Demokrasi Şehitlerimiz

82

 

Demokrat Parti döneminin Maliye Bakanlarından  Hasan Polatkan ve aynı dönemin Dışişleri Bakanlarından  Fatin Rüştü Zorlu, 16 Eylül 1961’de, Başbakan Adnan Menderes, 17 Eylül 1961’de  İmralı Adası’nda idam edildi.

İdam kararları,  27 Mayıs 1960 ihtilâlinden sonra kurulan Yassıada Mahkemesi’nde verilmişti.

Hasan Polatkan,  1915 yılında Eskişehir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini doğduğu şehirde yaptı. 1936 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirip Ziraat Bankası’nda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başladı. 1939’da müfettiş oldu. 21 Temmuz 1946’da Demokrat Parti’den Eskişehir milletvekili seçilerek Meclis’e girdi. 14 Mayıs 1950’de ikinci defa milletvekili seçildi. 22 Mayıs 1950 tarihinde kurulun hükümette Çalışma Bakanı olarak görev yaptı. 14 Aralık 1950’de Maliye Bakanlığı’na getirildi. 27 Mayıs 1960 İhtilâli’ne kadar 10 yıl süre ile Maliye Bakanı  olarak hükümette yer aldı.

27 Mayıs 1960 ihtilâlinde Kütahya’da tutuklandı. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar,  Başbakan Adnan Menderes ve Demokrat Parti’nin diğer bakan ve milletvekilleriyle birlikte yargılandı, Yassıada Adalêt Divanı, idamına karar verdi. Karar, 16 Eylül 1961 tarihinde İmralı Adası’nda  infaz edildi.

Fatin Rüştü Zorlu: 20 Nisan 1910 tarihinde İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni, Paris Üniversitesi’ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni ve Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na intisap etti. 1951’de Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı Genel Sekreteri oldu. 1952’da Büyükelçi unvânı ile Kuzey Atlantik Paktı (NATO)  Teşkilâtında Türkiye Dâimî Temsilciliği’ne tâyin edildi. 1954 yılında siyâsî hayata atılarak Demokrat Parti’den Çanakkale Milletvekili seçildi. Hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. 1957’de tekrar milletvekili seçildi. Bu defa Devlet Bakanı olarak hükümette yer aldı. Kasım 1957’den, 27 Mayıs 1960 İhtilâline kadar Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti başbakanlarından Adnan Menderes’in, sağlık sebebiyle ertelenen  idam cezası, tanzim edilen doktor raporu ile 17 Eylül 1961 tarihinde İmralı Adası’nda  infaz edildi.  Doğumu: Aydın, 1899.

İzmirli Kâtip-zâde İbrâhim Edhem Bey ile Aydınlı Hacı Ali Paşa-zâde Tevfika Hanım’ın oğludur. Her iki aile de on sekizinci asırda Rumeli’den gelip Anadolu’ya yerleşmişlerdir.

Adnan Menderes, İzmir Amerikan Koleji’ni bitirdi. 1916 – 1922 yılları  arasında  yedek subay olarak Birinci Dünya Savaşı’na ve Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası’na hak kazandı.

Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Aydın il başkanı olarak siyasete girdi. Parti kendini feshedince, Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçti. Bu partide 1931’den 1945’e kadar 3 dönem Aydın milletvekili olarak görev yaptı. 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’nin kurucusu oldu. 1946’da partisinden Kütahya milletvekili seçildi.  Milletvekili iken Ankara Hukuk Fakültesi’ne devam edip diploma aldı.

16 Mayıs 1945 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünde uzun konuşmasındaki hitâbet kabiliyeti ile dikkatleri üzerine çekti. Celâl Bayar, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte, siyâsî tarihimize Dörtlü Takrir  adı ile  geçen  önergeyi  hazırlayıp Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  Meclis Grubu’na sundu. Takrir, 12 Haziran 1945 tarihinde Grup’ta reddedildi. Dört milletvekili CHP’den ihraç edildiler. Demokrat Parti  (DP), 7 Ocak 1946 tarihinde  bu ihraç olayı üzerine kuruldu. Celal Bayar partinin genel başkanı oldu.  1946 yılında yapılan seçimleri DP kazandığı halde iktidar, bu partinin 62 milletvekili çıkarabildiğini iddia etti.  DP mensupları bu haksızlığı, TBMM’den çekilmekle protesto etmeyi düşündülerse de, Meclis’te kalıp dört yıl sabretmeyi uygun gördüler. Dört yıl boyunca bütün yurdu adım adım dolaştılar,  basının da desteğini aldılar,  14 Mayıs 1950 seçimlerinde tek başına iktidar oldular. Celal Bayar Cumhurbaşkanı seçilince, Adnan Menderes DP’nin genel başkanı ve  Başbakan oldu.   Demokrat Parti’nin 10 yıl, 6 gün süren iktidarı süresince 22 Mayıs 1950’den 27 Mayıs 1960 tarihine kadar  partinin genel başkanı ve başbakan olarak görev yaptı. Gerçekleştirdiği büyük hizmetlerle Türkiye Cumhuriyeti tarihine  damgasını vurdu.

