18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi, 19
Mayıs 1919’da başlatılan Kurtuluş Savaşı’nın; 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin açılışı da 29 Ekim 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun
önsözü ve demokratik hayata atılan ilk adımdır.
Ülkesi
ve milletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri,
millî egemenlik ve bağımsızlıktır. Millî egemenlik, halkın kendi kendini
yönetmesi; millî bağımsızlık ise bir devletin, kendisi ile ilgili kararları
alma yetkisinin, uluslararası bir güçlerde değil, kendisinde olması demektir.
Günümüzün en gelişmiş devlet yönetim biçimi, “Demokrasi”dir. Demokrasinin temeli, milli egemenliktir. Egemenliğin
tek, meşru kaynağı ve sahibi, millettir.
Bugün
102. yılını kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, demokratik
hayata geçişimizin de ilk adımıdır. Bu adımla Türk milleti, kulluktan vatandaşlığa
yükselmiş ve egemenlik, bir hanedandan ve saraydan, millete geçmiştir. Millet
egemenliğini, millî iradenin temsilcilerinden oluşan Türkiye Büyük Millet
Meclisi eliyle kullanmaya başlamıştır. Millî Kurtuluş Savaşımız, bu meclis
eliyle yönetilmiştir. Kurulan yeni Türk ordusu,” TBMM Ordusu”dur. Gazi Mustafa
Kemal’in önderliğinde zaferle sonuçlanan Kurtuluş Savaşı’ndan sonra hayata
geçirilen, Türkiye Cumhuriyeti, bu meclisin kararıyla kurulmuştur.
Demokratik
ülkelerde millet, egemenlik yetkisini şu üç organ eliyle kullanır: Yasama,
yürütme ve yargı. Millet, yasama, yani kanun yapma yetkisini TBMM eliyle; yürütme
yetkisini kendi seçtiği devlet başkanı, bakanlar ve bürokratlar eliyle ve yargı
yetkisini ise bağımsız yargı organları eliyle kullanır. Demokratik düzen, insan
hak ve özgürlüklerinin en iyi şekilde korunduğu ve saygı gördüğü düzendir. Bu
düzen; adaletin bağımsızlığının, hukukun üstünlüğünün, insan onur ve
haysiyetinin, söz, düşünce, kanaat, din ve vicdan özgürlüğünün en büyük
güvencesidir.
Atatürk,
millet iradesinin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı 23
Nisan tarihini, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak Türk çocuklarına
armağan etmiştir. Atatürk, bu bayramı, milletin gelecekteki güvencesi olan
bugünün küçüğü, yarının büyüğü olan çocuklarımıza armağan etmiştir. Çünkü,
çocuk yaşta egemenliğin ve bağımsızlığın değerini kavrayan bir kişi, onun
sürekli koruyucusu ve kollayıcısı olur.
“2022
Türkiyesi”nde uygulanan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile maalesef, TBMM işlevini kaybetmiştir. TBMM’nin yasama
yetkisi azalmış, bu yetkiyi daha çok Cumhurbaşkanı KHK (Kanun Hükmünde
Kararname)’larla kullanmaya başlamıştır. Yürütme yetkisi, tek başına Cumhurbaşkanınca
kullanılmaktadır. Yargının bağımsızlığı ise, siyasi iradenin müdahaleleri ve
yönlendirmeleri ile büyük ölçüde zedelenmiştir.
Eğer
çocuklarımıza özgür, bağımsız, demokratik, çağdaş, gelişmiş ve zengin bir
Türkiye bırakmak istiyorsak, hızla şu anda uygulanmakta olan tek kişinin
yönetimine dayanan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nden kurtulmalıyız. Bu
sistemin yerine en kısa zamanda “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter
Sistem”e geçmeliyiz. Bunun için, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği
Seçimleri en büyük fırsattır. Milletçe bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli ve
milli egemenliği zedeleyen bu sistemden kurtulmalıyız.
Bu
duygularla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramınızı kutluyor, bu günleri bizlere armağan eden Mustafa Kemal
Atatürk ve silah arkadaşları ile aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle ve şükranla anıyoruz.