Dış Politika Tuzakları

72

Şimdi de “Wikileaks” sakızını çiğneyip duruyoruz!
– Yayınlanan belgeler gerçek mi sahte mi?
– Hangileri gerçek hangileri sahte?
– Bu yayınlar kimin işine yarar? AKP’nin mi, CHP’nin mi?
– Bu işi tezgahlayan ABD mi İsrail mi?
–  Wikileaks’ın sahibi Jullian Assange, cinsel sorunları olan bir maşa mı, bir halk kahramanı mı?

Daha pek çok soru, gazetelerde ve televizyon programlarında “uzmanlar” arasında tartışılıyor. Ama; net bir kanaat yok!..

Hemen hepsi; “şu da olabilir bu da! Hele, öteki belgeler de bir yayınlansın, bakarız!” diyorlar…

Peki, bu tartışmaların Türkiye’ye, Türk halkına faydası nedir?

Uzmanların bile kafasını karıştıran bu olan, konuyu ayrıntılarıyla bilmeyen geniş halk kitlesi için ne ifade eder?

AKP’liler;

Başbakana iftira ediyorlar!” diye onaylar!

Muhalefet partileri;

“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz! Bu kadar belgenin hepsi mi yalan? Ergenekon davasının açılmasına sebep olan ifadeleri veren Tuncay Güney nerede? O’nun ya da öteki tanıkların sözlerine, belgelerine inanıyorsunuz da bunlara neden inanmıyorsunuz?” derler.

Kafalar daha da karışır! Ama hiç kimse hiçbir şey anlamaz!

“Peki, sen ne düşünüyorsun?” diyeceksiniz!

Açıklayalım.

Dış Politikada temel amaç; “Ulusal Çıkar” dır.

Peki, dış politikada her devlet kendi çıkarını koruyabilir mi? HAYIR!

Gücün ve aklın varsa koruyabilirsin!

Ekonomik gücün varsa, borçsuz bir ülke isen, teknolojide önde isen, yer altı zenginliklerini kendin işliyor ve ülkenin zenginliğine zenginlik katabiliyorsan, güçlü bir ordun varsa, “nitelikli insan gücün” varsa, ulusal moralin yüksekse, ulusal çıkarlarını ve “ulusal onurunu” korursun!

Yoksa, güçlü olanın altında kalırsın!

Türkiye, 1947 Marshall Planı-Truman yardımı ile ABD’nin siyasal çekim gücüne girdi!

1950’de Demokrat Parti, Meclis onayı bile almadan Kore’ye asker gönderdi, ABD’nin gözüne girdi! Ve Türkiye “NATO” ya girdi! Hem de tüm ordusunu NATO’ya bağlayarak!

1950 sonrası Demokrat Parti’nin ABD ile yaptığı “İkili Antlaşmalar” sonucu Türkiye topraklarına “ABD ÜSLERİ” yerleşti!

1955′de, Fransa’nın sömürgesi olan Cezayir’de, Müslüman Cezayir halkı, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı örmek alarak, ellerinde Mustafa Kemal’in kalpaklı fotoğrafları ile Fransız emperyalizmime karşı kurtuluş mücadelesi veriyordu. “Milliyetçi-Muhafazakar” Demokrat Parti, Fransız emperyalistlerinin yanında yer aldı!

1963′de KIBRIS’ta, ENOSİS ihtirası içindeki Yunan subaylarının eylemleriyle Türkler katliama uğradı. Türkiye, “Garantör Devlet” olarak Diplomatik temaslar sonuç vermeyince, Başbakan İNÖNÜ, askeri müdahale aşamasında ABD Başkanı Johnson’un mektubu ile tehdit edildi!

“Teslimiyetçi dış siyasetin” faturasıydı bu mektup!

1965‘de iktidara gelen AP/Demirel hükümetleri de “ABD güdümünde dış siyaset” çizgisinden çıkmadı!

1991′de ABD ve ortakları IRAK’a saldırırken ( 1. Körfez Savaşı) iktidarda olan Turgut Özal, yine ABD’nin peşindeydi!

“Bir koyup Üç alacaktık!”

Aynı tarihte, “çekiç güç” yerleşti ülkemize! ABD, İngiliz ve Fransız askerlerinden oluşan 1862 kişilik güç, 77 uçak ve helikopterle, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye iltica etmek isteyen mültecilere koruma kalkanı olacak ve işi bitince çekip gidecekti! Topraklarımızı çok sevdiler! Bu arada ek iş olarak PKK’ya yiyecek ve mühimmat taşırken tespit edildiler! Ancak, 1 Mart 2003’de defolup gittiler!

Aynı tarihte, “Tezkere Vakası” yaşandı!

“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a gönderilmesine; muhtemel bir askeri harekat çerçevesinde yabancı silahlı kuvvetlere mensup hava unsurlarının Türk hava sahasını kullanmaları ve 62 bin yabancı askleri personelin 6 ay süreyle Türkiye’de bulunmasıiçin hükümete yetki verilmesi isteniyordu. Meclis, 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oy verdi. Öngörülen salt çoğunluk sağlanamadığı için reddedildi.

ABD çok kızdı!

4 Temmuz 2003’de, Süleymaniye’deki 11 kişilik askeri birliğimizin başına çuval geçirip günlerce tutuklu tuttular!

Aynı olayda “kızını aramak için orada bulunan ve tutuklanan İngiliz baba 10 milyon dolarlık dava açtı.

Biz hiçbir şey yapamadık!

Hatta, daha sonra bu haltı işleyen ABD’li subayı Türkiye’de ağırladık!

4 Haziran 2003’de TBMM’nde “ikiz yasalar” onaylandı!

Ayrıntısına girmeyeceğim, merak eden İnternet’ten araştırıp incelesin. Bu yasalar, Türkiye’nin “Üniter Yapısı” için bir tehdit, bir hançerdir!

Ardından, “Özel Sınır Birlikleri Oluşturulması” gündeme geldi! Eli kulağında, yakında bunu da hallederler! Ve birileri ; “Hoş geldin Kuzey Kürdistan” diyebilirler!

Bu arada, hiç istemediğimiz (!?) Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri olmasını onayladık!

Son olarak; ABD istediği için, Türkiye’de “Füze Kalkanı”  kurulmasını onayladık!

Şimdi, bütün bu olup biten “uluslar arası oyunlar” sonrası, “Nereden çıktı bu Wikileans olayı?” diyorsanız, çok safsınız demektir!

Bu arada; karşınıza çıkan Milletvekillerine; “ONURLU DIŞ POLİTİKA nedir? ULUSAL ONUR nedir?” diye sorar mısınız?

Alacağınız yanıtları çok merak ediyorum!

İyi uykular Türkiye’m!..