Etrafımız Kuşatılıyor, Biz Horoz Dövüşü Seyrediyoruz

108

Gençlik yıllarımız Rusya sıcak denizlere iner inmez tartışmalarıyla geçti. Rusya’nın sıcak denizlere inmesi bizim için o kadar önemliydi ki, NATO ve ABD’nin önemi, beyinlerimize nakşediliyordu sabahları zorla içirilen ABD menşeili süt tozundan üretilmiş sütler ile birlikte.

O zamanlardan bu günlere geldik ve görüyoruz ki, ABD, edindiği Müslüman müttefikler sayesinde Ortadoğu’yu kuşatmış ve adeta kan gölüne çevirmiştir. Bunda bizim de vebalimiz var mı dersek ki var… Ortadoğu da NATO üyesi tek ülkeyiz. İncirlikten, Diyarbakır ve İzmir den kalkan ABD ve NATO uçakları, Afganistan, Irak Libya ve Suriye de ölüm kusuyor.

NATO üyeliği yetmezmiş gibi, eski ABD dışişleri bakanının(Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek) ikazına rağmen, Büyük Ortadoğu Eş Başkanlığını üstlendik. Bunun adına ister ihanet değin isterseniz gaflet. Bizim bu hatamız, hem komşularımızın harap olmasına yardımcı oldu, hem de Türkiye kendi topuğuna kurşun sıktı.

Milletlerin kaderinde 50, 60 yıllık zaman dilimi çok uzun olmasa gerek ki, yazımın başında da belirttiğim gibi Rusya sıcak denizlere inmesin diye girdiğimiz NATO ve ABD’ye karşı(üstelik stratejik ortağımız!) şimdi, Rusya ile ittifak halindeyiz.

Türkiye topuğuna kurşun sıktı dedim evet; Irak, Libya, Suriye harap oldu… sıra İran ve Türkiye de.

Dile kolay, kıtalar ötesinden getirilip 22 Bin TIR silah yığılıyor Suriye’ye. Hem de 35 yıldır mücadele ettiğimiz PYD-PKK’lıların eline veriliyor. Hani Kuzey Iraktan gelip Türk topraklarını çiğnemelerine müsaade ettiğimiz, geçerken yedikleri lahmacunların parasını da ödediğimiz ve Ayn-el Arab’a yani bu günkü değimiyle Fırat’ın doğusuna geçişlerine müsaade ettiğimiz PYD-PKK’lılar.

Tehlike sadece Fırat’ın doğusu ile sınırlı değil, Yunanistan 2004 – 2018 yılları arasında Ege denizinde 18 ada ve bir kayalığımızı işgal ediyor ama her ne hikmetse Türk yetkililerden Tek bir ses çıkmıyor. Gene Türkiye’ye ait olan Taşoz adasının etrafından Yunanistan resmen petrolümüzü çalıyor ama Türkiye Cumhuriyeti’nin enerjiden sorumlu bakanı, adanın Yunanistan’a ait olduğunu söylüyor… bakarmısınız siz şu gaflete!

Girit adasının dörtte üçü Türkiye’ye ait olması gerekirken yıllardan beridir Yunanistan’ın hâkimiyeti altında olması hiç Türkiye’yi yönetenleri ilgilendirmiyor mu?

Güneyimizde Kıbrıs’ın neredeyse tamamını sahiplenen Güney Kıbrıs Rum yönetimi, adanın etrafındaki zengin doğalgaz yataklarından, edindiği İsrail,  Arap, ABD ve Avrupalı ortaklarıyla gaz çıkarıyor. Hem de Doğu Akdeniz’deki ABD, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri askerlerinin koruması ve gözetimi altında.

İyi de etrafımızda dolaşan bu kadar tehlikeye karşılık biz ne yapıyoruz? Hiç.. sadece hiçbir şey… Devletin en sorumlu mevkilerinde yer işgal eden muhteremler kendi çocuklarını askerlikten muaf tutmak için rapor alırken, başkalarının çocuklarını akıllarınca gaza getirip “Askerlikte inşallah şehit olursun” tavsiyesinde bulunmaktalar.

Toplu açılışlar bahanesiyle, devletin bütün imkânlarını seferber edip daha önceleri birkaç kez açtıkları tesisleri tekrar tekrar yeniden açarak resmen seçim propagandası yapıyor, kontrolsüz güçleriyle karşılarındaki muhalefeti ezmeğe çalışıyorlar…

Kalın sağlıcakla…

 

 

Önceki İçerik:K a m u o y u (2)
Sonraki İçerikHer 21 Aralık Geldiğinde… (Kanlı Noel)
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.