22.7 C
Kocaeli
Perşembe, Kasım 27, 2025
Ana SayfaDin ve Ahlâk            Düşün Damlaları (17)

            Düşün Damlaları (17)

Kâinat; kevnî, müşahhas / somut bir kitap. Kur’an; kelâmî ve sözel bir kitap. Kâinat zerre ve atomlardan. Kur’an harflerden meydana getirilmiş. Bir şeyden her şey. Her şey’den bir şey. Kâinat, Kur’an’ın tecessüm / cisimleşmiş, tebellür / belirlenmiş ve teşekkül / şekillenmiş hâlidir. Kur’an, plân ve program. Kâinat; bunların tatbik edilmiş, hayata geçirilmiş durumu. Nasıl ki, insan ruhun ete kemiğe bürünerek zuhuru ise, Kur’an da, mânâ ve anlamın harf ve kelimeler olarak zuhurudur. Her ikisi de, mânânın Yüce Yaratıcı tarafından madde olarak ortaya konmasından ibaret. Bu âlemde her ne var ise, Allah’ın Esmaü’l-Hüsna’sı / Güzel İsimleri’nin taşa toprağa büründürülerek gösterilmesinden başka bir şey değil.

x

“Allahü ekber! Allahü ekber!

Ey sırr-ı vücud-ı bî-vücut,

(Ey vücutsuz vücudun sırrı)

Marufsun ama bilinmezsin

Zâhirsin ama görünmezsin.” (Ş. F. Ahmed Hilmi)

x

“Saadet; çalışmak, kazanmak ve kazancını hemcinsiyle paylaşmaktadır.” (Cenab-ı Halil)

“Saadet, nefsini firavun-ı ihtirasattan (ihtirasların firavunundan) kurtarmaktadır.” (Cenab-ı Kelim)

“Saadet, şeytana uymamak ve hevaya aldanmamaktadır.” (Cenab-ı Âdem)

“(Saadet) daima ulviyatı (yücelikleri) tefekkürdedir.” (Eflâtun)

“Mantık! İşte saadet!” (Aristo)

“Saadet, karanlıkta kalmamaktır.” (Zerdüşt)

x

“Güneş yanar, âlem döner

Bir gün gelir hepsi söner

Ey sâhib-i ilm ü hüner

Bilir misin sebebi kim?

Ne gelen var ne giden var,

Ne soran var ne bilen var,

Ne gülü var ne diken var,

Bilir misin sebebi kim?

Her zerre fert yoktur eşi,

Acep bunlar kimin işi?

Ey kendini bilmez kişi,

Bilir misin sebebi kim?

Hak’tır desen mânâsı ne?

Sebep midir bir kelime:

Soruyorum sana yine

Bilir misin sebebi kim?”

(Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi)

x

“Ve körün unvanını ârif koyarak

Görenin, ismine divane denildi!

Nice efsaneler saydırmış âlem

İlim ve irfanına efsane denildi!” (Ş. F. Ahmed Hilmi)

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img