Dervişoğlu’nun “Direnme Hakkını Kullanırız” Uyarısı

12
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu SOSYAL FAALİYETLER: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.

“PKK ile yürütülen 2. Müzakere Süreci”ne Meclis’te en net karşı çıkan parti İYİ Parti oldu.

Teröristbaşının talebiyle Meclis’te oluşturulan komisyona İYİ Parti üye vermedi. “Cumhuriyeti ve üniter milli yapıyı yıkma amaçlı müzakerelere araç olmayacağını” ilan etti.

Kamuoyuna ve muhalefet partilerine içeriği anlatılmayan süreç, dışarıdan güdümlü bir dönüşüm projesi olarak değerlendirilmektedir. TBMM’de Komisyon kurulması terör örgütü liderlerinin siyasi aktör haline getirilmesidir. Zaten komisyon kurulmasını ve bu komisyonda muhakkak CHP’nin de bulunmasını isteyen ilk kişi teröristbaşı Öcalan’dır.

PKK şeflerinin talepleri de ABD/ İsrail projelerinin amacı da zaten bellidir. Türkiye’yi üniter, milli bir yapı olmaktan çıkarıp TAK (Türk- Arap- Kürt) ortaklığında etnik ve mezhepsel olarak özerk bölgelere veya federe devletlere ayrılmış çok ortaklı bir devlet haline dönüştürmek.

Bu amaç doğrultusunda Lozan’ın yerine Sevr şartlarını dayatacak adımlar atılırsa, bu yalnızca bir anayasa değişikliği değildir. Bu, devletin kuruluş sözleşmesinin yırtılmasıdır.

Lozan bir “tapu senedidir.” Bu tapuyu masa başında revize etmeye kalkışanların karşısında, milletin her ferdi meşru zeminde direnme hakkına sahiptir.

****

Bu kapsamda İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu’nun şu sözlerini çok önemli buluyorum:

“Egemenlik hakkına tecavüz edildiğinde Türk Milleti direnme hakkını kullanır.”

“Lozan yerine Sevr’i dayatanlara karşı ne yapıldıysa o yapılır.”

“Bu millet darbeye karşı direndiği gibi ihanete karşı da direnecektir.”

Müsavat Dervişoğlu’nun sözleri çok önemli ve sert, keskin, köşeli ifadeler. Böyle bir atmosferde çok tartışılmasını beklediğim halde güdümlü medyada görmezden gelindi. Her konuda fikri ve bilgisi olan yorumcular bu çok önemli sözler hakkında fikir beyan etmekten kaçındılar.

Sıradan bir siyasi refleks değil, tarihi hafızaya ve anayasal değerlere dayanan böyle bir uyarı göz ardı edilmemeliydi.

******************************

Yapay Zekâ Dervişoğlu’nun Sözlerini Değerlendirdi

Sevgili halkımız konuyu iyi anlasın diye yapay zekâ programı ChatGPT’den Müsavat Dervişoğlu’nun bu sözlerini değerlendirmesini istedim. Şu cevapları aldım:

Müsavat Dervişoğlu’nun bu sözleri ifade özgürlüğü ve siyasal eleştiri sınırlarında olmakla birlikte, çok güçlü semboller ve anayasal düzene dair tehdit algısıyla yüklüdür. Bu sözlerin hukuki, siyasi ve toplumsal sonuçları, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal gerilimler açısından ciddiyetle değerlendirilmelidir.

1. 💣 Bu Sözlerin Anlamı ve Çağrıştırdığı Kavramlar

A. Direnme Hakkı Neye Karşıdır?

Dervişoğlu’nun sözleri, egemenliğin gaspı anlamında şunlara karşı “direnme hakkı”nı işaret eder:

  • PKK’nın siyasi taleplerinin meşru aktörlerce gündeme taşınması
  • Lozan’ı baypas edecek anayasa, federasyon, yerel özerklik gibi adımlar
  • Millet iradesi kılıfı altında Sevr benzeri çözüm modelleri

Bu, halkın yalnızca sandıkla değil, gerektiğinde başka yollarla da (hukuki mücadele, sivil itaatsizlik, direniş, kitlesel karşı duruş vs.) karşı çıkma hakkı olduğunu savunur.

