Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak geçen hafta dört yazı ile hem iktidarda olanları eleştiren ve hem de “bizden” kabul ettiği bu ekibin zafiyetlerinin de kullanılacağı müthiş bir komplo teorisinden bahsetti.
1– AKP ve ona destek veren cemaat, tarikat ve sivil toplum kuruluşlarında gördüğü zafiyetleri Dilipak yazılarında özetle şöyle ifade ediyor:
•a- “En zayıf yanımız kadın, para ve koltuk merakı” diyor Dilipak. ‘Siyasette, bürokraside ve iş dünyasında kadın konusunun çok iş yaptığını’ ve ‘piyasaya kadın yetişmediğini’ ifade ediyor.
Tabii kadın ve kaset meselesi bir arada yürüyor. “Arada bir birini deşifre edip, medyanın önüne atıp linç ederler, sonra da onu ötekilere gösterip kurbanları ile pazarlık ederler.. İktidardakiler her zaman bu yöntemle tehdit ve şantajla baskı altında tutulmaya çalışılır.. İstihbarat örgütleri de bu işin içinde.. Bazen yıllarca bekletirler, gün gelir pazarlığa otururlar.
“Bazen ‘dehşet dengesi‘ oluşturur bu kasetler, belgeler.. ‘Deme-derim’ noktasına gelirsiniz.. Kaset alır, kaset satarsanız..” (Dilipak, “Keşke Erdoğan partisini, kabinesini ve belediyeleri uyarsa” dediğine göre, demek ki kaset piyasası sadece Baykal’ın ve MHP’li yöneticilerin kasetlerinden ibaret değil. İktidardakilerin kasetleri de varsa acaba açıklanmaları ne karşılığında önlenebildi?RS)
•b- Dilipak, bazı belediyeler ve bakanlıklardaki rüşvetler, haksız ihaleler gibi yollarla, çok ve haram para kazanan muktedirlerin başına gelenleri şöyle sıralıyor: “Paranızı yurtdışına çıkarmak ya da dışarıdaki paranızı getirmek için birilerine ihtiyacınız var. Paranız çoksa, Amerikalı yahut Alman, İngiliz ortağım olsun istersiniz. Olmasın değil de, korunmak için birilerine yaslanma gereği duyduğunuz da elinizi verdiğinizde kolunuzu kurtarmanız zor.“
•c- Dilipak’ın diğer önemli tespiti de, makam ve güç kullanımındaki adaletsizlik. “Birtakım grupların bürokraside mevzi kazanma gayretleri yüzünden görüntü hiç de iç açıcı değil.. Şu tarikat, hemşericilik yüzünden koltuk kapma olayına artık bir ‘dur’ desek!” diyen Dilipak, işin ehline verilmediğini, ihaleyi hak edenin almadığını, hemşericilik, din, mezhep, tarikat milliyetçiliği ve partizanlık yapıldığını görerek bu zafiyetlere son verilmesi gerektiğini söylüyor.
Böylece “bunlar önce mücahitti, sonra müteahhit oldular. Şimdi de her şeye müsait oldular” sözündeki müsait olunan şeylerden örnekler veriyor.
*****
2- KOMPLO TEORİSİ: A. Dilipak’ın aktardığı komplo planına göre yakında dehşetengiz gelişmeler olacak:
•a- “Ağustos ortalarından itibaren nokta hedeflere saldıracaklar. Bir yandan da kaset savaşları, yolsuzluk dosyaları gelecek gündeme. Bakarsınız MOSSAD, MUHABERAT bir şekilde servis eder bu bilgileri. İnternet üzerinden yayınlarlar.
AK Parti’den 50 kadar milletvekilini koparmayı planlıyorlar. Cemaate yakın çevreleri de yanlarına alıp bir CHP-MHP-yeni oluşum koalisyonu kuracaklar. AK Parti’yi muhalefete itecekler. Daha sonra da ikinci bir hamle ile bir o kadar daha milletvekilini, tehditle, şantajla, menfaat temin ederek yanlarına alacaklar.”
