Demokrasi ve İslam – 2

81

Hıristiyanlarca Hz İsa (as) tarafından kutsanmış

Melekler tarafından korunduğuna inanılan İstanbul

II. Mehmet tarafından fethettiği zaman

Hıristiyan din adamları bu Türkler bizim inancımıza ve ibadetlerimize yasak koyar,

Bizi zorla Müslüman yapmaya çalışırlar

Müslüman olmayanları da öldürürler düşüncesiyle

Ayasofya’da toplanıp ağlaşırlarken Fatih (cennet mekân) onlara inanç ve ibadetlerine yasak getirilmeyeceğini ibadet yerlerine dokunulmayacağına dair teminat verir.

Ve de öyle yapar.

İşte bu İslam’ım başka inanç ve düşüncedeki insanlara yaklaşım tarzıdır

Bu anlayışı dini bir davranış olarak görmeyelim

Demokrasi ve demokratlık gereği yönetimde olan, gücü elinde bulunduran insanların kendilerinden farklı değerlere sahip olan herkesime aynı yaklaşım tarzını göstermesi gerekmez mi?

Bizim tarihimiz medeniyet tarihidir

Bu ve benzeri örneklerle doludur.

Günümüzdeki insanların zihin yapısı ne İslam’a nede demokrasiye uyar.

Zaten birine uysa diğerine de uymuş olur

Nasıl mı?

Üniversitede okumaya hak kazanmış bir genç kızın giyimine kuşamına karışmak yasak koymak hangi zihin yapısıyla bağdaşır.

Ülkemizde ve dünyada despotizme karşı bir başkaldırı var

Öyleyse napalım

Hiç bir şey yapmamak olmaz.

Bir cinlik yapalım

Hizmet alan hizmet veren ayrımını getirelim

Okurken serbest olsa bile görev yaparken yasak olsun

Tamamen serbest olursa başörtülü öğretmen, avukat, doktor, hakim, savcı, milletvekili, bakan, başbakan hatta ve hatta cumhurbaşkanı olursa demokrasi memokrasi kalmaz.

Bizim yaşam tarzımıza müdahale edilir.

Bazı kesimler korkularıyla yaşayarak etrafa korku salmayı seviyorlar

Dikkat ederseniz birinin varlığı diğerinin yokluğu üzerine kuruluyor..

Bu zihniyetin üst tarafında koyu bir kasıt alt tarafında da koyu bir cehalet hâkimdir.

Bu anlayış İstanbul un fethi sırasında kiliselere toplanarak ağlaşan

Hıristiyanların durumuna benzer.

Daha fazla hür daha fazla mutlu olacaklarından haberleri yok.

Dinde demokraside diğerini yok saymaz.

Farklılıkların bir arada beraberce ve dostça yaşamasını ister.

Dinde bir kişi dahi olsa bütün insanların inanç, ibadet, giyim kuşam ve değerleri

Garanti altında olduğu gibi demokrasilerde de aynı olmalıdır.

Aksi düşünülemez ve de savunulamaz

Efendim bizim ülkemizin nevi şahsına münhasır hassasiyetleri var.

Geç bu ayak oyunlarını

Koktu bunlar.

Bizim insanımız her şeyin en iyisine layıktır.

İslam’daki istişare; ehil olan her insanın düşüncesinin dile getirilmesi ve yönetime yansıması olayıdır.

Uhud savaşında meydan muharebesi yapılması fikri Bedir Savaşına katılamamış kahramanlıklarını göstermek isteyen genç sahabelerin görüşü idi ve öyle yapıldı.

Hendek savaşı sırasında hendek kazılması fikri İran asıllı olan Selman’ı Farisi’ye aitti.

Ve öyle yapıldı

İslam’daki istişare parmak kaldır indir ya da parmak sayısına dayalı bir karar alma mekanizması değildir.

Günümüzde olduğu gibi lider sultasına dayalı; isabet buyurdunuz siz en iyisini bilirsiniz mantığıyla da hareket etmez.

İslam’ın insanlara tanıdığı hak ve özgürlükler günümüz ileri demokrasilerin tanıdığı hak ve özgürlülerden çok daha ileridir.

Neden?

İnsan en kıymetli varlıktır, her şeyin en iyisine layıktır.

Farklılıklar zenginliklerimizdir.

Farklılıkların yanında benzerlikleri de görmek lazım.

Allah (cc) zati sıfatları olduğu gibi subuti sıfatları da vardır.

Bu yazıyla batıla hak elbisesi giydirmeye çalıştığım düşüncesine kapılanlar olursa

Lütfen sakın bir kafayla yazıyı baştan sona bir daha okusunlar

Ben katıksız bir Müslüman’ım

Bi iznillah öylede kalmaya niyetliyim.

Biz Müslümanlar olarak dinimizi ve tarihimizi doğru bilirsek

Olayları daha sağlıklı değerlendirir

Yarınları daha iyi şekillendiririz.

Geleceğiniz aydınlık

Kalbiniz iman

Eviniz huzur dolsun

Yinede sürçü lisan etti isek affola

Aydınlık yarınlarda buluşmak temennisiyle