Emaneti Ehline Vermek

115

Devlet kurumlarının çeşitli kademelerinde seçimle veya tayinle
gelerek görev alan insanlar, millet adına kendisine verilen görevden
sorumludur. Bir dernek, vakıf, parti vb sosyal organizasyonların
yöneticileri de o organizasyonun üyeleri ve destekçileri adına
sorumluluk almıştır. Bir özel şirketin yöneticisi ise önce patron ve
diğer paydaşlar (çalışanlar, tedarikçiler, müşteriler) daha geniş
anlamda halka karşı sorumludur. Aile reisliğini üstlenen baba veya anne
de, hem ailesine ve hem de geniş manada topluma karşı mükellefiyetler
üstlenmiştir.

İslam Hukukunda bu sorumluluklar “emanet” kavramı ile izah ediliyor.
“Emanet, Allah Tealanın gerek kendi hukuku, gerekse yaratıklarının
hukuku ile ilgili olarak insana yüklediği vazifelerin tamamına verilen
bir isim olarak tarif edilmektedir.”

Kuran-ı Kerim’de : “Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline teslim
etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi
emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah,
işitendir, görendir.” (Nisa, 58) buyruluyor.

“Emanet, maddi değeri olan bir mal olabileceği gibi, bir görev ya da
sorumluluk da olabilir.” Emaneti teslim almaya talip olanlara emanet
sorumluluğunun çok ağır bir yük olduğu bildirilmiş, emanetin gereğine
göre hareket etmeyenlerin Allah’ın azabına uğrayacakları ifade
edilmiştir.

Buna karşılık, Müslümanlara da, aklını ve teşhis yeteneğini
kullanarak kimlerin emanet ehli olduğunu, hangi emaneti kime vereceğini
tespit görevi verilmiştir.

Bir defasında Peygamberimiz (s.a.s)’e soruldu: “Ey Allah’ın
Peygamberi! Kıyamet ne zaman kopacak?” O, bu soruya şu cevabı
vermiştir: “İş, ehli olmayan kişilere verilince kıyameti bekle,
kıyametin kopması pek yakındır.” (Buharî, İlim 2)

İki kişi, Allah Resulü’ne gelip kendilerini emir tayin etmelerini
rica ettiler. Allah’ın Elçisi: “Biz, işimizi isteyene ve makam
düşkününe vermeyiz” (Buharî, Ahkam 1) buyurdu. Hz. Peygamber,
kendisinden valilik isteyen Ebu Zerr Gıfarî’ye de şöyle demiştir: “Ebu
Zerr, sen zayıfsın, o makam bir emanettir. Sonu da kıyamet gününde bir
perişanlık ve pişmanlıktır. Yalnız hak ederek alan ve üzerine düşeni de
yerine getiren müstesnadır.” (Müslim, İmaret 16)

Emanetin ehlinin kim olduğunu anlamak için öncelikle iki ölçü
dikkati çekiyor: Birincisi liyakat sahibi olmak, ikincisi ise adaletle
hükmetmek.

Yeni terminolojide emanetin verileceği ehil kişiyi karşılayan
kavramın “lider” olduğu kanaatindeyim. Çünkü “lider” tariflerini
yapanların mutabık kaldığı özelliklerle ifade edersek bir yöneticinin
“lider” olabilmesi için güven duyulan, sorumluluk sahibi ve adil olması
gereklidir.

Ayrıca “sorumluluğunu sezgi, zekâ ve bilgiye dayalı karar ve
uygulamalarla taşıyan lider, çevresine danışır ancak son kararı hep
kendisi verir, şüphesiz tüm sorumluluğu alarak… İnsanları dinler ve
anlamak için özel çaba sarf eder. Çevresindeki herkesin en iyi
yanlarını geliştirmelerine imkân sağlayacak olumlu değişim ve sürekli
öğrenme ortamları sağlar. Sahip olduğu güçlü sosyal değerler sayesinde
çevresinde yarattığı “karizma” (büyüleyici özellik) sahip olduğu örnek
kişilik ve tutarlı davranışları, diğer insanlar için etkin bir rol
modeli olmasına yol açar.” (Vikipedi’den)

Emanetin ehline verilmemesinin sonuçları ise huzursuz ve gergin bir
toplum, ekonomik ve sosyal krizler.. Etkin olmayan, kitleleri
heyecanlandırmayan dernekler, partiler.. Zarar eden, kapanan
işyerleri.. Hepsinin sonucunda gelişmemiş bir toplum, mutsuz ve yoksul
insanlar…

Zaten gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkelerin, başarılı
organizasyonlarla başarısızların, büyüyen şirketlerle zarar edip
küçülenlerin arasındaki en önemli hatta tek fark, iyi yönetilip
yönetilmediğidir.

İyi yönetilen bir ülkeye, organizasyonlara veya şirketlere sahip
olmanın yolu ise, ehil ya da lider insanlara emaneti vermekten
başlıyor.

Önceki İçerikÖküz Altında Buzağı Aramak
Sonraki İçerikRamazan İklimi
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.