Dershane mi Meyhane mi?

104
  • Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.(Hz. Ali)
  • Haksızlığın önünde eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber, şerefinizi de kaybedersiniz.(Hz. Ali)
  • Zalimin ömrü gölgesi kadardır.(Hz. Ali)

İhtiyaçları belirleyen en önemli etken arz ve taleptir. İlköğretim okullarından, Ortaöğretim okullarına geçiş, bu okullardan Yükseköğretim Kurumlarına geçiş, sınavla olmaktadır. İlköğretime başlayan çocukta, Ortaöğretime başlayan gençte; şunu bilmektedir. Okulu bitirmeme müteakip beni bir yarışma sınavı beklemektedir. O halde bu sınavlara hazırlanmam gerekir. Bu gerçeği hiç kimse inkâr edemez. Şu andaki Milli Eğitim Bakan’ı ve bürokratları hariç.

Meyhanelere, Barlara, Pavyonlara, Kumarhanelere, Birahanelere, Alkollü içecek satan yerlere, Umumhanelere sınırlı özgürlük, Dershanelere, Etüt Merkezlerine ve Okuma salonlarına kapatma. AK Partiye yakışır. İleri demokrasi işte bu! Artık gerçekleri görün.

Okullarımızda verilen eğitimin yetersizliği, okullar ve bölgeler arası eğitim öğretim faaliyetlerindeki uçurum ve sınav gerçeği;  öğrenci ve velilerini arayışa itmiştir. Bu talep Özel Dershane, Etüt Merkezlerinin kurulmasına neden olmuştur. Dershaneler, Etüt merkezleri, Orta direğin ve kültür seviyesi düşük ailelerin çocukları, gençleri için can simidi olmuştur.

Gelir düzeyi düşük aileler evlerinde, çocuklarına özel ders aldırabilirler mi? Aldıramazlar. Varlıklı aileler bu ihtiyaçlarını; hem özel ders aldırarak, hem de dershanelere çocuklarını göndererek karşılamaktadırlar. Eğitim- Bir-Sen. İstanbul İl Başkanı hakkında icra davası açılan bir velimizi gündeme taşıyarak dershanelerin kapatılmasından yana tavır almıştır. Bu tavır bana bir zamanlar Genelkurmay Karargâh’ında ” İRTİCA İLE MÜCADELE “brifingine katılan demokratların tutumlarını hatırlattı. Aradan yıllar geçse de değişen bir yok. Eskiler boşuna söylememişler. CAN ÇIKAR HUY ÇIKMAZ. Banka kartları sebebiyle, yüzlerce, binlerce vatandaşımız hakkında icra davası açılmıştır. Sn. Başkan Bankalar kapatılsın diyebilir misiniz? İnancımıza göre faiz haram. Bankalarında kapatılması gerektiğini siyasetini beğendiğin AK parti iktidarına tavsiye edebilir misin?

Sn. Başkan eğitime siyasi düşünceni karıştırma. Eğitimcilerin sendika başkanı olduğunu unutma. İktidarın sözcülüğünü yapmak sana düşmez. Tarihe mal olmuş bir söz vardır. SEN DE Mİ BRÜTÜS.

Dershanelerde çalışan; öğretmenlerin,temizlikçilerin, güvenlik görevlilerinin, kantin işleten ve çalışanların aileleri ile birlikte sayısı Sn. Başkan dudaklarınızı uçuklatır. Yılların emeğini doğru dürüst bir inceleme yapmadan kapatma eğilimine girmek kadar ilkel bir düşünce olamaz. Bu insanları işsizliğe, açlığa mahkûm etmeye, orta direğin, fakir ailelerin çocuklarını MARABA yapmayane senin gibi düşünenlerin ne de AK parti iktidarının gücü yetmeyecektir. Özel hastaneler, özel muayenehaneler ülkemizin bir gerçeği midir? İhtiyaçtan doğmamışlar mıdır? Sizler gibi bir akıllı çıkıp dese ki; bu sağlık kurumları devlet hastanelerinin, sağlık ocaklarının hizmetlerini olumsuz etkilemektedir, ayrıca muayene ve tedavi ücretleri de çok yüksektir. Kapatılmaları durumunda devlet kurumları daha verimli ve kaliteli hizmet sunacaklardır.Bu düşünceye verilecek cevap DELİ SAÇMASI dır. Bu düşünce sahiplerinin en yakın ilgili bir sağlık kuruluşunda tedavi görmeleri kaçınılmazdır.

Devletin yasaklarını bu millet çok iyi biliyor. Geçmişte devlet aşağıda belirtilen yasakları uygulamayı denemedi mi?

Ezan Arapça okunmayacak, Türkçe okunacak.

Kuran kursları kapatılacak, kuran elifba okunması engellenecek.

Şapka takılacak. Okullara başörtüsü ile girilmeyecek, okumak istiyorsan başını açacaksın. Kamuda çalışmak istiyorsan başını açacaksın. Ordu Evlerine başörtülü giremezsin.

Rahmetli babam anlatırdı; köyde gizli, gizli kuran okurduk. Köyün girişine bekçi korduk, devlet görevlileri gelince dağılırdık. Dayatmalar, yasaklar toplumun mayasına, ihtiyacına, örfüne, geleneğine, inancına uymuyorsa günün birinde göçer. Göçüğün altında da bu yasakları koyanlar ve millete zorla uygulatanlar kalır. Bunu geçmişte de, bugünde gördük.

