Doğmayana Sorulur’mu?

104

Peki öyleyse nedir bu bilinmez Kader

Bunu düşünen herkes ister istemez der

 

Neden sormadınız getirmeden dünyaya beni

Diyen çocukların şaşkına döner ebeveyni

 

Oysa durup düşünse çocuk kendini şöyle biraz

Bahane mahane kalır mı hiç edecek itiraz

 

Hangi ülkede doğmak istersin söyle çocuğum

Nasıl bir ortamda istediğin nasıl bir durum

 

Hangi millet ve kavim içinde doğmak isterdin dünyaya

Yoksa indirilmek istediğin yer sakın olmasın aya

 

Ya siyah bir akrep olarak getirilseydin dünyaya

Taş kovuklarında ister miydin bir ömür kalmak yaya

 

Ya solucan olarak yaratılsaydın toprak içinde

Ayaklar altında ezilseydin durmadan hattA Çin’de

 

Ya bir maymun ya bir domuz veya bunlardan herhangi biri

Ormanda daldan dala ciyak ciyak yiyen leşleri

 

Veya yaratılsaydın bir eşek bir katır üstünde semeri

Yıllarca yük altında gidip gelseydin ileri geri

 

Ya olsaydın bir kara taş duymaz görmez her şeyden habersiz

İnsanla karşılaştırılması mümkün olmayan değersiz

 

Öküz olarak getirilip düşseydin önüne karasabanın

Kara sular yürüseydi de ayak sürüseydi ayak tabanın

 

Kısaca herhangi bir hayvan olarak gelseydin dünyaya

İnsan olmak için yine de kalmaz mıydın daima yaya

 

Velhasıl sorulmaz kula ne isteyip istememesi

Nasıl sorulsun ki henüz okunmuyorken esamesi

 

Doğmayana sorulur mu soru henüz değilken bir yaratık

Bırakın bundan böyle sözde akıllıca soruları artık

 

Yüce Yaratan tercih etmiş olmanı senin insan

Bu ne büyük bahtiyarlık ey kul eğer bir anlasan

 

Muhatap oldun kâinatın Yüce Rabbine ebediyyen

Edildin artık ey insan mahlûkatın en şereflisi sen

 

 

Önceki İçerikçanakkale ‘’Kan Çanağında Yazılan Destan’’
Sonraki İçerik…… Kıbrıs Dosyası ……(BM ve AB tarih sürecinden yansımalarıyla)(1)
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.