Devlet, Kitap ve Halk (1)

90

Sessiz sedasız çalışan bir bakanlık birimi var Türkiye’de.

Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi.

Cumhuriyet Türkiye’sinde birbirinden güzel kitaplara imza atmış bir kuruluş:

Batı klâsikleri, Doğu Klâsikleri, Lâtin ve Yunan Klâsiklerinin hemen hemen tamamının

Türkçe tercümelerini yayınlamakta büyük başarı gösterdi, gösteriyor.

Kitapları; hem kaliteli, hem ucuz tutmaları ise, işin başka güzel bir yönü.

Hele zaman zaman öğretmenlere yaptıkları indirim takdire şayan.

“Sudan ucuz!” derler ya, işte onun gibi bir şey.

Hakikaten manevi fiyat biçilmesi mümkün olmayan eserleri

Çok az bir fiyat ve ederiyle okura sunması her türlü takdirin üstündedir.

Hele yayınladıkları bir seri var ki

Çok değerli, pek kıymetli: İslâm Klâsikleri:

Birbirinden güzel, birbirinden enfes eserler;

Hemen her asırda yazılmış eserler:

Açık seçik ve akıcı bir Türkçeyle dilimize aktarılan bu eserler;

Temiz bir baskıyla okurun eline ulaşıyor.

Senelerdir devam eden faaliyetleri göğsümüzü kabartıyor.

Millî Eğitime, büyük katkılar sağlıyor.

Özellikle Mevlânâ Hazretlerinin eserlerinin bir bir basılması, ayrı bir iftihar vesilesi.

Son olarak Mevlânâ Mesnevîsinin tercümesi olan

“Aslı ve Sadeleştirilmişiyle Manzum Nahifî Tercümesi”nin altı nefis cilt hâlinde,

Bir de Millî Eğitim Bakanlığı’nca basılması

-İnanıyorum ki- ben gibi çoklarını, büyük sevince garketmiştir.

Çünkü yıllarca evvel yapılan ilk nefis baskısı kalmamıştı.

Bu eser aranılır hâle gelmişti.

Özellikle Edebiyat Fakültesi camiası tarafından özlemle beklenir olmuştu.

Çünkü eserde hem Farsça aslından, Osmanlı Türkçesine tercümesi var.

Hem de onun açık seçik, duru bir Türkçeyle sadeleştirilmiş hâli.

Bir taşla iki kuş vurmak misali.

Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi’nin bastığı bu eserler;

Bütün millete hitap etmektedir.

Çünkü Millî Edebiyat; milletin müşterek / ortak sesidir.

Ortak heyecanı, ortak millî duygusunun terennümüdür.

Hangi meslek erbabı olursa olsun, edebiyat onlar için bir ihtiyaçtır.

Edebiyata karşı kimse bigâne kalmamalı.

Ona uzak durmamalı.

Hele Bakanlık Yayımlar Dairesi’nin halka sunduğu ucuz kitap furyasından

Azamî ölçüde istifade etmenin yoluna bakmalı.

Edebî eserlere sırt çevirmemeli.

Almalı aldırmalı, okumalı okutmalı.

Birbirimizi buna teşvik etmeliyiz.

Zaten millet olmanın bir gereği de müştereklerimiz çevresinde halka  olmak değil midir?

Fakat üzücü olan şu ki, bırakın halkı,

Aydınlarımızın bile bu eserlere karşı rağbeti,

İstenen seviyede değil!

Okuma alışkanlığı edinmekte maalesef henüz çok geriyiz.

“Su akar bizler bakar!” misali,

“Kitap çıkar bizler bakar!” oluyoruz ne hikmetse.

 

 

Önceki İçerikİslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır ile Aile İçi İlişkiler hakkında konuştuk.
Sonraki İçerikDoğu Akdeniz’deki Bizans Oyunu! Türkiye’miz Kuşatılıyor mu?
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.