“İnsan, âlemin özü, özeti, meyvesidir. Tanrı mazharlarının en üstünüdür.
Âlemin yaratılış amacıdır, yeryüzünde Allah’ın halifesidir.
Âlemde her varlık, Allah’ın bir adının, bir sıfatının mazharıyken,
Varlıkların sonu olan insan, Allah’ın tüm sıfatlarının tecellisine mazhardır.
Âlem ceset, insan ise onun ruhudur.
Melami Hamzavi büyüklerinden Gaybî Sun’ullah, şu dörtlüğünde
Bu anlayışı çok güzel özetler:
‘Bir ağaçtır bu âlem
Meyvesi olmuş Âdem
Maksut olan meyvedir
Sanma ki ağaç ola’ ”
(Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi)
x
“Şu fena mülküne (yok olacak mülke) ibretle nazar kıl ey can
Gafleti eyle heba (bırak), halî (boş) değildir meydan
Hani Sultan Süleyman, hani iskender Han?
Sad hezar (yüz bin yıllık) ömrü sürur ile (rahatça) geçirsen bir an
Ne güle, ne bülbüle baki a gözüm bağ-ı cihan
Kime yar oldu muradınca felek-i devr-i zaman
Tama’ ve hırsa uyup nefs ile makhur (kahr) olma
Rahatın zail olur (gider) nam-ı meşhur olma
Sohbet-i ârif-i billaha (Allah’ı bilenin sohbetine) eriş dûr (uzak) olma
Saltanat-ı mesned-i dünya (dünya saltanatı) ile mağrur olma
Zevk-i dünyaya firîb olmadılar (aldanmadılar) ehl-i kemal
Bildiler hasılı hep zıll u huve’l-lu’b u hayal (gölge, oyun ve hayalden ibaret)
Zevke teşbihi (benzetilmesi) cihanın hele rüyaya misal
Damen-i aşkı (aşk eteğini) tutup buldu kamu kurb-u visal (kavuşma yakınlığını)
Yürü ey seyyah-ı avare yürü durma yürü
Koymasın rah-ı visalden (vuslat yolundan) seni ezvak-ı misal (dünya zevkleri)
Bu bedayi (güzellikler), bu letaif (zerafet), heme rüya vü hayal
Yürü ey zair-i biçare (çaresiz misafir) yürü durma yürü
Yürü ki nüzhet-i vuslatta (vuslat bağında) teali göresin (yükselesin)
Yürü aslında fena bul (yok ol), budur etvar-ı kemal (kemale eriş)
Yürü alayişi (gösterişi) terk et, içesin ke’s-i visal (vuslat kadehinden)
Yürü ki saha-i hîçîde (hiçlik meydanında) tecelli göresin.”
(A’MÂK – I HAYÂL -Hayâl Derinlikleri- nden.