Dış politikada Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin  belirgin hâkimiyeti 1945’te başlamıştı. Ankara, ABD yardımı ile  Rus isteklerine karşı koyabilmekten memnundu. Birleşmiş Milletler Teşkilâtı (BMT)’nin isteği üzerine 20 Temmuz 1950 tarihinde Kore Savaşı’na  bir tugay ile katıldık. Bu katılım sebebiyle Türkiye, döneminin en güçlü askerî organizasyonu olan Kuzey Atlantik Paktı ( NATO)’ya,  18 Ocak 1952 tarihinde kabul edildi.  Türkiye’nin önderliğinde Bağdat Paktı ve CENTO kuruldu.  Türkiye, bölgesinde saygın bir konuma yükseldi. Yunanistan ile dostluk ilişkileri kurulmasına çalışıldı ise de, Yunanistan’ın uzlaşmaz tutumu sebebiyle sonuç alınamadı.  Müslüman halkların devletleri yeni yeni bağımsızlıklarını elde ediyorlardı. Pakistan, bu devletlerden biriydi. Dostluk ilişkileri Adnan Menderes döneminde kuruldu, hâlâ devam ediyor.

Yine Adnan Menderes döneminde, 11 Şubat 1959 tarihinde Londra ve 19 Şubat 1959 tarihinde Londra ve Zürich Antlaşmaları imzalandı. Kıbrıs Türklüğü bu antlaşmalarla yok olmaktan kurtuldu.

Adnan Menderes, iki büyük tarihî misyonu daha gerçekleştirdi. Türkiye’de demokrasiyi sınırlı da olsa yerleştirdi. Milleti yönetime, şeklî olarak değil, gerçek anlamda iştirak ettirdi. Türkiye coğrafyasında, çağ değiştirircesine iktisadî kalkınma hamlesi başlattı. Refahı, köylere kadar ulaştırdı.  Bütün bu vasıflarıyla, Türkiye’nin unutulmaz liderleri arasında yer aldı.

Bu işler yapılırken CHP, iktidardan düşmüş olmanın burukluğu ve bir daha iktidar olamayacağını anlamış olmanın sinirliliği içerisinde  ‘hırçın muhalefet‘  yaptı.  Türkiye’de gergin bir siyasî ortam oluşturdu. Adnan Menderes bu gergin ortamı yumuşatmaya çalıştı ise de DP’nin diğer yöneticileri ile milletvekilleri, kendinden emin tavırlarıyla yumuşama eylemlerine katkıda bulunmadılar. Bu gerginlik içerisinde, farklı yorumlar sebebiyle doğruluğu tartışılır uygulamalar oldu. Bu uygulamalar ülkeyi 27 Mayıs 1960 ihtilâlinin eşiğine getirdi.  

27 Mayıs 1960 ihtilâlinden sonra kurulan Yassıada Mahkemesi’nde idam cezasına çarptırıldı. İdam cezası, 17 Eylül 1961 tarihinde İmralı Adası’nda uygulandı. İdam edildiği adada toprağa verildi. 

Demokrasimizin üç şehidinin naaşları, 17 Eylül 1990 tarihinde, Devlet Töreni ile İmralı’dan alınarak İstanbul Topkapı’da yaptırılan Anıt Mezar’a nakledildi.

 

ÜÇ ŞEHİT DESTANI

 


Yassıada’nın kuşları,

Uçarlar, eğik başları.

Analar içine döker,

Sessiz sessiz, gözyaşları.

 

Kol kola gider üç yiğit.

Göğsünde yazılı kâğıt.

Gidişleri ağıt ağıt…

 Rüzgârda uçar saçları.

 

Seferber oldu ordular;

Can evlerinden vurdular.

Kara toprağa girdiler,

Daha genç iken yaşları.

 

Derya’ya bakıp İmralı,

Bağrına basar kartalı.

Yere düşmüş defne dalı,

Toprağa girmiş uçları.

 

Darağacına asmışlar;

Bağrına yafta basmışlar.

Öyle kin…nefret kusmuşlar

Ki, yere dökülmüş dişleri.

 

Yapan ilahi kudret mi?

Şu külçe kemik mi et mi?

Acep vatana hizmet mi,

Kabahatleri, suçları?

 

İlmikte sallanan ceset,

Ne kan, ne kemik, ne de et.

Asılan sâde Adalet,

Ve günahsız göz yaşları.

 

Hizmetlerin bile bile,

Çektirdiler büyük çile.

Ölüm karşısında bile,

 Kazandılar savaşları.

 

Çetin, yapılanlar çetin,

Gidenler, kalandan metin.

Hani şu koca milletin,

Göğe çıkan alkışları?

 

Saçları ak, yüzleri ak.

Tarihe oldular yaprak.

Kefenleri kara toprak,

Gönüller mezar taşları.

 

Şu yağan yağmur mu, kar mı?

Üstünde örtüsü var mı?

Yazın sıcakta yanar mı?

Acep üşür mü kışları?

 

Yatan altında şu taşın,

Galibi bin bir savaşın.

Dün vecd ile gülen başın,

Bu gün çatılmış kaşları.

 

Eğil yüce başım eğil;

Kanım akar seğil seğil.

Bu ordunun işi değil,

Münafıkların işleri

 

Kalpler gönüller içinde,

Daim kalacaklar zinde.

Yürüyecekler izinde

Bacıları, kardaşları.

 

Bağrımızı yere verip,

Ağlayalım garip garip.

Onlarsa tarihe girip

Oldular köşe taşları.

 

Yassıada’nın kuşları;

Ne hazindir uçuşları.

Üç şehit yatar toprakta

Gönüller mezar taşları.

Cevdet Akçalı – 17 Eylül 1961

(Adalet Partisinden 2, Anavatan Partisinden 2 ve Refah Partisinden 1 dönem Adana milletvekili)

(MERHUM)

Önceki İçerikOkullar Açılırken
Sonraki İçerikKandıra Belen Köyünde Şifalı Su (Böbrek taşı için)
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.