Demokratikleşmeye Eyvallah Ama……

84

Anlaşılan o dur ki önümüzdeki günlerin en önemli gündemlerinin başında hiç şüphesiz yakında açıklanacağı  ifade edilen yeni demokratikleşme paketi ve bu paketin içinde olması muhtemel açılımlar olacak gibi gözüküyor.

Bugün yarın derken başbakan tarafından 30 Eylül tarihinde açıklanacağı ifade edilen son demokratikleşme paketinde neler olduğunu kısa bir zaman sonra hep birlikte göreceğiz.Elbette açıklanacak paket toplumda tartışılacak,beğenenler beğenmeyenler lehte ve aleyhte söyleyeceklerini söyleyecekler.Biz de söyleyeceğiz.

Bugün biz farklı bir şey yapalım ve gelecekte söyleyeceklerimizin de şifreleri olacak bazı şeyleri şimdiden söyleyerek bir kenara not edelim.

Demokratikleşme ve daha demokratik bir Türkiye’de yaşama talebi hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir taleptir ama;

Demokratikleşme adı altında ayrışma ve bölünmenin yolları açılamaz,açılmamalıdır.Mesela etnik dillerin öğrenilmesi ve kullanılması önünde engeller varsa kaldırılmalıdır ama Türkçenin dışında etnik dillerin eğitim dili haline getirilmesi kabul edilemez.Kim ne derse desin bu ayrışmanın en önemli basamaklarından birisidir.

Yerel yönetimlerin özerkliği adı altında eyalet sistemine geçişin önünü açmak kabul edilemez.

Türk milleti kavramının ve Türk kültürünün birleştirici üst kimliğini devre dışı bırakmak,hiç unutulmasın zaman içerisinde en büyük zararı ayrıştırılmak istenen etnik kimliklerin mensuplarına verecektir. Zira kendilerini ayrı görmeye kalkanları bir müddet sonra toplum çoğunluğu da ayrı görmeye başlar ve dışlar.Bu asla unutulmamalıdır.

Bir yönü dış politik ilişkilere bağlı olan konularda dış politikanın vazgeçilmezi olan karşılıklılık ilkesi asla unutulmamalıdır. Ne yazıktır ki Türkiye bu konuda yıllardır büyük yanlışlar yapmaktadır.Atina’da müslümanların bayram namazı kılacağı bir cami bulunmaz ve Batı Trakya’da Müslüman Türkler,Lozan’da garanti altına alınmış azınlık haklarını kullanamazken Ruhban Okulunun açılması,Patrikhane’nin evrensel patriklik talebine vize verilmesi,Sümela’da ibadete izin verilmesi, eski bir Müslüman Türk yurdu olan bu günkü Ermenistan’da sayısız cami yıkılmış,taşları dahi kalmamışken Rus destekli Ermeni komitacıların 1915 Van katliamının planlandığı önemli merkezlerden birisi olan Akdamar adasında bulunan Ermeni kilisesinin ibadete açılması maalesef yanlış olmuştur.Türkiye en azından şunu diyememiştir.Siz orada yapın biz de burada yapalım diyememiştir.

Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu demokratikleşmeden ülkede demokratikleşme sağlanamaz. Halkın sadece oy vererek katıldığı ki o da mecburi istikamet misalidir.-bir yapıdan demokratik siyaset olarak bahsedilemez.Siyasi partilerin mensuplarının ve hatta oy veren halkın daha fazla etkin ve katılımcı olduğu,lider sultasından kurtarılmış bir siyasal hayat demokratik siyasetin vazgeçilmezidir.

Muhalefet hakkı ve eleştirme hak ve hürriyeti demokrasinin vazgeçilmezidir. Aleyhte söz söylemeden korkanların bulunduğu bir ülkede kim ne derse desin özgürlüklerden ve demokrasiden bahsedilemez.

Yeni paketlerle amaçlanan kimin ne kadar iktidarda kalacağının yollarını aramak değil Türkiye’nin en az elli yıllık geleceğinin,akıl,bilim ve milli çıkarlarımız doğrultusunda şekillendirilmesi olmalıdır.

İlerde elbette bol bol tartışacağız.Ama şimdiden bunları bir kenara not edelim dedik.