4.8 C
Kocaeli
Çarşamba, Kasım 26, 2025
Ana SayfaDin ve AhlâkDüşün Damlaları  (16)

Düşün Damlaları  (16)

     Bu fena (fâni dünya) mülküne ibretle nazar kıl ey can,

     Gafleti eyle heba, hâli (boş) değidir meydan,

     Kanı (hani) Sultan Süleyman, kanı İskender Han,

     Sad-hezar ömrü sürur ile (sevinçle) geçirsen bir an,

     (Yüz bin sene süren bir ömür bile, geçici olduğu için, bir an hükmündedir.)

     Ne güle bülbüle bâki, a gözüm bağ-ı cihan (cihanın bağı),

     Kime yâr oldu? Muradınca felek-i devr-i zaman (dünya).

                                   x

     Tama’ ve hırsa uyup nefis ile makhur olma (kahrolma),

     Rahatın zail (yok) olur nam-ı meşhur (ünlü) olma,

     Sohbet-i ârif-i billaha (Allah’ı bilenin sohbetine) eriş, dûr (uzak) olma,

     Saltanat-ı mesned-i dünya (dünyaya dayanan saltanat) ile mağrur olma.

                                   x

     Bu şuûn (olaylar), bu âlem,

     Bî-sebat ü bî-kadem, (sebatsız ve devamsız)

     Nerde Havva, Âdem,

     Varsa aklın ey dedem.

     Dem bu demdir, dem bu dem!

     Dem bu demdir, dem bu dem!

                                   x

     Ya Rab! Hayatta nedir bu lezzet?    

     Hayata rapteden (bağlayan) bu garip kuvvet!

     Hayat ki bî-beka (bekasız), pür-dert ve keder, (dert ve keder dolu)

     Yine emel o, nedir bu hikmet?

     Bir an bırakmaz insanı rahat,

     Bin türlü alâm (elemler), derd-i maişet (geçim derdi).

     Çocukluğunda ağlar beşikte,

     Feryatla geçer o vakt-i ismet (masum çocukluk zamanı)!

     Civanlığında (gençliğinde) bin türlü amâl (emeller),

     Şeyhuhetinde (ihtiyarlığında) bin türlü mihnet (sıkıntı).

     Vakt-i ecelde (ecel zamanı) mazi bir an,

     Bir an için mi bunca sefalet?

     Hatifî (gaipten gelen) bir ses verdi cevabı,

     Dedi: “Hayatta bu zevk ve kıymet;

     Âkiller (akıllılar) için seyr-i bedayi’ (eşsiz güzellikleri seyir),

     Câhiller için yemekle şehvet!”

                                   x

     Hep ikilik, birlik için,

     Bak iki göz, bir görüyor!

     Birlik ise, dirlik için,

     Bak iki göz, bir görüyor!

     Şirkten (Allah’a ortak koşmaktan) eyle hazer (kaçın),

     Vaktini boş etme güzer (boş geçirme).

     Âleme bir eyle nazar (bir bak),

     Bak iki göz, bir görüyor!

     (Şehbenderzâde, Filibeli Ahmed Hilmi: A’mak-ı Hayal / Hayal Derinlikleri’nden.)

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img