Dilipak, Eylülden itibaren öğrenci eylemleri, Marksist grupların sokak hareketleri, Tuncelililer ve Nusayrilerin provokasyonu, Gezi Grubu ve Ergenekon’un aktif unsurlarının devreye sokulmasıyla ve piyasanın manipüle edilmesi, Suriye Meselesinin kaşınması, çözüm sürecine karşı Kürt grupların eylemleri ile yaratılacak bir kargaşa ortamıyla hükümetin düşürülmeye çalışılacağını anlatıyor.
Buna karşılık hükümetten 28 Şubat sürecinde yeni dalgalar, Gezi Meselesinin medya ve finans ayağının üzerine gitmesi gibi hamleler bekliyor.
•b- “İki gündür o uçkur ve rüşvet hikâyelerini boşuna yazmadım. AK Parti bir yandan gelecek yerel seçimler için yenilenecek adaylar konusunda titiz bir çalışma başlatmalı, bir yandan da seçim sathı mailini beklemeden kabinesini revize etmeli. Tehdit ve şantaja açık adamları da çağırıp, oyuna gelmemeleri konusunda uyarılmaları gerek.
Keşke Erdoğan parti teşkilatındaki isimleri de bir kez daha gözden geçirse, ne iyi eder. O koltuğa oturunca, o mührü alınca insanlara bir haller oluyor!
Duyuyorum, şimdiden birileri yeni oluşuma yanaşma derdinde. Kimileri kendi aralarında bakanlıkları paylaşmaya başlamış bile. Başbakan adaylarını yazmışlar.”
*****
Abdurrahman Dilipak’tan bu kadar geniş alıntı yapmamın sebebi, AKP yandaşı ve Başbakan’ın âkil heyetine seçtiği bir yazarın, muktedirlerde herkesin gördüğü ve fakat yazamadığı zafiyetleri yazabilmiş olması. Komplo teorisi kısmını ise iktidara yakın olanların içinde bulunduğu ruh halini göstermesi bakımından önemli buldum.
AKP’nin Mısır darbesini kendisine yapılmış gibi bir psikoloji içinde değerlendirmesi ve en küçük bir toplumsal hareketi “iktidarı düşürme suçu” olarak nitelendirmesi bu korku ve vehim halini kısmen gösteriyordu. Fakat Dilipak’ın anlattığı komplo teorisi bu halin boyutunu iyice açıklığa kavuşturmakta.
Dilipak’ın bu yazılarında esas değerli bulduğum kısımlar ise içeriden biri olarak AKP ve yandaşları adına yaptığı aşağıdaki özeleştiriler. Bunlara benim ilave edebileceğim bir husus yok.
*****
3- DİLİPAK’IN AKP VE YANDAŞLARI ADINA ÖZELEŞTİRİSİ:
Aşağıdaki tespitleri okuyan birileri bana kızmasın. Bu cümleler de benim değil Dilipak’ın:
“Bu iktidar döneminde zengin olan birtakım insanlar, sahip oldukları, kazandıkları paraları nasıl kazandılar ve nerede harcıyorlar bakmak gerek.
Bunlar kazandıkları paraları, kendilerine haklı ya da haksız şekilde kazandıranlardan daha çok seviyor olabilirler ve yarın servetlerini korumak için kendine bu imkânı sağlayanların aleyhine, başkaları ile işbirliği yapabilirler.
Mukaddeslerine ihanet edenler kime ihanet etmez ki! Korkarım AK Parti iktidarı döneminde zengin olan kimileri, yarın mamaları kesildiğinde hemen saf değiştirirler. Hep daha fazlasını isteyeceklerdir.
Ama bu iş böyle gitmez. Topyekûn bir toparlanmaya ihtiyacımız var. ‘İnni küntü minezzalimiyn’ (Şüphesiz ki ben zalimlerdenim) diye başlayın işe isterseniz. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeyecek olursak, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Hz. Yunus bile, kavminin başına gelenlerle ilgili olarak “şüphesiz ki ben zalimlerdenim” derken, bizimkiler liderlerine, örgütlerine, şeyhlerine toz kondurmuyorlar.”