Bir hükümet düşünün, 12 yıldır iktidarda.
Girdiği her seçimde yüzde ellilere varan bir oranda oy alıyor. İktidarının ilk yıllarında iç ve dış çevrelerin güvenini ve desteğini alarak büyük bir atılım yapıyor.
Bu güven ve destek o kadar başlarını döndürmüş olmalıydı ki birden zafer sarhoşluğuna kapıldılar. Yüksek dağları ben yarattım misali kendilerini dünya lideri, Türkiye i de dünyanın en büyük yıldızları arasına bir çırpıda sokuverdiler.
Aslında ne ekonomide, ne de siyasette fazla değişen bir şey olmadığı gibi, hesapsız yapılan özelleştirmeler neticesinde birçok kamu kuruluşu yok pahasına devletin elinden çıkarılarak heba edildi. Dış borç; yüz iki milyar dolardan altı yüz milyar dolara yükseldi. En büyük ekonomi dünya sıralamasında 16. Sıradan 18. Sıraya geriledi.
Dış siyaset ise bildiğiniz gibi. Komşularla sıfır sorundan, önce onurlu yalnızlığa, şimdilerde ise terk edilmiş, yalnızlığa itildi.
Çözüm süreci saçmalığı ile güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayıp, PKK ya derlenip toparlanması, silahlanması için zaman kazandırdılar.
Ayn el Arab (Kobani) bahanesiyle PKK, tekrar şehirlerimizi yakıp yıkmağa, askerlerimizi polisimizi, korucularımızı ve masum insanlarımızı şehit etmeğe başladı. Bebek katilleri dediğimizde bizlere kızanlar, Kurban Bayramında kurban eti dağıtan çocuğu öldürdüklerinde seslerini yükseltmeğe başladılar. Bilmeleri gerekirdi ki katil, her zaman katildir. Onlar için bebek, çocuk veya asker fark etmez.
Yetkililer ise; neredeyse dinlerinden vazgeçecekler de, adına “Çözüm Süreci” dedikleri saçmalıktan (bir hafta içinde 46 vatandaşımız katledilmesine rağmen), inadına bir adım dahi geri atacak durumda değiller.
Sloganları:
“analar ağlamasın, gözyaşları dinsin” olmasına rağmen, fidan gibi genç, asker ve polislerimiz, acımasızca katlediliyor, anaların yüreklerine korlar, ocaklarımıza ateşler düşüyor.
Bu memleketin sağduyulu gerçek sahiplerinin sözlerine kulak vereceklerine;
Kendileri istemedikleri halde: “PKK da PYD de terör örgütüdür, ben onlara yardım etmem” demesine rağmen, sırf ABD söyledi diye 180 derece çark ederek, PYD ye yardım için Peşmerge ye sınırlarımızın içinden koridor açıyor.
En son aldığımız habere göre “PKK 45 gün önce kaçırdığı geçici köy korucusunu telefon direğine bağlayarak şehit etmiştir”.
Bu olay karşısında Genel Kurmay Başkanlığı; PKK ya sadece kınama(!) mesajı yayınlamıştır.
Beyler bu güne kadar size çok şey söylendi dinlemediniz.
Bari yıllar önce seslenmiş Ziya Gökalp’a bir kulak verin isterseniz:
Tarlada, tezgâhta çalışan biziz.
Bu vatan, bu devlet, bu millet biziz.
Sevmiyoruz seni, ortadan çekil.
Hükümran millettir, hükümdar değil.