Eğitimde başarı için bir kıssa üç nokta.
Bunlara geçmeden önce
Değerli öğrenciler;
1 – Sizi seviyoruz.
2 – Bizi sevmeseniz de sizi seviyoruz.
3 – Bizi sevenleri daha çok seviyoruz.
Eğitim- öğretim uzun soluklu bir süreçtir.
Bu süreçte öğrencilerde bilgi birikiminin yanında
Olumlu yönde davranış değişikliğide gözlenmelidir.
Bu süreçteki bilgi birikimine öğretim,
Olumlu yöndeki davranış değişikliğine ise eğitim denir.
Eğitim sağlığı da içerir.
Sağlık fertlerin geleceğini,
Eğitim ise toplumların geleceğini şekillendirir.
Bu süreç içerisinde olumlu yönde davranış değişikliği gözlenemiyorsa
Orada eğitimden söz etmek pekte sağlıklı olmaz.
Bu girişten sonra gelelim kıssaya
Fi tarihinde her şeyi bilmesiyle meşhur bir filozof varmış.
Bilmediği hiçbir şey yokmuş.
Sorulan bütün sorulara cevap verirmiş..
Dolayısıyla halk arasında çok popülermiş
Bu durum vatandaşların birisinde kıskançlığa yol açmış
Arkadaşına O’na öyle bir soru soracağım ki kesinlikle bilemeyecek
Dolayısıyla karizması çizilecek demiş.
Arkadaşı ona bu adamın bilmediği bir şey yok ki,
Ne soracaksın da bilemeyecek demiş.
O da ona bekle görürsün diye cevap vermiş.
Bir gün arkadaşıyla beraber yumurtadan yeni çıkmış bir civcivi alarak filozofun yanına gitmişler.
Selam aleykümselâm dan sonra
Bizim haset vatandaş,
Filozofa efendim size bir sorum olacak demiş.
Filozofta tabi buyurun sorun deyince
Kıskanç vatandaş civcivi avucunun içerisinde saklayarak
Elini filozofa doğru uzatmış
Söyle bakayım şu avucumun içerisindeki canlımı cansız mı? diye sormuş
Vatandaşın niyetini anlayan filozof
O’na şöyle bir sevap vermiş.
Elindekinin canlı yâda cansız olması sana bağlı,
Canlı derim sıkar öldürürsün bak cansız dersin.
Cansız derim elini açar canlı olduğunu gösterirsin.
Zaten vatandaşında niyeti böyle imiş,
Ölü dese canlı olduğunu gösterecek,
Diri dese sıkarak öldürecek,
Evet, hikâye bu…
Şimdi gelelim birinci noktaya
Okullar eğitim öğretimin yapıldığı yerlerdir.
Eğitim öğretimle ilgili dört ana unsur vardır.
Birinci ana unsur devlettir.
Devlet çocuklar okusunlar diye okullar açar.
Öğretmenler görevlendirir,
Okulların ihtiyaçlarını imkânları ölçücüsünde karşılamaya çalışır.
Dolayısıyla üzerine düşen görevleri yapmaya çalışır.
İkinci ana unsur anne-babalardır
Anne-babalarda çocuğum iyi bir eğitim alsın diye,
Kıt imkânlara rağmen dershanelere gönderir,
Kendileri eski giyer çocuklarına yeni alırlar.
Mutfak masraflarından kısarak çocuğuna harçlık verir,
Evin ihtiyaçlarını geciktirerek çocuklarının ihtiyaçlarını öne alır.
Onlarda istisnalar hariç,
Görevlerini fazlasıyla yapmaya çalışırlar.
Üçüncü ana unsur öğretmenlerdir.
Onlarda bilgi beceri ve kabiliyetleri kadar öğrencilerine faydalı olmaya çalışırlar.
Hatta birçoğu teneffüslerde çocukların sorularını çözmekten öğretmenler odasın gidip çay içmeye zaman bulamazlar.
Dolayısıyla kahir ekseriyet itibarıyla onlarda görevlerini fazlasıyla yaparlar.
Bütün bunlar başarının gelmesi için yeterli mi?
Hayır.
Dördüncü ana unsur öğrencilerdir
Evet, eğitim çoğunlukla öğrenci merkezlidir.
Devletin, anne- babaların ve öğretmenlerin görev ve sorumlulukları olduğu gibi,
Öğrencilerinde sorumlulukları vardır.
Yukarıda saydığımız bütün hususlara rağmen,
Öğrenciler görevlerini yapmazlarsa,başarı gerçekleşmez.
Filozof sorulan soruya ne cevap vermişti?
Demek ki bütün bunların yanında başarılı yâda başarısız öğrenciye bağlıdır.
İkinci nokta
Genellikle öğrenciler başarılı olmak ister ama hepsi başarılı olamaz.
Neden
Başarı sadece istemekle olmaz ki.
Bu duygu yâda isteki
İnsandaki açlık hissi gibidir.
Nasıl yemeden açlık giderilemiyorsa…
Devam edecek