Kıbrıs milli davamızın son lideri,
KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Sn. Rauf Raif Denktaş’ı kaybedeli tam dokuz yıl
oldu.
13 Ocak 2012 tarihinde sonsuzluğa
uğurladığımız Sn. Denktaş, özgürce yaşaması için uğruna hayatını adadığı Kıbrıs
Türk Halkının Lefkoşa’sının Türk kesiminde yatıyor.
Ölümünden sonra devletinin anıt mezar yapacağı
kararının ardından tam dokuz uzun yıl geçti, bu süreçte KKTC’de sekiz hükümet
değişti! Ancak değişmeyen tek şey o büyük lidere yakışan bir anıt mezarın hala
bitirilememiş olmasıdır…
Aslında bu sekiz hükümet arasında onun siyaset
sahnesine çıkardığı, önemli koltuklara oturttuğu pek çok siyasetçide vardı ama
nedense onlarda bu konuda etkin olamadılar!
Değerli Okur:
Verdikleri mücadeleyle, kazandıkları nice
başarılarla halkının geleceğine yön veren liderler asla unutulmazlar. Tam
tersine halkının gönlünde taht kurarlar.
Rahmetli Denktaş’ta adı Türk tarihine altın
harflerle yazılı böylesine önemli liderlerden birisidir. Kıbrıs adasında
halkının varoluş mücadelesine liderlik yapan, inanmış olduğu bu dava uğruna
cephede savaşan ama asla Rumlara diz çökmeyen, sonuçta halkına tertemiz bir
devlet armağan ederek halkının gönlünde taht kurmuştur.
Ancak
böylesine önemli bir lidere layık ne yazık ki, bir anıt mezar hala
bitirilebilmiş değildir. O kendisinden önce Kıbrıs Milli Davamıza liderlik
yapan Dr. Fazıl Küçükten devralmış olduğu mücadele bayrağını yere düşürmeden
görevini tamamlamış, Kıbrıs Türk Halkına özgürce yaşayacağı topraklarda bir
devlet emanet ederek ebediyete intikal etmiştir.
Gönül isterdi ki, Kıbrıs’ta inandıkları dava
uğruna, Türklüğün var olması için mücadele eden bu iki lider aynı mekânda
bulunsunlar, aynı anıt mezarı paylaşabilseler, şu anda rahmetli Dr. Küçük ’ün
mezarının bulunduğu Anıt Tepede yan yana yatsalardı.
Ama nedense bu gerçekleşemediği gibi şu anda
Lefkoşa’da bulunan ve henüz tamamlanmamış olan Denktaş’ın anıt mezarı da basına
düşen görüntülü haberlere göre içler acısı durumdadır.
Geçtiğimiz günlerde oğlu Sn. Serdar Denktaş’ın
sosyal medyadan çağrısı, halkın katılımı ile anıt mezarın içi ve çevresindeki
çöpler, molozlar, kurumuş otlar ve ağaçlar temizlenmiş, adada yayın yapan
Veryansın TV’deki o kötü görüntüler bir nebzede olsun ortadan kalmıştır. Ancak
bu geçici bir uygulamadan öteye gitmeyecek, yine birkaç hafta sonra anıt mezar
içi ve çevresi eski haline dönecektir.
Hâlbuki rahmetliye layık bir mezar bugüne
kadar bitirilmiş olsa, bu anıt mezarda onun canından aziz bildiği ana vatanının
temsilcisi Mehmetçik ve kendi topraklarının cesur evlatlarından oluşan Güvenlik
Kuvvetlerinin askerleri saygı nöbeti tutsa, anıt mezarın içinde bulunan müzenin
açılmasıyla birlikte KKTC Devletinin nasıl kurulduğunu anlatan görsellerin yer
aldığı bu salon; öğrenciler, vatandaşlar adaya gelen tüm misafirler tarafından
ziyaret edilse iyi olmaz mıydı? Bu vesileyle rahmetlinin ruhu da şad olurdu.
Şu
gerçeği de açıklamadan geçemeyeceğim!
Adalı
Rumların milli lideri Başpiskopos Makarios’un anıt mezarı da Lefkoşa’dan 60 km
ileride Trodos Dağlarının 1600 metre zirvesinde Cikko Manastırı yakınında
bulunuyor. (13 yaşına kadar bu manastırda yaşamıştır.)
3 Ağustos 1977 de ölen Makarios’un anıt
mezarına girişte 20 metrelik bir heykeli göze çarpıyor. Mezarın süslemeleri
altın sarısı, kırmızı ve lacivert renklerin ağırlıkta olduğu ortaçağ sanatının
‘’önemli perspektifini’’ örnek almış betimlemelerden oluşuyor. Bu renklerden
altın sarısı ruhsal zenginliği, lacivert asaleti, kırmızı is coşkuyu
simgeliyormuş. Sekizgen bir prizma biçimindeki yapının tavanını ise İstanbul
Kariye müzesinin tavanında bulunan Pankreoton (her şeyi yaratan) İsa
betimlemesine benzer bir fresk ile süslenmiş. Yerlerde ise arı betimlemeleri
bulunuyor.
Makarios’un anıt mezarında kullanılan
renklerin ‘’asalet-ruhsal zenginlik-coşkuyu’’ ifade ettiğine bakacak olursak!
Burada unutulan en önemli renk simgesinin Makarios’un Kıbrıs Türk Halkını adadan
yok etmek adına yapmış olduğu mezalimlerini anlatan rengin eksik olduğunu
görürüz ki, o da siyah renk olmalıdır. Çünkü siyah renk Makarios’un Kıbrıslı
Türklere 1955-1974 yılları arasında yaşattığı mezalimleri, o kapkara acılı
yılların matemini anlatan renk olup, bu renk gerçekleri anlatan ve Makarios’a
en çok yakışan renktir.
İşte
bir tarafta Rum Milli Lideri Makarios’un anıt mezarı, diğer yanda ise 9 yıldır
bitirilemeyen Kıbrıs Milli Davamızın Lideri, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Sn.
Denktaş’ın anıt mezarı…
Önümüzdeki
15 Kasım’da KKTC’nin 38’nci kuruluşu kutlama yıldönümü töreni, 13 Ocak 2022 de
ise rahmetli Denktaş’ın 10’ncu ölüm yıldönümü anma töreni var.
Bu
tarihlerde KKTC’nin en önemli makamlarında bulunan liderleri Cumhurbaşkanından,
Başbakanına, Bakanlarına, Komutanlarına kadar hepsi rahmetli Denktaş’ın
huzuruna gelecek, çelenk koyup şükranlarını bildireceklerdir.
O topraklarda Mehmetçiklerim ve Mücahitlerimle
birlikte omuz, omuza savaşarak KKTC’nin kurulmasına bir nebze de olsa katkıda
bulunan bir komutan olarak onlardan tek dileğim:
Rahmetli
Denktaş’ın anıt mezarının en yakın zamanda bitirilerek, Mehmetçik ve Mücahit’in
korumasına emanet edilmesidir.
Evet, anıt mezarlar böylesine büyük liderler
için sadece bir simgedir. Çünkü rahmetli Denktaş’ta Türk tarihinde unutulmazlar
arasında altın harflerle yerini almış, adı büyük Türk Milletinin gönlüne,
beynine kazınmıştır.
Ama gelecek nesiller de onu her ölüm yıl
dönümünde en azından ona layık bir anıt mezarı ziyaret ederek hatırlamalı,
huzuruna çıkıp duaları ile anmalıdır.