Dershaneleri kapatmaya yönelik uygulamanın hukuki dayanağı yoktur. Evrensel hukukta, anayasamızda bunu reddetmektedir.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 23-1: “Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır”.  

Madde29-2: “Herkes, haklarının ve hürriyetlerinin kullanılmasında, sadece, başkalarının haklarının ve hürriyetlerinin gereğince tanınması ve bunlara saygı gösterilmesi amacıyla ve ancak demokratik bir cemiyette ahlakın, kamu düzeninin ve genel refahın haklı icaplarını yerine getirmek maksadıyla kanunla belirlenmiş sınırlamalara tabi tutulabilir”.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Madde10: “Herkes, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idari makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar”.

Anayasa Madde 48:” Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüs kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır”.

Hukuk Devleti diyorsanız uyacaksınız, uygulayacaksınız. GU GUK devleti, İLERİ DEMOKRASİ diyorsanız yasaklayabilirsiniz, kapatabilirsiniz ancak geçmişteki yasakçı zihniyetin akıbetini hatırlatarak  “DURMAK YOK YOLA DEVAM”.

Sn. Başbakan bir konuşmalarında; “Üniversite Giriş Sınav sorularının geçmişte Dershane müfredatına göre hazırlandığını” ifade ederek kapatmaya haklı gerekçe oluşturma gayretine girdi. Böyle bir durum varsa sorumlusu dershaneler değil, YÖK’tür, Milli Eğitim Bakanlığıdır. Sorumluları başka yerlerde aramayın. Sn. Başbakanım bu kurumlar başıboş değiller. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müfettişlerince denetlenmektedirler. Dershanelerin faaliyete geçmesi dahi Bakanlığın iznine tabidir. Bu Kurumların yanlışları, eksikleri, mevzuata aykırı uygulamaları varsa bunları ortaya koymak, gerekli işlemleri yapmak Milli Eğitim Bakanlığı ve bürokratlarının sorumluluğundadır.

Sn. Başbakanım, Milli Eğitim Bakanım; Dershaneleri ve Etüt Merkezlerini Kapatmanız halinde aşağıda belirteceğim hususlara çözüm üretebilecek misiniz?

•1.   Hukuki dayanağı nasıl oluşturacaksınız? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Tazminat ödemeye bu uygulamayı yapanları mahkûm ederse, tazminatı devlet bütçesinden değil cebinizden karşılayacak mısınız?

•2.   Güneydoğu Bölgemizdeki gençleri PKK’nın kucağına düşmekten eğitim-öğretimle ilgili hangi tedbirleri alarak koruyacaksınız?

•3.   3858 Dershane olduğunu biliyor musunuz?

•4.   250 Bin Öğretmen adayı atama beklemektedir. Bakanlığın ihtiyacı 127 bindir. 60 Binden fazla öğretmenin atamasını nasıl gerçekleştireceksiniz?

•5.   Takriben 120 bin çalışan, 210 bin eş ve çocuklarını açlığa mı terk edeceksiniz?

•6.   Suriye’den gelen göçmenler için kurduğunuz konteynır, çadır kentler gibi dershane çalışanları ve aileleri için geleceğe yönelik bir planlamanız var mı?

•7.   Dershane çalışanları ile ailelerinin morallerini düzeltmek için, ŞİVAN PERVER ve BARZANİ’NİN katılacağı bir konser, EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ AÇILIMI düşünüyor musunuz?

•8.   İlköğretimden Ortaöğretim Kurumlarına, Ortaöğretim Kurumlarından Üniversiteye geçişte okul not ortalamasının temel alınması halinde, şişirilmiş notların önüne nasıl geçeceksiniz? Bu hususla ilgili işin mutfağında çalışan, ter döken eğitim ordusunun görüşlerine ne zaman başvuracaksınız?

•9.   Orta direğin ve fakir aile çocuklarının özel okullara gitmelerinin önündeki maddi engeli, seçim öncesi ve sonrası odun, kömür, tüp, yiyecek, içecek, para dağıtarak mı aşacaksınız?

•10. Açık lise, Akşam lisesi benzeri Akademik Lise oluşturmadan önce, bu kurumlar hakkında bakanlık yetkililerinden bilgi alma yoluna gidecek misiniz?

•11. Bu günkü sistemde ilköğretim okullarında okuyan yetenekli öğrencilerin tespitini kaç okulda kimlerle hangi verilere göre yapacaksınız? Bu işler seçim anketlerine benzemez.

Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı sever.

Kuş darıyı, çiçek arıyı, toprak suyu sever.

Bekçi feneri, bel kemeri, dor at eyeri sever.

Ebe bebeği, kahve dibeği, sac böreği sever.

Garip sılayı, yiğit halayı, bakır kalayı sever.

Güzel nazı, âşık sazı, uğur böceği yazı sever.

Yemek tuzu, maymun muzu, kurt kuzu sever.

Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı sever.

Kasap danayı, öksüz anayı, yırtık yamayı sever.

Gelin güveyi, tosun düveyi, başkan üyeyi sever.

Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonunu sever.

Gelin kınayı, hamam kurnayı, avcı vurmayı sever.

Davul zurnayı, avcı turnayı, çekirge zıplamayı sever.

Kedi fareyi, fare deliği, toz halıyı, imam ölüyü sever.

Ak parti açılımı, açılım PKK’yı, PKK ileri demokrasiyi, ileri demokrasi dershane kapatmayı sever.

Ülkücü vatanını, milletini, bayrağını, tarihini, şehitlerini, atasını sever.