Hıristiyanlarca Hz İsa (as) tarafından kutsanmış
Melekler tarafından korunduğuna inanılan İstanbul
II. Mehmet tarafından fethettiği zaman
Hıristiyan din adamları bu Türkler bizim inancımıza ve ibadetlerimize yasak koyar,
Bizi zorla Müslüman yapmaya çalışırlar
Müslüman olmayanları da öldürürler düşüncesiyle
Ayasofya’da toplanıp ağlaşırlarken Fatih (cennet mekân) onlara inanç ve ibadetlerine yasak getirilmeyeceğini ibadet yerlerine dokunulmayacağına dair teminat verir.
Ve de öyle yapar.
İşte bu İslam’ım başka inanç ve düşüncedeki insanlara yaklaşım tarzıdır
Bu anlayışı dini bir davranış olarak görmeyelim
Demokrasi ve demokratlık gereği yönetimde olan, gücü elinde bulunduran insanların kendilerinden farklı değerlere sahip olan herkesime aynı yaklaşım tarzını göstermesi gerekmez mi?
Bizim tarihimiz medeniyet tarihidir
Bu ve benzeri örneklerle doludur.
Günümüzdeki insanların zihin yapısı ne İslam’a nede demokrasiye uyar.
Zaten birine uysa diğerine de uymuş olur
Nasıl mı?
Üniversitede okumaya hak kazanmış bir genç kızın giyimine kuşamına karışmak yasak koymak hangi zihin yapısıyla bağdaşır.
Ülkemizde ve dünyada despotizme karşı bir başkaldırı var
Öyleyse napalım
Hiç bir şey yapmamak olmaz.
Bir cinlik yapalım
Hizmet alan hizmet veren ayrımını getirelim
Okurken serbest olsa bile görev yaparken yasak olsun
Tamamen serbest olursa başörtülü öğretmen, avukat, doktor, hakim, savcı, milletvekili, bakan, başbakan hatta ve hatta cumhurbaşkanı olursa demokrasi memokrasi kalmaz.
Bizim yaşam tarzımıza müdahale edilir.
Bazı kesimler korkularıyla yaşayarak etrafa korku salmayı seviyorlar
Dikkat ederseniz birinin varlığı diğerinin yokluğu üzerine kuruluyor..
Bu zihniyetin üst tarafında koyu bir kasıt alt tarafında da koyu bir cehalet hâkimdir.
Bu anlayış İstanbul un fethi sırasında kiliselere toplanarak ağlaşan
Hıristiyanların durumuna benzer.
Daha fazla hür daha fazla mutlu olacaklarından haberleri yok.
Dinde demokraside diğerini yok saymaz.
Farklılıkların bir arada beraberce ve dostça yaşamasını ister.
Dinde bir kişi dahi olsa bütün insanların inanç, ibadet, giyim kuşam ve değerleri
Garanti altında olduğu gibi demokrasilerde de aynı olmalıdır.
Aksi düşünülemez ve de savunulamaz
Efendim bizim ülkemizin nevi şahsına münhasır hassasiyetleri var.
Geç bu ayak oyunlarını
Koktu bunlar.
Bizim insanımız her şeyin en iyisine layıktır.
İslam’daki istişare; ehil olan her insanın düşüncesinin dile getirilmesi ve yönetime yansıması olayıdır.
Uhud savaşında meydan muharebesi yapılması fikri Bedir Savaşına katılamamış kahramanlıklarını göstermek isteyen genç sahabelerin görüşü idi ve öyle yapıldı.
Hendek savaşı sırasında hendek kazılması fikri İran asıllı olan Selman’ı Farisi’ye aitti.
Ve öyle yapıldı
İslam’daki istişare parmak kaldır indir ya da parmak sayısına dayalı bir karar alma mekanizması değildir.
Günümüzde olduğu gibi lider sultasına dayalı; isabet buyurdunuz siz en iyisini bilirsiniz mantığıyla da hareket etmez.
İslam’ın insanlara tanıdığı hak ve özgürlükler günümüz ileri demokrasilerin tanıdığı hak ve özgürlülerden çok daha ileridir.
Neden?
İnsan en kıymetli varlıktır, her şeyin en iyisine layıktır.
Farklılıklar zenginliklerimizdir.
Farklılıkların yanında benzerlikleri de görmek lazım.
Allah (cc) zati sıfatları olduğu gibi subuti sıfatları da vardır.
Bu yazıyla batıla hak elbisesi giydirmeye çalıştığım düşüncesine kapılanlar olursa
Lütfen sakın bir kafayla yazıyı baştan sona bir daha okusunlar
Ben katıksız bir Müslüman’ım
Bi iznillah öylede kalmaya niyetliyim.
Biz Müslümanlar olarak dinimizi ve tarihimizi doğru bilirsek
Olayları daha sağlıklı değerlendirir
Yarınları daha iyi şekillendiririz.
Geleceğiniz aydınlık
Kalbiniz iman
Eviniz huzur dolsun
Yinede sürçü lisan etti isek affola
Aydınlık yarınlarda buluşmak temennisiyle