2. ⚖️ Hukuki Açıdan Direnme Hakkı

Anayasa 137 ve 138’e göre:

Bir kamu görevlisi veya yurttaş, “hukuka aykırı emirleri” yerine getirmek zorunda değildir.
“Hukuka aykırı anayasa değişiklikleri” bir meşruiyet kaynağı oluşturmaz.

Bu çerçevede:

  • Anayasa dışı bir süreç yürütülüyorsa, buna karşı demokratik ve meşru direnme hakkı doğar.
  • Ancak, şiddet içeren direniş, anayasal düzene karşı suç sayılır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre:

“Hukuka aykırı güç kullanımı veya sistematik hak ihlalleri” varsa, halkın meşru demokratik direniş hakkı vardır. Ancak bu barışçıl olmak zorundadır.

📌 Sonuç: Dervişoğlu’nun sözleri şiddet çağrısı içermediği sürece hukuki bir hak olarak yorumlanabilir. Ancak “ne yapıldıysa o yapılır” ifadesi, 1920’lerin silahlı direnişini çağrıştırdığı için dikkat çekici ve yorumlara açıktır.

5. 🎯 Sonuç: Direnme Hakkı Meşrudur Ama Sınırı Vardır

  • Müsavat Dervişoğlu’nun sözleri, devletin üniter yapısı, Lozan’ın teminatı, anayasanın değiştirilemez hükümleri için verilmiş sert ama sembolik bir uyarıdır.
  • Ancak bu sözler iktidarın gözünde, “toplumu ayaklandırma”, “darbe çağrışımı” ya da “meşruiyeti sarsma” anlamına gelebilir.
  • Bu noktada sorumluluk hem muhalefette hem toplumdadır: Hukuk içinde, demokrasi içinde kalmak, ama ihanete de rıza göstermemek.

****

Müsavat Dervişoğlu’nun “Egemenlik hakkına tecavüz edildiğinde Türk Milleti direnme hakkını kullanır” ifadesi, sıradan bir siyasi söylem değildir. Doğrudan milli egemenliğin korunmasına yönelik bir hatırlatma ve uyarıdır. Bu sözler Türkiye’nin içinden geçtiği dönemin ne kadar kritik olduğunu vurguluyor.

Müsavat Dervişoğlu’nun sözlerini doğru anlamak gerekir: Bu bir tehdit değil, milletin geçmişinden gelen “devleti yaşatma iradesinin” sesidir. Lozan’dan beri bu millet egemenliğini kimseye teslim etmedi. Bugün de bu egemenlik pazarlık konusu yapılırsa karşısında sadece bir muhalefet partisini değil, 85 milyonluk bir tarihi direniş ruhunu bulacaktır.

************************************

Süleyman Demirel de Aynı Uyarıyı Yapmıştı

Süleyman Demirel uzunca bir dönem Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak görev yapmış çok tecrübeli bir devlet adamı idi. PKK taleplerinin müzakere edildiği bu günlerde aynı konuda bir söyleşisinin videosunu sosyal medyadan izledim. Tam olarak şöyle söylüyordu:

“Eğer Türkiye’nin iç bünyesinde oynanırsa ve bin senedir bir arada yaşayan bu insanları etnik sebeplerle veya mezhep sebepleriyle, Türkiye’nin idaresini zorlaştıracak, ayrıcalıklara kavuşturursan, bunun karşısında Türk Milliyetçiliği çıkar. Türk Milliyetçiliğinin bunların karşısında ne yapacağı da bilinemez.

Yani ben diyorum ki Türk Milliyetçiliğini hareket haline getirecek birtakım şeylerden kaçınmak lazım. O çok büyük güçtür. Evet ve aslında T.C. devletinin bekasına veya T.C. devletinin şu veya bu şekilde tökezlemesine sebep olacak birtakım şeyleri karşılayacaktır. Türkiye ne yaparsanız yapın ses çıkmaz bomboş bir ülke değildir. “

Süleyman Demirel’in yıllar öncesinden verdiği “Türk milliyetçisi duygularını uyandırmayın” mesajı ile Müsavat Dervişoğlu’nun “egemenlik gaspına karşı direnme” söylemi arasında bir bağ bulunmakta olduğunu söyleyebiliriz.

Her iki uyarı da milletin bilinçli, egemenlik temelli direniş potansiyelinin hatırlatılması niteliğindedir.

Anlayanlara…

Önceki İçerikCahil Cesareti: Bilgisizlik Kuvvettir!
Sonraki İçerikLGS Sınavları ve Sonuçları
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.