Önce Tunus, Ürdün, Yemen, Lübnan derken şimdide Mısır. Başta saydığım diğer ülkelerdeki isyan ve ayaklanmalar, daha önce başlamasına rağmen hepimizin de bilip, gördüğü gibi gün geçtikçe Mısırda şiddetini artırarak devam ediyor yani isyanın baş kaldırının merkez üssü Mısır olacak gibi görünüyor. Bu ayaklanmalar öyle gösteriyor ki Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’i koltuğundan indirecek ve yukarıda saydığım devletlerde ona göre şekillenecekler.
Eee atalarımız boşuna dememiş el atına binen çabuk iner diye. Gerçi Hüsnü Mübarek otuz yıldır görevde sayısal bakımdan pekte çabuk diyemeyiz, lakin iş Devlet yönetimine gelince otuz sene, kırk sene, elli sene devlet hayatında pekte uzun bir zaman olmasa gerek. Hüsnü Mübarek’i o makama ABD ve emperyalist güçler getirdi, otuz sene ondan faydalandılar artık onun verebileceği bir yarar kalmayınca da halkı aleyhinde kışkırttılar. Bu olay sadece Mısır’da değil Tunus’ta da böyle, Yemen’de de ve Ürdün’de.
Emperyalist güçler halkın kötü yönetilmenin faturasının kendilerine çıkmaması için gözden çıkardıkları liderlerin arkasından desteklerini çekerler ve halkı kendi liderlerine karşı kışkırtırlar. Ta ki yerlerine getirdikleri lideri halk benimseyip kabullensin. Zavallı cahil halk kitlesi zanneder ki eski lideri devirdik yerine kendi istediğimiz yöneticiyi getirdik. Aslında çok büyük bir yanılgı çünkü o gelecek olan yeni lider halkın isteyip getirdiği değil de önceden küresel güçler tarafından tespit edilmiş kişi veya kişilerdir.
Sözün özü bu hareketler hiç bir zaman bir halk hareketi değildir, tamamen Küresel güçler tarafından yönetilen ve Büyük Ortadoğu projesinin halkalarının bir parçasıdır. Hep birlikte bekleyip göreceğiz parçalanıp bölünen devletçikleri ve Truva atlarından çıkacak Kemal Dervişler ve Babrak Karmalleri…