
Yönetimi elinde bulunduranlar Millete ulul emre itaat et dediler. İtaat ettik, saygı duyduk. Bu saygımız sevgiye dönüşecek yerde korkuya dönüştü. Çünkü saygı duyduğumuz kişiler kendilerini ulaşılamaz vazgeçilmez dokunulmaz olarak gördüler. Kendilerini hayranlıkla seyreden insanların varlığına inandılar inandıkları gibide oldu. Çünkü yalaka yağcı ve dalkavuk insanların menfaatleri ve ihtiyaçları karşılandığı ölçüde yaşadıklarını zannettiler. Onurlu yaşamak diye bir düşünceleri yoktur. Bilmezler Karaca Ahmet’te böyle düşünen insanlarla doludur.
Bu insanların ortak cümleleri
Zamanı gelince konuşacağım.
Ben yanlış anlaşıldım.
Ben onu demek istemedim.
Ben Konuşursam yer yerinden oynar.
Bu durumlar karşısında insanlarımıza tavsiyemiz ve duamız şöyle olsun.
Hz. Muhammed (S.A.V ) Ahlakı
Hz. Süleyman Saadeti
Hz. Eyyübi’nin Sabrı
Hz. Yusuf’un Güzelliği
Hz. Hamza’nın Cesareti
Hz. Ömer’in Adaleti
Hz. Ali’nin bilgisi ve 124 bin peygamberin duası sizinle olsun Allah Sizi korusun.