Düşünce Kırıntıları “Pencere”

97

 

Evde insan yaşar.
Her evin de penceresi var.
Pencere evin gözü gibidir.
Pencere  göz demek.
İyi ama pencere görmez derseniz:
Evet pencere görmez!
Pencereden bakan insan görür.
Çünkü pencere ev için değil, evdeki insan içindir.

X

İnsan bedeni de evdir.
Ruhun evi.
İnsandaki gözler bu evin penceresi sayılır.
Ama biliyoruz ki pencere görmez. Yani  göz de görmez.
Ya kim görür derseniz:
Nasıl ki evin penceresinden bakıp gören insansa; insan bedeninin iki gözünden de bakıp gören ruhtur.
Demek ki ruh; göz penceresinden bakar ve görür.

X

Diyeceksiniz ki, kör olanlar göremiyor!
Kör olanlar görmüyor değil! Kendisinden bakması gereken pencere kapalı veya örtülü olduğu için göremiyorlar.
Nitekim nice körler ameliyattan sonra görür olmuştur. Zira ameliyatla göz perdesi açılmış; ruhun önündeki perde kaldırılmıştır.
Yoksa, ruh için körlük söz konusu değil. Çünkü bedendeki ruh ancak göz penceresinden bakıp görebilir.

X

Zaten “Göz, bir hasse (duyu organı)dır  ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder.” (SÖZLER, Yeni Asya Neşriyat, s: 50) Evet göz, ruhun dışa açılan penceresidir.
Yeter ki, göz penceresi herhangi bir sebeple kapanmış olmasın.

 

 

3586

 

 

Önceki İçerikİnovasyon Haftası Üzerine
Sonraki İçerikBanu Avar Konferansının Ardından
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.