Derinden, derinden ne kaynarsa hepsi derinden. İnsanın içine düştüğü yaşam cenderesinden çoğu zaman emeklerinin zay olmasına göz yummak zorunda kalıyor. Bir değil bin ah çeksen de gece sabahına, sabah akşamına koşuyor. Olanlar, olmayanlar, olacak olanlar kendi yatağını bulmadan akmayan ırmaklar gibi bendini yıkıp geçiyor.
Ateşe, kora dayanan insan, başına gelen her acıyı göğüsleyecek kadar güçlü bir varlık.
Aşık Veysel ‘’Aşk ehli’’ demiş her türlü acıya göğüs gerebilenler için. Aşka talip olan bilir bu yolda yanacağını, dayanacağını.
Karalar bağlayanda, karalar giyinende aynı duyguya hitap eder.
Acıya talip olmak da budur zaten. Bülbül güle ağlar da, gül bülbüle ağlamaz mı? Yanmak bir anlamda kırmızı gülün alıdır. Gülün sessizliğine karşın, bülbülün zarı ağıt gibidir.
‘’Ey gönül derdinden etme şikâyet
Yüce dağlar gurur duyar karından’’ Aşık Veysel
Gurbet, hemen gidilip gelinecek bir yer değildir. Özlemek bir yılan gibi insanın içine çöreklenir kalır. Çoğu zaman sadece yol gibi gelsen de değildir. Gidilebilen yerler de vardır, gidelemeyen yollar da. Kat kat dürülü dertlerden hangisinden geçsen ötekinden yolda kalırsın. En çok bunu yolda kalan yolcu bilir.
Şikâyet etme derdinden diyor Aşık Veysel. Ah işte derdinden şikâyet etmeyen insan ne güzel insandır.
‘’Ben derdimle ah ederdim, Derdim bana derman imiş’’ Yunus Emre… Derdini sevmeyi işaret ediyor.
“Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip / Kılma derman kim helâkım zehr-i dermânındadır.” Fuzili
“Dert iste sen, aşk derdine derman sorma’’Hz Eyyüp
Derdini sevmeyi işaret eden şairler, çare bulmadığındanmıdır, yoksa derdinin güzel olduğundan mıdır bilinmez ama sadece aşk değil, hangi dert olursa olsun derdini sevmeyi bilmedikçe üstesinden gelinemiyor. ‘’Gülünü seven, dikenine katlanır’’ Sözü de buradan geliyor.
“Bir derdim var, Bin dermana değişmem...” Şah Hatayi…
Hayat çok kısa derdimle dertlenemem diyen öyle bir güzel dertlenir ki. Ömrünün boşa geçmiş olduğunu derdine çare aramakla geçtiğinin farkına bile varamaz. İnsanı özel kılan gönül güzelliğidir. Günümüz insanın da mutsuzluğu hep bu yüzdendir.’’ Ne yaparsan yap aşk ile yap, ne dediğin değil, nasıl dediğin onay, açılır kapılar ardına kadar ‘’ Şarkı sözlerindeki gibidir tam da.
‘’Anlatmam derdimi, dertsiz insana ‘’ Diye de noktayı koymuş. Aşk ehli olmayan, derdini sevmeyen, şikâyet edip duran insana dert anlatmayın. Hem dinlemezler, hem anlamazlar.
Aşk, öyle engin bir denizdir ki ne başlangıcı ne de sonu vardır. –
Hz. Mevlâna
Başlangıcı da, sonu da belli olmayan bir aşk deryasında son aramayın. Son diye bir yer yok. Derman da aramayanız sadece derdinizi seviniz ve güzelleşiniz. Aşk ten de değil, yürektedir. Aşk ehli yüreğini bilir, sever ve dermanında derdinde arar.
Sarte ‘ye göre dünya ya fırlatılmış insan.
Fırlatılmış insan olarak düşünürsek eğer insanın fırlatıldığında düşebileceği tek yer aşk olmalı. İnsan kendini bir başka insana duyduğu aşk ile tanımlayabilir ancak. Kendini arayan insan, en kolay aşk da bulur ve inşa eder.