Diyojen (Diogenes) Kalpazandı

84

 

Diyojen M.Ö. 412 yılında Sinop’ta doğmuş. Babası kuyumcu esnafından Hicesiasin’dir. Hali vakti yerinde bir ailenin çocuğu olarak büyümüştür.

Gençlik yıllarında babasının yanında çalışarak kuyumculuğu öğrenmiştir. Diyojen, çağındaki para olan talent ve elektron adı verilen sikkelere özel bir ilgi duymuştur.

Talent gümüş ve altın sikkelerinin yanı sıra elektron diye anılan %75’i altın %25’i gümüş olan sikkeler daha önceki devirlerde gene Anadolu’da yaşamış ve egemenlik kurmuş olan Lidyalılar tarafından icat edilmişti.

Ancak Diyojen ve babası mesleki bilgilerini kötüye kullanarak sahte para üretmişler ve ilgililerce yakalanmışlardır. Yargılama sonuncunda kalpazanlık suçundan hüküm giyerek, antik Yunanistan’a sürülmüşlerdir.

Diyojen çok zor ve sıkıntılı geçen sürgün döneminde babasını terk etmiştir. Atina’ya ulaştığında Antisthenes ( M.Ö. 444-369) adındaki Kinizm (köpeksi-köpek gibi yaşama) felsefesini yaymaya çalışan kişiyle tanıştı.

Antisthenes iyi konuşan, zeki ve hazır cevap nitelikli Diyojen’i hemen yanına aldı. Kinizm’in tüm hedeflerini ona öğretti.

Diyojen için yeni bir dönem başlamıştı. Kinizmin koşullarını eksiksiz yerine getirmeye, etrafına aşılamaya çalışıyordu.

Ancak fikirleri ve davranış biçimi kabul edilebilecek gibi değildi. Diyojen kirli ve pis giysiler örtüler içinde dolaşıyor, geceleri sokaklarda köpeklerle birlikte çöp karıştırıyor ve kentin kuytu köşelerinde yatıyordu. Yağışlı havalarda ise bir fıçının içine sığınıyordu. Barınamadığı yerlerde, gitmesi kolay olsun diye fıçısını beraberinde yuvarlıyordu.

Diyojen kinik felsefesini yayamıyor ama yaşıyordu. Konuşmalarında toplumun tüm inançlarını ve değerlerini reddediyordu.

Refah, bilim, güzel san’atlar, saygı, hürmet, töre, yasa, kurallar ve din uydurma konulardı. Doğanın hiç kabul etmediği yöntemlerdi. Toplumsal değerler, mülkiyet, aile, evlenme, servet, kadınlar ve çocuklar herkesin ortak malı olmalı diyordu.

Toplum içinde toplumun bütün değerlerini hiçe sayan bu insanı halk anormal, deli gibi görüyor ve ondan uzak durmaya çalışıyordu.

Diyojen’in günümüze ulaşması, bazı tarihi şöhret sahibi kişilere söylediği, verdiği cevaplarla olmuştur. Özellikle tarihin en büyük komutanlarından Makedonya imparatoru III. İskender’e yani Büyük İskender (Megas Aleksandros – M.Ö. 444-356-)’e…

Büyük İskender çok genç yaşında, çağın hemen hemen bilinen tüm ülkelerini egemenliği altına almıştı. Ama her fani gibi onun da zaafları vardı. Gününün yarısını zevk ve sefa içinde geçiriyordu. Kadınlar ve içkiyle sarhoş oluyordu.

Korinth’de bulunduğu dönemde, bu değişik, asi, hazır cevap, garip ve yarı deli kabul edilen adama da sataştığı oluyordu.

Bir gün Büyük İskender gurur ve azametin verdiği duyguyla sormuştu, ne dilersin? Diye…Gece yağmurdan ıslanan fıçısını  güneşe getirip kurumasını bekleyen Diyojen’den “- Gölge etme, başka ihsan istemem” yanıtını almıştı.

Diyojen’in buna benzer bazı sözleri, söylediği kişilerin şöhretiyle günümüze kadar taşınmıştır.

Ne kadar tasvip edilir? Tartışılır. Yaşamını sürdürebilmek için halktan dilencilik yaparak geçinebilen bu kişinin cevabı.

Diyojen kalpazandı ve Sinop’tan sürülmüştü. Korinth’te M.Ö. 323 yılında öldü. Kimilerine göre kuduz bir köpek tarafından ısırıldığı için, kimilerine göre de sefaletten. Bazıları da intihar ettiğini ileri sürmüşlerdir.

Sinop ilinin girişinde 2006 yılında Diyojen’nin altı metre boyundaki mermer heykeli yanında köpeği ile beraber dikilmiştir. Heykel 19 Mayıs Üniversitesi öğretim üyesi Turan Baş ve yardımcıları tarafından altı ayda tamamlanmıştır.